Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

Türkiye Ekonomisi Yüzde 2.6 Büyüdü

TÜRKİYE ekonomisi döviz kuru üzerinden yapılan operasyonlara rağmen 2018’de yüzde 2.6 büyüdü. Büyümeye en büyük katkı ihracattan geldi. 2018’de mal ve hizmet ihracatı yüzde 7.5 artarken, hanehalkı nihai tüketim harcamaları yüzde 1.1, devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 3.6 artış gösterdi. Gayrisafi sabit sermaye oluşumu olarak ifade edilen yatırım harcamaları ise 2018’de bir önceki yıla göre yüzde 1.7 geriledi. 2018’de kişi başı gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) 9 bin 632 dolar oldu.

Türkiye ekonomisi yılın son çeyreğinde ise piyasa beklentileri çerçevesinde yüzde 3 daraldı.

2019 geneli itibarıyla ekonomik büyümenin pozitif tarafta kalacağına dikkat çeken ekonomistler, yılın ikinci yarısında baz etkisinin olumlu katkısı ve finansal piyasalardaki dalga boyunun azalmasının da etkisiyle ılımlı bir toparlanma beklediklerinin altım çiziyorlar. Kur dalgalanması ve yüksek faiz oranlan ile karşı karşıya kalınan 2018 yılını her şeye rağmen yüzde 2.6’lık büyüme ile kapatılmasının Türkiye’nin dayanıklılığını bir kez daha ortaya koyduğunu vurgulayan iş dünyası ise ekonominin potansiyel büyümesine en kısa sürede geri döneceği görüşünde.

SANAYİ KATMA DEĞERİ YÜZDE 1.1 ARTTI

Türkiye istatistik Kurumu (TÜ1K) geçen hafta 2018 dördüncü çeyrek dönemsel GSYH verilerini açıkladı. Üretim yöntemine göre dört dönem toplamıyla elde edilen yıllık GSYH, zincirlenmiş hacim endeksi olarak (2009=100), 2018’de bir önceki yıla göre yüzde 2.6 arttı. Cari fiyatlarla GSYH, 2018’de bir önceki yıla göre yüzde 19.1 artarak 3 trilyon 700 milyar 989 milyon TL oldu. GSYH’yi oluşturan faaliyetler incelendiğinde, 2018’de zincirlenmiş hacim endeksi olarak tarım sektörünün katma değeri yüzde 1.3, sanayi sektörünün yüzde 1.1 artarken, inşaat sektörünün ise yüzde 1.9 azaldı. Ticaret, ulaştırma, konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetlerinin toplamından oluşan hizmetler sektörünün katma değeri ise yüzde 5.6 artış gösterdi. 2018’de kişi başına GSYH cari fiyatlarla bir önceki yıla göre 6 bin 782 TL artışla 45 bin 463 TL’ye yükseldi. Dolar cinsinden kişi başına gelir ise 9 bin 632 dolar oldu.

GSYH zincirlenmiş hacim endeksi olarak 2018 dördüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3 azaldı. Zincirlenmiş hacim endeksi olarak tarım sektörü toplam katma değeri yüzde 0.5, sanayi sektörü yüzde 6.4 vc inşaat sektörü yüzde 8.7, hizmetler sektörü yüzde 0.3 azaldı. Takvim etkisinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, dördüncü çeyrekte bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 3.2 azalırken, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi bir önceki çeyreğe göre yüzde 2.4 küçüldü.

İHRACAT LOKOMOTİF OLDU

Yerleşik hanehalklarınm ve hanehal-kına hizmet eden kar amacı olmayan kuruluşların (HHKOK) toplam nihai tüketim harcamaları, 2018’de bir önceki yıl zincirlemiş hacim endeksine göre yüzde 1.1, devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 3.6 artarken, gayrisafi sabit sermaye oluşumu ise yüzde 1.7 azalış gösterdi. Hanehalkı nihai tii- işi ketim harcamaları, 2018’in dördün- m cü çeyreğinde bir önceki yılın aym dönemine göre yüzde 8.9 daraldı. Devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 0.5 artarken gayrisafi sabit ser maye oluşumu yüzde 12.9 azaldı.

2018’de bir önceki yıl zincirlemiş hacim endeksine göre mal ve hizmet ihracatı yüzde 7.5 arttı, ithalat yüzde 7.9 azaldı. Mal ve hizmet ihracatı, 2018’in dördüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 10.6 artarken ithalatı ise yüzde 24.4 azaldı. İşgücü ödemeleri 2018’de yüzde 18.6 artarken, net işletme artığı/karma gelir yüzde 18.7 arttı. İşgücü ödemeleri, dördüncü çeyrekte v bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 16.5, net işletme artığı/karma gelir yüzde 10.6 artış gösterdi.

“EN KÖTÜ GERİDE KALDI”

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak iktisadi faaliyette en kötünün geride kaldığım vurgulayarak, “2018 son çeyrek büyümesi yüzde 3 olarak piyasa beklentileri doğrultusunda gerçekleşmiştir. Büyümede en kötü beklentiler gerçekleşmemiştir” ifadelerini kullandı. Albayrak sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada geçen yılın son çeyreğinde görülen daralmaya rağmen net dış talebin büyümeye yüzde 9.7 puan pozitif katkı sağlamasının dengelenme sürecinin öngörüldüğü şekilde devam ettiğinin önemli bir işareti olduğunu vurguladı. 2019’a ait güncel verilerin, ekonominin hızlı bir toparlanma eğilimine girdiğini, büyümedeki yavaşlamanın geçici bir durumu yansıttığını ve ılımlı toparlanma eğiliminin başladığına işaret ettiğini dile getiren Albayrak, artan ihracat ve turizm gelirlerinin büyümeyi besleyen ana kalemler olacağını kaydetti.

İŞ DÜNYASI İYİMSER

Iş dünyası da ekonominin potansiyel büyümesine en kısa sürede geri döneceği görüşünde. Türkiye ihracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle, ihracatın deyim yerinde ise büyümeyi tek başına sırtladığını vurgulayarak, açık kur saldırılarına rağmen, yıl genelinde yüzde 2.6 büyümenin Türkiye ekonomisinin temellerinin ne denli güçlü olduğunu ortaya koyduğunu ifade etti. Gülle net ihracatın son çeyrekte büyümeye 8.4 puanlık katkı verdiğini belirtti. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEIK) Başkanı Nail Olpak ise, Türkiye’nin yaşanan sıkıntılara rağmen 2018’de büyümesini sürdürdüğünü vurgulayarak, yılın son çeyreğinde görülen daralmaya rağmen net dış talep büyümeye büyük ölçüde pozitif katkı sağladığını belirtti. Olpak, “2019’dan umutluyuz” dedi. Müstakil Sanayici ve işadamları Derneği (MÜSIAD) Başkanı Abdıır-rahman Kaan, 2019’da Türkiye ekonomisinin yavaş fakat istikrarlı bir şekilde büyümeye devam edeceği öngörüsünü paylaştı. 2018 büyümesini “moral verici bir oran” olarak ifade eden İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Av-dagiç, ekonomik aktiviteııin son çeyrekten çok daha iyi olduğunun görüldüğünü vurguladı. Şimdi 2019’a yoğunlaşma zamanı olduğunu belirten Avdagiç, “Yerel seçimlerin ardından seçimsiz dört yıl var. Bu Türkiye için çok büyük bir yapısal reform fırsatı anlamına geliyor” dedi.

İstanbul Sanayi Odası (ISO) Başkanı Erdal Bahçıvan da 31 Mart seçimlerinden sonraki seçimsiz dönemin iyi değerlendirilmesi gerektiği görüşünde.

Bahçıvan, ekonomi odaklı bir gündemle 2019’un ikinci yarısında tekrar pozitif büyüme dönemine girileceğine inancını dile getirdi. Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, Türkiye’nin dördüncü çeyrekteki daralmaya rağmen 2018’de yüzde 2.6 oranında büyüme ile dünyanın en fazla büyüyen altıncı ekonomisi olduğunu vurguladı, özdebir, ihracat teşviklerinin devam etmesi ve yeni pazarlara yönelik politikalar ortaya koyulması gerektiğini vurguladı. Özdebir, seçim sonrası devlet desteklerinin artması ve kapsamlı reform paketiyle ekonominin yakın zamanda düzlüğe çıkacağını ifade etti. Kocaeli Sanayi Odası (KSO) Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, 2019’un ilk çeyreğinde büyümenin pozitife dönebileceğini ifade ederek, özellikle Ocak ve Şubat’ta kamu harcamalarına yönelik hükümetin yaptığı katkılarla ve devlet destekleriyle yılın ilk çeyreğinde daha iyimser rakamlar görülebileceğini kaydetti.

SANAYİ ÜRETİMİ ARTTI

Büyümenin önce göstergelerinden sanayi üretimi endeksi takvim etkisinden arındırılmış verilerle Ocak’ta yıllık bazda yüzde 7.3 azalırken, mevsimsellikten arındırılmış verilerle aylık bazda yüzde 1 artış gösterdi. Beş aydır üst üste daralan mevsimsellikten arındırılmış sanayi üretim endeksinin Ocak’ta aylık bazda artışa geçmesi, ekonomik aktivitede iyileşme beklentilerini destekledi. Yüzde l’lik artış dipten toparlanma, en kötünün geride kalması olarak yorumlandı.

Çiftçinin üreterek piyasaya satışım yaptığı ürünlerin ilk el satışı fiyatlarındaki zaman içerisinde meydana gelen değişimleri gösteren tarım ürünleri üretici fiyat endeksi (Tarım-ÜFE), 2019 Şubat’ta bir önceki aya göre yüzde 2.73, geçen yılın aynı ayma göre yüzde 25.79 artış gösterdi. TÜİK verilerine göre bir önceki aya kıyasla değişim, tarım ve avcılık ürünlerinde yüzde 2.85, balıkçılıkta yüzde 6.32 artış, ormancılık ürünlerinde ise yüzde 7.13 azalış gerçekleşti. Şubat’ta en fazla artış yüzde 7.44 ile çok yıllık bitkisel ürünler ana grubunda görüldü.

CARİ AÇIK GERİLİYOR

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre cari işlemler açığı, 2019 Ocak’ta geçen yılın aynı ayına göre 6.22 milyar dolar azalarak 813 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bunun sonucunda, on iki aylık cari işlemler açığı 21.59 milyar dolarla belirgin bir gerileme göstererek, yaklaşık son 9 yılın en düşük seviyesine indi.

Ocak’ta, ödemeler dengesi tablosundaki dış ticaret açığının geçen yılın aynı ayma göre 6.24 milyar dolar azalarak 1 milyar 570 milyon dolara gerilemesi ve hizmetler dengesi kaynaklı girişlerin 221 milyon dolar artarak 1.27 milyar dolara yükselmesi etkili oldu. Altın ve enerji hariç cari işlemler hesabı ise, geçen yılın Ocak’ta 1.5 milyar dolar açık vermişken, bu ayda 2.94 milyar dolar fazla verdi.

Ocak’ta seyahat kaleminden kaynaklanan net gelirler, geçen yılın aynı ayma göre 127 milyon dolar tutarında artarak 1 milyar 34 milyon dolara yükseldi. Doğrudan yatırımlardan kaynaklanan net girişler, geçen yılın aynı ayma göre 204 milyon dolar artarak 586 milyon dolar olarak gerçekleşti. Portföy yatırımları 6.1 milyar dolar tutarında net giriş kaydetti.

TÜFE BEKLENTİSİ GERİLEDİ

TCMB’nin geçen hafta açıkladığı 2019 Mart ayı beklenti anketine göre cari işlemler açığı beklentisi bir önceki anket dönemine göre 2.2 milyar dolar azalışla 21.4 milyar dolar oldu. Ankete göre 2020 cari işlemler açığı beklentisi ise 2.6 milyar dolar azalışla 26.3 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Bir önceki anket döneminde 5.99 TL olan 2019 sonu döviz kuru (ABD dola-ri/TL) beklentisi bu anket döneminde 6.06 TL’ye yükseldi. GSYH 2019 büyüme beklentisi Mart’ta bir önceki anket dönemine göre değişmeyerek yüzde 1.2 oldu. 2020 büyüme beklentisi ise yüzde 3’1’den yüzde 3.2’ye yükseldi. 2019 Mart ayı tüketici enflasyonu (TÜFE) beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 0.96 iken, bu anket döneminde yüzde 0.94 oldu. Cari yılsonu TÜFE beklentisi ise bu dönemde yüzde 15.91’den yüzde 15.64’e geriledi.

Prof. Dr. Burak ARZOVA/ Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi
“Dipten dönüş başladı”

Yaşanan, reel sektör ağırlıklı bir sıkıntı. O nedenle toplumun tüm kesimleri tarafından hissediliyor. Sanayideki iyileşmenin sağlanabilmesi için ise öncelikle sektör oyuncularının ekonomiye güveninin artması, sonrasında piyasanın tüm kesimlerinin birbirlerine güven duyması gerekiyor. Bunun için ise istikrarlı bir kur, artan harcama ve öngörülebilir bir gelecek lazım. İthalatın düşüşüne bağlı olarak cari açıkta meydana gelen düşüklüğün en önemli tarafı, buradan kura baskı gelmeyecek olması. Benim beklentim 11 ila 14 milyar dolar arasında yıllık cari açık. Bu finanse edilebilir bir tutar. Ocak 2019 sanayi üretim rakamlarına baktığımızda, dipten küçük bir dönüşün olduğunu görüyoruz.

Bunlar bebek adımları ve bize söylediği, geri dönüşün ‘V’ şeklinde değil ‘U’ şeklinde olacağı yönünde

HÜLYA GENÇ SERTKAYA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu