Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

TL’de iyimserlik, Borsa İstanbul’da koosolidasyon

Teknik olarak düşüş trendi devam eden dolar/TL’de yoğun gündem ani yukarı yönlü hareketler yaşanma ihtimalini de canlı tutuyor. Bu nedenle aktif bir stop loss stratejisi izlenmeli. Borsada ise trend hala yukarı yönlü…

GEÇTİĞİMİZ hafta açıklanan ağustos ayı enflasyon rakamının beklentileri aşması keyifleri kaçırsa da sanayi üretiminde beklentilerden fazla gerçekleşen artış makro verilere yönelik endişeleri dengeledi. Hafta içinde bu iki veri ile birlikte ABD’de İran’a yönelik ambargonun delinmesine yönelik devam eden dava ile ilgili basında yer alan haber akışı ve haftanın son gününe girerken Türkiye Varlık Fonu (TVF) Başkam’nm görevden alınması ön plana çıkan gelişmeler oldu. Yurtdışmda ise Avrupa Merkez Bankası (ECB) toplantısı ve toplantı ardından ECB Başkam Draghi’nin yaptığı açıklamalar ön plandaydı.

AVRUPA’DA BÜYÜME OLUMLU

Draghi’nin yaptığı açıklamalarda dikkat çeken önemli unsurlardan biri büyüme ve enflasyon tahminlerinde yapılan revizyonlar oldu. 2017 yılma ilişkin büyüme tahmini yüzde 1.9’dan yüzde 2.2’ye revize edilirken 2018 ve 2019 tahminleri değişmedi. 2018 enflasyon tahmini yüzde 1.3’ten 1.2’ye, 2019 ise yüzde 1.6’dan yüzde 1.5’e düşürüldü. Draghi yaptığı açıklamada, kurdaki değerlenmenin enflasyon beklentilerindeki düşüşün nedeni olduğunu ifade etti. Buna karşın piyasa büyüme tahminindeki yukarı yönlü revizyonu ve Draghi’nin varlık alımı üzerine çeşitli senaryoların tartışıldığını vurgulaması ve varlık alımına ilişkin kararların çoğunun Ekim ayında alınacağını ifade etmesini, normalleşme sinyali olarak algıları ve euro/dolar paritesi 2015’ten beri gördüğü en yüksek seviyelere tırmandı.

Borsa İstanbul

Avrupa bölgesinde büyümenin yukarı yönlü revizyonu ve euro/dolar paritesinin yukarı yönlü seyri, Avrupa ihracatı yoğun olan ve üretimde maliyetleri ağırlıklı olarak dolar olan Türkiye ekonomisi için olumlu bir tablo çizmeye devam ediyor. Ancak buradaki yükselişin büyük oranda ABD’deki siyasi tansiyonun yüksekliğinden ve son dönemde bozulma gösteren ABD verilerinden kaynaklı olduğunu da göz önünde bulundurmak gerekiyor. Bu kapsamda üç ay süre ile de olsa borç tavanının yükseltilmesi için çözümün bulunmuş olması ve Fed’in 19-20 Eylül’de gerçekleştireceği Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısında bilanço küçültmeye yönelik atılacak adımları açıklamasının beklenmesi doların kayıplarının en azından bir kısmını geri almasını sağlayabilir.

FED VE KUZEY KORE GERGİNLİĞİNE DİKKAT

Son dönemlerde açıklanan verilerin beklentileri karşılayamaması ve Trump yönetimine duyulan güvensizlik Fed’in 19-20 Eylül tarihlerinde gerçekleştireceği toplantısında herhangi bir faiz değişikliğine gitme ihtimalini oldukça azaltmış durumda. Ancak Fed’in eylül ayında bilanço küçültme operasyonuna başlama konusunda piyasayı hazırladığını düşünüyoruz. Bu nedenle bu toplantıda bilanço küçültme operasyonun başlangıç tarihinin netleşeceğini, ilk adımın da muhtemelen ekim ayında atılacağını düşünüyoruz.

Kuzey Kore’nin tansiyonu iyice yükselten ve her geçen gün sıcak savaş riskini artıran füze denemeleri ABD-Japonya-Güney Kore ile Kuzey Kore arasındaki gerginliğin iyice tırmanmasına neden oluyor. Şu ana kadar piyasalar buradaki gelişmeleri kısa süreli şoklar olarak görse de olası bir sıcak çatışmanın, küresel risk iştahını hızlı bir şekilde düşüreceğini düşünüyoruz. Bu nedenle Kuzey Kore sürprizine karşı her an hazır olmak gerekiyor.

JEOPOLİTİK GELİŞMELER ÖN PLANDA

Yurtiçi piyasalara döndüğümüzde açıklanan enflasyon rakamı ve 11 Eylül’de açıklanacak olan ikinci çeyrek büyüme rakamının piyasa üzerindeki etkisinin sınırlı kalacağını düşünüyoruz. Yurtiçinde de öncelikli olarak küresel jeopolitk gelişmelerin ve bunun paralelinde Kuzey Irak referandumu, Suriye’deki gelişmeler ve Almanya seçimlerinin ön plana çıkacağını düşünüyoruz. Geçtiğimiz hafta yeniden gündeme gelen ABD’de İran’a yönelik ambargonun delinmesine yönelik davada bazı Türk yetkililerinin adının geçmesi ve haftanın son gününde bu yetkililerden bazıları için tutuklanma kararı çıktığına dair haberlerin paylaşılması piyasalarımız üzerindeki riski artıran unsurlar oldu. Bu hafta içeride daha çok bu gelişmelere odaklanan bir piyasa izlememiz mümkün. Bunlarla birlikte Fed’in politika değişimine ilişkin vereceği mesajlar ve borç tavanına takılan Trump yönetiminin alacağı aksiyonlar ile Kuzey Kore gerginliği küresel rik iştahının seyri ve dolayısıyla TL varlıklar açısından da belirleyici olacaktır.

İKİNCİ ÇEYREK BÜYÜMESİ SÜRPRİZ YAPABİLİR

Türkiye Ekonomisi 2017 yılının ilk çeyreğinde yüzde 5’lik bir büyüme elde etmişti. Ekonomik büyümenin önemli öncü göstergelerinden olan kredi büyüme hızı ile sanayi üretimi endeksinin izlediği seyri ve ekonomideki mevcut eğilimleri dikkate alarak yaptığımız hesaplamalara göre Türkiye Ekonomisi’nin yılın ikinci çeyreğinde yüzde 5.50 üzerinde bir büyüme sergilediğini görebiliriz. Son çeyrekte bir miktar yavaşlama söz konusu olsa bile üçüncü çeyrekte baz etkisi nedeniyle yüksek gelmesini beklediğimiz büyümenin etkisiylee 2017’nin tamamı için yüzde 5.5 üzeri bir büyüme sürpriz olmayacaktır. Bu hafta içeride takip edilecek bir diğer başlık da 14 Eylül Perşembe günü gerçekleştirecek olan yılın 6.

Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı olacak. TCMB, yakın dönemde piyasa ile kurduğu iletişimin tamamına yakınında, enflasyonda anlamlı bir düzelme olmadıkça para politikasındaki sıkı duruşun sürdürüleceğini ifade etmişti. Bu açıklamalar ile enflasyonun kısa-orta vadede izlemesini beklediğimiz seyri dikkate alarak TCMB’nin bu toplantıda herhangi bir politika değişikliğine gitmesini beklemiyoruz. Bu nedenle toplantının piyasa etkisinin de sınırlı kalmasını bekliyoruz.

Dolar/TL’de 3.40 test edildi

Bayram öncesinde uzun süre 3.50’nin üzerinde tutunma ısrarı dikkat çeken dolar/TL’nin bu seviyenin altına sarkılmasıyla birlikte düşüşü hızlandı. TL’nin göreceli olarak güçlü olmasının yanında hareketin şiddetli olmasında euro/dolar paritesindeki yükselişin de etkisi oldukça yüksek. Teknik olarak düşüş trendi devam eden ve 3.40 altında 3.30’daki kanal desteğine kadar önemli bir desteği bulunmayan dolar/TL’de yoğun gündem ani yukarı yönlü hareketler yaşanma İhtimalini de oldukça canlı tutuyor. Bu nedenle her iki yönde de alınacak pozisyonlar için aktif bir stop loss stratejisi izlenmesi faydalı olacaktır. Geçtiğimiz hafta da ifade ettiğimiz gibi ağustos ayı enflasyonu ile yıllık enflasyonun yeniden çift haneye çıkması, Kuzey Irak’taki Irak’tan ayrılmayı öngören bağımsızlık referandumu, Almanya’da gerçekleşecek seçimler, Suriye’de yönelik artan operasyon söylemleri, Fed’in bilanço küçültme ile ilgili alması beklenen aksiyonlar ve geçtiğimiz haftanın sonunda yeniden gündeme gelen ABD’de İran’a yönelik ambargonun delinmesine yönelik devam eden dava ile ilgili gelişmeler TL’nin değeri konusunda volatil bir dönem yaşanma ihtimalini artırıyor. Teknik göstergelerin aşırı satımı işaret ettiği kur için olası tepkilerin kuvvet kazanabilmesi 3.4750 üzerindeki kapanışlara bağlı. Aşağıda ise başta da ifade ettiğimiz gibi geçtiğimiz hafta test edilen 3.40’ı referans olarak izleyeceğiz.

110.600 geçilirse yeni bir yükseliş yaşanabilir

BIST-100 için izlediğimiz en önemli seviyeler yukarıda tarihi zirvelerin bulunduğu 110.600 ile aşağıda yılbaşından beri devam eden yükseliş trendinin bulunduğu 107.500 ve bu seviyenin altında geçtiğimiz haftalarda görülen dip seviyelerin bulunduğu 105 bin olacak. Kabaca 105 bin ile 110 bin aralığında bulunan bu bant içinden çıkış yeni sert hareketleri tetikleyebilir.

Bu nedenle bahsettiğimiz bu bant içinde alınacak kısa vadeli pozisyonlarda, bu kanalın dışına çıkılması durumunda terste kalan pozisyonlarda çok fazla ısrarcı olunmaması gerektiğini düşünüyoruz. Her ne kadar son haftalarda teknik göstergelerin önemli ölçüde negatif aykırılıklar sunduğunu görsek de son yükseliş trendi içinde bu tür negatif aykırılıkların birkaç defa ani ve sert yükselişlerle terse döndüğünü de görmüştük. Benzer durumun 110.600’deki tarihi zirvenin geçilmesi durumunda tekrarlanabileceğini göz önünde bulundurmak gerekiyor.

Bu nedenle temkinli olmak öncelikli önerimiz olsa da 110.600 geçilecek olursa yeni bir yükseliş dalgasına ayak uydurabilecek esnekliği de sağlamak gerekiyor. Bununla birlikte zaman zaman endekste günlük bazda sert satışlar görülse de 107.500 altında kapanış ihtimali doğmadığı sürece trendin hala yukarı yönlü olduğunu da göz önünde bulundurmakta fayda var.

ÜZEYIR DOĞAN

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu