Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

Torba Yasa İle Konkordato Mevzuatında Değişiklik

KANUN teklifi ile Türkiye’de yaklaşık sekiz aydır uygulanan konkordato mevzuatında değişikliğe gidiliyor. Konkordatoda finansal analiz raporundan vazgeçilerek, “makul güvence veren denetim raporuna” geçiliyor. Raporu verecek denetim kuruluşları daraltılır-ken, bu raporların kamu yararını ilgilendiren kuruluşların denetimi için yetkilendirilen bağımsız denetim kuruluşlarından alınması öngörülüyor. Teklif ile halen işçi ve işveren arasındaki uyuşmazlıklarda davanın ön şartı olarak uygulanan “arabuluculuk müessesesi”, ticari uyuşmazlıklara da getiriliyor.

Abonelik sözleşmelerinden ve bu sözleşmelerin ifası amacıyla tüketiciye sunulup bedeli faturaya yansıtılan mal veya hizmetten kaynaklanan para alacaklarına ilişkin haciz yoluyla ilamsız icra takiplerinin, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) bünyesinde oluşturulacak Merkezi Takip Sistemi (MTS) üzerinden yapılması öngörülüyor. Meclis’te görüşülen diğer bir kanun teklifi ise atıkların kaynağında ayrı biriktirilmesi ve toplanması amacıyla sıfır atık yönetim sistemini kuran ve uygulayan belediyelere, il özel idarelerine, kurum, kuruluş ve işletmelere teşvik getiriyor.

ŞİKAYETLER DİKKATE ALINDI

Genel Kurul’da sağlık alanında düzenlemeler içeren kanun teklifini yasalaştıran, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda ise 2019 bütçesini görüşen TBMM, geçen hafta ticari hayata ve çevreye yönelik önemli düzenlemeler getiren iki kanun teklifi için de sürcci başlattı. Geçen hafta AK Parti milletvekilleri tarafından TBMM’ye sevk edilen “Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun Teklifi”, TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edildi. Teklif, konkordato uygulamasının takibi neticesinde ortaya çıkan bazı sorunların çözümüne yönelik düzenlemeler getiriyor. Bilindiği üzere borçlarını, vadesi geldiği hâlde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflâstan kurtulmak için konkordato talep edebiliyor. Konkordatoda borç ve alacaklar yeniden yapılandırma işlemine tabi tutuluyor. Son günlerde şirketlerin olası bir iflastan korunmak için ilan edebilecekleri konkordato sisteminde kötüye kullanım olduğu, amacı dışında kullanıldığına yönelik iddialar gündeme gelmişti. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, TBMM’de yaptığı açıklamada, bugüne kadar 356 firmanın konkordato ilan ettiğini belirterek, hem alacaklıyı hem de borçluyu koruyan bir taslak üzerinde çalıştıklarını söylemişti.

DENETİM RAPORUNA DÖNÜLDÜ

Teklife göre konkordato başvurusunda ibraz edilmesi gereken, bağımsız denetim kuruluşlarınca hazırlanacak olan rapora ilişkin esaslar yeniden belirlendi. Öncelikle raporu verecek denetim kuruluşları daraltıldı ve kamu yararını ilgilendiren kuruluşların denetimi için yetkilendirilen bağımsız denetim kuruluşlarının rapor hazırlaması öngörüldü. Raporun niteliğinin de değiştirildiği teklifle, konkordato talebine eklenecek belgeler arasındaki finansal analiz raporundan makul güvence veren denetim raporuna dönüldü. Teklifle denetimin standardı netleştirilerek, raporun Türkiye Denetim Standartlarına göre hazırlanması şart koşuldu. Teklifin aynen yasalaşması halinde Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu’nca kamu yararını ilgilendiren kuruluşların denetimi için yetkilendirilen bağımsız denetim kuruluşu tarafından hazırlanan ve konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşeceği hususunda makul güvence veren denetim raporu ile dayanakları, konkordato başvurusu sırasında mahkemeye sunulacak.

Konkordato komiserinin seçimi, nitelikleri ve eğitimiyle ilgili düzenleme yapılan teklife göre, komiserler bilirkişilik bölge kurulları tarafından oluşturulan komiser listesinden seçilecek. Mahkemenin geçici mühlet kararıyla birlikte konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının yakından incelenmesi amacıyla üç konkordato komiseri görevlendirilmesi halinde, bunlardan birinin mahkemenin bulunduğu ilde faaliyet göstermek şartıyla Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından yetkilendirilmiş ve sorumlu denetçi olarak onaylanmış bağımsız denetçiler arasından seçilmesi zorunlu olacak.

“HESAP SORULABİLMELİ”

Ankara Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı (ATO) Gürsel Baran, konkordatonun işini düzgün yapan ve başarıya ulaşma ihtimali olan gerçekçi konkordato projesi sunan dürüst, iyi niyetli tüccarın, sanayicinin işlerini toparlaması için işletildiğinde kamu yararına hizmet eden bir süreç olduğunu vurgulayarak, usulsüz uygulamaların ise toplumsal barışı ve güven ortamını zedeleme riskinin de çok yüksek olduğunu belirtti. Konkordato ilan eden kötü niyetlilerin de olabildiğini dile getiren Baran, “Konkordato komiserleri, kişisel hesaplarla konkordato süresini uzatabiliyor. Sonuçta bu süreçte komiserler o şirketlerin yönetiminde söz sahibi oluyor. Mahkemeler süreci komisere havale edip kenara çekiliyor. Burada bir mağduriyet oluşuyorsa komiserlerden bunun hesabının sorulabilmesi lazım. Hakimlerin de konkordato başvurularında iyi niyet arayarak bunu gözetmesi çok önemli. Aksi uygulamalar alacaklıları hoş olmayan sonuçlara götürüyor ve kötü niyetli kişileri devlet eliyle koruduğunuz bir durum ortaya çıkıyor. Hal böyle olunca hani bir söz vardır ‘şüyuu vukuundan beter’ diye. Yani dedikodusu gerçekleşmesinden daha kötü hale geliyor” diye konuştu.

DEĞİŞİKLİK BEKLENTİLERİ VAR

Konkordato konusunda uzmanlaşan davacı vekillerinden Avukat Alpaslan Göntaşı, kanun teklifinde öngörülen değişikliklerin son derece önemli olduğunu belirterek, aynı hassasiyetle değişiklik yapılması gereken diğer noktalan ise şöyle sıraladı:

“Konkordatodaki mühlet içerisindeki şirketin çalışabilmesi için bazı geçmiş dönem borç ödeme şartları ve takvimi, aynı zamanda alacaklıların da lehine olacak şekilde bankalarla mevcut ödemelerin devamındaki yapılandırmaların bozulmamasının alacaklılar arasındaki eşitlik prensibi yönünden çerçevesinin mühlet içerisinde çizilmesi, geçici mühlet sürecinde komiser raporlarının denetimi, özellikle rehni aşan kısım yönündeki banka alacaklılarının adi konkordatoya tabi alacak olması nedeniyle alacaklılar toplantısına katılması bu bağlamda mezkur bu alacağa da faiz işletilmemesi gerektiğine ilişkin hususların esas yönünden somutlaştırılması, rehinli alacak miktarına ve bankalarla müzakere yönüne hangi alacak yönünden girileceği gibi konularla alakalı da ivedilikle gerekli değişikliklerinden yapılması anlamlı olacaktır.”

MERKEZİ TAKAS SİSTEMİ KURULACAK

Teklif, elektrik, doğalgaz, su gibi abonelik sözleşmeleriyle bu sözleşmelerin ifası amacıyla tüketiciye sunulup bedeli faturaya yansıtılan mal veya hizmetten kaynaklanan ve avukatla takip edilen para alacaklarına ilişkin icra takiplerini kapsıyor. Teklif ile takip işlemlerinin elektronik ortamda yapılmasını sağlamak amacıyla UYAP bünyesinde MTS (Merkezi Takas Sistemi) oluşturulacak. Sistem sayesinde, takipler elektronik ortamda başlatılacak ve yürütülecek. Kanun teklifi uyarınca, alacaklı avukatı tarafından güvenli elektronik imza kullanılmak suretiyle abonelik sözleşmesinden kaynaklanan para alacağına ilişkin takip talebi doldurulacak. Takibin dayanağı olan belgelerin tarih ve numarası ile alacağın son ödeme tarihi takip talebine işlenecek; harç ve tebligat giderleri sistem üzerinden ödenecek. Ödeme yapacak borçlu, güncel borç miktarını, sistemden kontrol ederek alacaklıya ait ve sistemle ilişkilendirilmiş hesap numarasına kolaylıkla ödeyebilecek. Borcun ödenmesi halinde takip sona erecek vc dosya kapanacak. İtiraz edecek borçlu, itiraz dilekçesini herhangi bir icra dairesine sunabileceği gibi sistem üzerinden güvenli elektronik imza kullanarak da itirazda bulunabilecek. Ödemeye itiraz edilmemesi veya itirazın hükümden düşürülmesine rağmen borcun ödenmemesi halinde, alacaklının talebi üzerine icraya devam edilecek.

UYAP üzerinden bu sisteme entegre bilişim sistemleri vasıtasıyla borçlunun mal, hak veya alacağı olup olmadığı 50 kuruş karşılığında sorgulanabilecek. Borçlunun mal, hak veya alacağının varlığının tespiti halinde UYAP üzerinden de haciz talebi gelebilecek. 1 Nisan 2019 itibarıyla yürürlüğe girmesi öngörülen geçiş hükmüne göre ise kanunun abonelik sözleşmesinden kaynaklanan para alacaklarının takibine ilişkin hükümleri, kanun yürürlüğe girdiği tarihte derdest olan takipler hakkında uygulanmayacak.

TİCARİ UYUŞMAZLIKLARA ARABULUCU

Kanun teklifiyle ayrıca arabuluculuk sistemi ticari uyuşmazlıklara da getiriliyor. Teklifle ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan arabulucuya başvurulması gerekecek. Bu şart, düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtay’da görülen davalarda uygulanmayacak.

Arabulucuya başvurulmadan dava açılması halinde, herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilecek. Bu kanunun dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümleri, bu hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtay’da görülen davalar hakkında uygulanmayacak.

TBMM’ye sevk edilen kanun teklifleriyle ilgili açıklamalarda bulunan AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş, iş uyuşmazlıklarıyla ilgili getirilen arabuluculuk mekanizması çerçevesinde 1 Ocak-31 Aralık 2017’de iş mahkemelerine yapılan toplam 190 bin müracaatın, 1 Ocak-1 Kasım 2018 tarihleri arasında 68 bine düştüğünü kaydetti. Arabuluculuk mekanizmasının ciddi şekilde işlediğini söyleyen Muş, arabuluculuk mües-sesesine 1 Ocak-1 Kasım 2018’de toplam 296 bin müracaat yapıldığını, bunların 180 bininin anlaşmayla sonuçlandığını, 87 bininde ise anlaşamama durumu olduğunu aktardı.

GERİ KAZANIM KATILIM PAYI

TBMM’ye sevk edilmesinin ardından geçen hafta hızla TBMM Çevre Komisyonu’nda görüşülerek kabul edilen “Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’ne” göre, çevrenin korunması, çevre kirliliğinin önlenmesi ve giderilmesi için plastik poşet-ambalaj kullanımının azaltılması depozito uygulaması gibi mekanizmalar kullanılacak. Katı atıkların toplanması için geri kazanım katılım payı getiren teklife göre plastik poşet, lastik, akü, taşınabilir pil ve bataryalar, otomotiv pilleri, madeni yağ, bitkisel yağ, elektrikli ve elektronik eşya; plastik, metal, kompozit ve cam ambalaj ürünlerini yurt içinde piyasaya arz eden üreticilerden, ithalatçılardan geri kazamm katılım payı tahsil edilecek. Bu ürünlerden herhangi birinin piyasaya arzının, farklı bir ürünün, malzemenin, eşyanın ithalatı ile birlikte gerçekleşmesi halinde geri kazanım katılım payını ithalatçı ödeyecek.

Teklife göre geri kazanım katılım payım ödemediği tespit edilenlere katılım payı tutarının yüzde 20 fazlası idari para cezası uygulanacak. Teklif ile depozito uygulanmadan yıllık piyasaya sürülen ambalaj için, piyasaya sürenlere ton başına 100 TL; plastik poşetleri ücretsiz verdiği tespit edilen satış noktalarına depo alanı hariç kapalı satış alanının her metrekaresi için 10 TL idari para cezası öngörülüyor.

SIFIR ATIK SİSTEMİ KURANA TEŞVİK

Atıkların kaynağında ayrı biriktirilmesi ve toplanması amacıyla sıfır atık yönetim sistemini kuran ve uygulayan belediyelere, il özel idarelerine, kurum, kuruluş ve işletmelere teşvik uygulanacak. Bu hükmün uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelik ile belirlenecek. Teklife göre çevre kirliliğinin önlenmesi amacıyla, belirlenecek ambalajlar için depozito uygulanması zorunlu tutacak. Bu kapsamda, depozito kapsamındaki ambalajlı ürünlerin satışını gerçekleştiren satış noktaları depozito uygulaması toplama sistemine katılım sağlamakla yükümlü olacak. Depozito sisteminin uygulanmasına yönelik usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenecek.

Kaynakların verimli yönetimi ve plastik poşetlerden kaynaklanan çevre kirliliğinin önlenmesi amacıyla plastik poşetler satış noktalarında kullanıcıya veya tüketiciye ücret karşılığı verilecek. Uygulanacak taban ücret 25 kuruştan az olmamak üzere Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından oluşturulacak komisyon aracılığı ile belirlenecek ve her yıl için güncellenecek.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, temel hedefin plastik poşet kullanımını azaltmak olduğunu belirterek, “Türkiye’de bir kişi, yılda ortalama 440 plastik poşet kullanıyor. Poşetleri ücretli hale getirerek kişi başı kullanımı 2019’da 440 adetten 90’a, 2025 yılında ise 40’a düşürmeyi hedefliyoruz. Böylelikle yüzde 90 tasarruf sağlamış olacağız” dedi. Bakan Kurum’un açıklamalarına göre poşetlerden 25 kuruş ücret uygulamasına 2019’dan itibaren geçilecek.

Şekib AVDAGİÇ / İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı
“İTOTAM olarak ticari uyuşmazlıklarda da hizmete hazırız”

Ticari davalarda arabulucuya başvurma şartı getirilmesi, İTO’nun önemle talep ettiği bir konu. Arabuluculuk müessesesi, üzerinde tüm dünyanın uzlaştığı en önemli alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Arabuluculuk sistemi, bizde çok köklü bir geçmişe sahip. Daha yakın zamana kadar anlaşmazlıklar mahkemeye ulaşmadan ‘mutavassıt’ denilen arabulucu tarafından çözüme kavuşturulurdu. Aynı zamanda, kurulduğu ilk yıllarda ticari anlaşmazlıklar için İTO’nun böyle bir vazifesi vardı. Türkiye’de tahkimin öncüsü olan İstanbul Ticaret Odası olarak, İTO Tahkim ve Arabuluculuk Merkezi (İTOTAM) ile işçi ve işveren arasındaki davalarda ön şart olarak kabul edilen arabuluculukta da hizmet vermeye başladık. Arabuluculuk, işçi-İşveren davalarında olduğu gibi, ticari davalarda da dava açılmasının ön şartı olursa, toplum içi uzlaşmayı çok daha iyi gerçekleştirebiliriz. İTOTAM olarak bizler de ticari uyuşmazlıklarda da hizmet vermeye hazırız.

Gürsel BARAN / ATO Yönetim Kurulu Başkanı
“Daha fazla açık hükme ihtiyaç var”

Konkordato müessesesinin konkordato fırsatçıları tarafından bu hale getirilmesi çok üzücü. TBMM’ye sunulan kanun teklifi içinde konkordato sorununa el atılması prensip olarak yerinde bir karar. Teklifin, samimiyetle ve iyi niyetle hazırlandığı belli olmakla birlikte bazı noktalarda daha fazla açık hükme ihtiyaç olduğu ortada. Kanunda yapılacak değişikliklerle borçlu ve alacaklının menfaat dengesini daha iyi korumasına katkı sağlayacağı belirtiliyor ancak bunun nasıl sağlanacağına dair açık bir hüküm yok. Örneğin, şu an konkordato onay tarihinden sonra mahkemeye verdiği projede yer alan kalemlerden oluşan borçlarını bile ödemeyen kötü niyetli konkordato fırsatçıları ve bunlara göz yuman konkordato komiserleri var. Bunlara ilişkin bir düzenleme ihtiyacı söz konusu. Teklif konkordato başvurusu sırasında ibraz edilmesi gereken bağımsız denetim kuruluşlarınca hazırlanacak rapora ilişkin esasları yeniden belirliyor ve bunların kamu yararını ilgilendiren kuruluşların denetimi için yetkilendirilen bağımsız denetim kuruluşları olmasını hükme bağlıyor. Bu yeni düzenlemenin ve denetim standartlarında gerçekleştirilecek değişikliğin zaten iflas noktasında olan şirketlere ek maliyet getireceği belirtilirken, alacaklıyı nasıl koruyacağı konusunda açık bir hüküm yer almıyor. Tabi bu bir teklif ve TBMM’de görüşülmesi sırasında da değişiklikler yapılabilir.

İbrahim BURKAY/ Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO] Yönetim Kurulu Başkanı
“Ticari uyuşmazlıklara da çözüm üretiyoruz”

Konkordato, işletmelerimizin ekonomik faaliyetini kesintisiz olarak sürdürebilmeleri ve telafisi mümkün olmayan mağduriyetlerin oluşmaması adına önemli bir uygulama oldu. Ancak bu uygulamanın istismarı gerek istismarda bulunan firmaların itibarında, gerekse de iş dünyasında derin yaralar oluşturacak. Bu nedenle konkordatonun düzenlenmesini destekliyoruz. Bugünkü sancılı süreçten kent ve ülke ekonomimizi ayakta tutan firmalarımıza karşı üretilen dedikodu ve karalama kampanyalarıyla değil, piyasaların moral ve motivasyonunu artırarak güçlü çıkabiliriz. Ticari uyuşmazlıkların yargı yerine alternatif yöntemlerle çözüme kavuşturulması amacıyla BTSO olarak Bursa Uludağ Üniversitesi ve Uluslararası Tahkim Hakem Kurumu ile işbirliği içinde Türkiye’de oda ve borsalar arasında Tahkim ve Arabuluculuk Merkezi’ni hayata geçiren ilk kurum olduk. ‘Uluslararası Tahkim, Arabuluculuk ve Alternatif Uyuşmazlık Yöntemleri’ alanındaki çalışmalarımızıda sürdürüyoruz. Ülkemizin ticaret ve sanayi üssü Bursa, tahkim ve arabuluculuk çalışmalarıyla da Türkiye’de öncü olmayı sürdürecek.

Alpaslan GÖNTAŞI / Avukat
“Son derece müspet, kanayan yaraya merhem olacak”

Kanun teklifi ile konkordato konusunda üç önemli esasa müessir değişiklik öngörülüyor. Birincisi, şeklen artık her bağımsız denetim kuruluşundan bu raporlar alınamayacak. Kanun teklifi ile bir tahditleme yapılarak kamu yararını ilgilendiren kuruluşların denetimi için yetkilendirilen bağımsız denetim kuruluşlarından raporlar alınacak. Dolayısıyla da eskisi kadar kolay bir şekilde bu raporlar temin edilemeyecek. İkinci olarak, finansal analiz raporu mefhumu terk edilerek denetim literatüründe önemli bir kavram olan makul güvence veren denetim raporuna geçiliyor. Aynı zamanda raporların da denetim standardı Türkiye denetim standartlarına göre hazırlanması şartı konuluyor. Bu değişiklerle artık davacı şirkete ait olan mali verilerin, bilanço, gelir tablosu, maliyet ve de nazım hesap kalemlerinin teyidi yapılmadan artık bağımsız denetim kuruluşlarınca rapor hazırlanamayacak. Sisteminde denetim raporlarına dönülmesi ve raporun kamu yararını ilgilendiren kuruluşların denetimi için yetkilendirilen bağımsız denetim kuruluşlarından tanzim edilmesi, son derece müspet, kanayan bir yaraya merhem olmaktadır. Kanun teklifinden bir diğer olumlu adım da üç kişilik komiser heyetlerine mutlaka Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu’nca yetkilendirilmiş ve sorumlu denetçi olarak onaylanmış bağımsız denetçiler arasından bir bağımsız denetçinin atanması zorunluluğu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu