Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

Teşvik paketlerine ilişkin beklentiler ve gelişmeler ön planda

GEÇTİGİMİZ haftalarda ABD Hazine Bakanı Mnuchin ve ABD temsilciler Meclisi Sözcüsü Nancy Pelosi arasında başlayan ve devam eden ekonomik teşvik paketi görüşmeleri piyasaların yakın takibinde yer almaktaydı. Hafta sonu ABD Başkanı Trump, bir an önce teşvik paketinin hayata geçirilmesi gerektiğini ifade ederken, geçen hafta başında teşvik paketine ilişkin iyimserlik güç kazandı. Ancak hafta ortasında Trump sürpriz bir şekilde koronavirüs salgınının ekonomik etkileriyle mücadele kapsamında hayata geçirilmesi planlanan teşvik paketine yönelik müzakereleri durdurma talimatı verdi. Bu gelişme sonrasında risk iştahında ve hisse piyasalarında zayıflama görüldü. Ancak devamında hava yolu şirketleri için ayrı bir destek paketine ilişkin görüşmelerin başlaması ve bu konuda olumlu mesajlar risk iştahını tekrar destekledi. ABD Hazine Bakanı Mnuchin’in hava yolu şirketlerine yönelik ayrı bir yasa için Temsilciler Meclisi Sözcüsü Pelosi ile görüştüğü belirtildi. Teşvik paketine ilişkin görüşmeleri durdurma mesajı veren ABD Başkanı Trump, Perşembe günkü açıklamalarında teşvik paketi için masaya tekrar dönülebileceğinin sinyalini verdi ve verimli görüşmeler gerçekleştirdiklerini ifade etti. Beyaz Saray da Pelosi’nin koronaviüs krizinden hasar gören ekonomiye yönelik teşvik paketinin bireysel önlemler kısmını geri çekme fikrinin ardından rota değiştirerek tekrar geniş kapsamlı bir teşvik paketinin sinyalini verdi. Teşvik paketine ilişkin ABD Başkanı Trump’tan gelen kafa karıştırıcı açıklamalar piyasalarda volatiliteyi artıran bir gelişme oldu. En nihayetinde ABD’de görüşmeleri süren teşvik paketlerine yönelik gelişme ve haber akışları risk iştahı ve piyasalar üzerinde etkili olmaya devam edilecektir. Teşvik paketinin onaylanması ekonomik toparlanmayı ve risk iştahını destekleyebilecek bir gelişme olacakken, aksi bir durum risk başlıklarındaki gelişmelere bağlı olarak riskli varlıklarda düzeltme hareketlerini gündeme getirebilir.

Merkez bankası başkanları destek söylemlerini güçlendiriyor. Geçen hafta başında konuşma yapan Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Lagarde, koronavirüsü kontrol altına almaya yönelik tedbirlerin bölgenin ekonomik toparlanması için risk oluşturduğu uyarısında bulunarak, hükümetlere mali desteği yakın zamanda sonlandırmama çağrısında bulundu. Yine salı günü konuşma gerçekleştiren Amerikan Merkez Bankası (Fed) Başkanı Powell, ekonomik toparlanma konusundaki belirsizlikleri tekrar dile getirirken, ekonomik toparlanma için devletin ilave desteğine ihtiyaç duyulduğu söylemini yineledi. Powell, “Toparlanma, eğer para politikası ve maliye politikası, sorun açık bir şekilde geride kalana dek ekonomiye eşgüdüm halinde destek verirse, daha da güçlenecek ve daha da hızlanacak” dedi. Çarşamba günü yayınlanan FOMC tutanakları da salgının ekonomik etkilerine karşı ilave mali desteğin sağlanmaması halinde toparlanma hızının tehlikeye girebileceğini ortaya koydu. Son dönemde salgın kaynaklı yeniden artan endişe ve belirsizlikler ekonomilerdeki toparlanmanın gücü ve devamlılığı üzerinde belirsizlikleri artırıyor. Buna bağlı olarak piyasaların da merkez bankaları ve hükümetlerden yeni destek programı açıklamaları yönündeki beklentiler artış kaydediyor.

ANA BAŞLIKLAR GÜNDEMDEKİ YERİNİ KORUYOR

Ekonomilerde mayıs ayından itibaren gözlenen toparlanma genel hatlarıyla korunurken, toparlanmanın devamlılığı ve aşı kaynaklı olumlu gelişmeler risk iştahının gücünü koruması ve piyasalardaki pozitif havanın sürmesi açısından önemini koruyor. Ancak bu tarafta son dönemde risk başlıklarının gündemde tuttuğu yer artış kaydederken, bu durum küresel çapta volatilitenin artış kaydetmesine neden oluyor. Yaz aylarının sona ermesinin ardından mevsimsel etkiler nedeniyle de hız kazanan vaka sayıları küresel çapta belirli tedbirleri gündeme getirdi. Şu ana kadar daha hafif tedbirler hayata geçirilirken, önümüzdeki süreçte vaka sayılarının seyri ve salgın kaynaklı endişeler risk iştahı ve tedbirlerin boyutu üzerinde etkili olacaktır. Vaka sayılarındaki artışa bağlı olarak daha sıkı tedbirlerin hayata geçirilmesi ekonomilerde gözlenen toparlanmanın yavaşlamasına (tedbirlerin boyutuna bağlı olarak terse dönmesine) neden olabilecektir. Bu durum mayıs ayından itibaren değer kazanan riskli varlıklarda zayıflamayı beraberinde getirebilir. Yine bir diğer önemli konu başlığı ve piyasaların gündemini meşgul eden gelişme ise ABD’deki seçim süreci olmaktadır. ABD Başkanı Trump ve Demokrat Parti Başkan Adayı Biden arasındaki seçim süreci çekişmeli geçerken, anket sonuçlan ve adayların açıklamaları yakından takip ediliyor.

Seçim tarihi yaklaştıkça bu taraftaki gelişmeler ve haber akışları da piyasalar üzerinde etkili olabilir. Seçimin getirdiği belirsizlik ortamı güvenli limanlara olan yönelimi artırabilecektir. Son olarak ise ABD – Çin arasındaki gerilim ve bu konudaki gelişmelerin seçim tarihi yaklaştıkça önemini artıracaktır. Son günlerde haber akışı sakin seyretse de iki ülke arasında gerilimi tırmandırabilecek herhangi bir gelişme risk iştahı üzerinde baskı oluşturabilir. Elbette tüm bu risk başlıklarının yanında ekonomilerde gözlenen toparlanmanın devam etmesi, teşvik paketine ilişkin olumlu gelişmeler ve aşı çalışmalarındaki ilerlemeler de risk iştahı ve piyasalar açısından yukarı yönlü temel katalizörler olacaktır.

KUR HAREKETLERİ ÖNEMİNİ KORUYOR

Geçtiğimiz haftalarda NATO çatısı altında gerçekleştirilen görüşmelerde Türkiye ile Yunanistan arasında Doğu Akdeniz konusunda ayrıştırma usullerine ilişkin mekanizmanın kurulduğunu bildirdi. Son günlerde bölgedeki tansiyon bir miktar düşmesine karşın bölgedeki gelişmeler önemini koruyor. Türkiye ve Yunanistan arasında görüşmelerin devam etmesi ve müzakereler ile bölgedeki sorunların aşılması iki ülke tarafından da arzu edilen bir durum olarak nitelendiriliyor. Bununla birlikte görüşmelerin çözüm odaklı ilerleyip ilerlemeyeceği de takip edilen önemli bir durum olarak karşımıza çıkıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen hafta konu ile ilgili yaptığı bir değerlendirmede “Doğu Akdeniz Türkiye’nin asla geri adım atmayacağı bir mesele” ifadelerini kullandı, öte yandan Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki çatışmalar devam ederken, Türkiye en başından itibaren Azerbaycan’ın her konuda yanında olduğunu ifade etti. Uluslararası arenadan ateşkes çağrıları devam ederken, bölgedeki gelişmeler yurt içi piyasalar açısından önemini korumaya devam ediyor. Eylül ayının son bölümünde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’ndan (TCMB) gelen faiz artırım kararı, finansal açısından atılan normalleşme adımları ve Türk Lirası’nı desteklemek için yapılan stopaj düzenlemesi gibi adımlarla kurlarda bir miktar düşüş görülse de bu taraftaki geri çekilmeler sınırlı kaldı. Düşüşlerin alım fırsatı olarak kullanıldığı kur cephesinde geçen hafta da yukarı yönlü seyir dikkat çekti. Doların küresel çapta görece sakin seyrettiği ve gelişmekte olan ülke para birimleri karşısında dalgalı seyrettiği haftada Türk Lirası özelindeki değer kayıpları yurt içi piyasaları da belirli ölçüde baskıladı. Haftanın son işlem gününde TCMB, swap işlemlerinde kullanılan TL faizini %10,25’ten %11,75’e yükseltti. Karar sonrasındaki fiyatlamalarda kur cephesinde geri çekilmeler etkili oldu. Kur kaynaklı gelişmeler ve TCMB’nin olası hamleleri hem piyasaların genel seyri hem de Türkiye Ekonomisi üzerinde etkili olacağından yakından takip edilecektir.

EKONOMİK VERİ GÜNDEMİ

Geçen hafta pazartesi günü yurt içinde enflasyon rakamları ve küresel çapta hizmet PMI rakamları takip edildi. Haftanın kalanında ise ekonomik veri akışları genel olarak sakin seyretti.

Yurt içinde açıklanan eylül ayı TÜFE rakamı %1,30 olan piyasa beklentilerinin altında %0,97 olarak açıklandı ve yıllık TÜFE %11,75 oldu. ÜFE ise yıllık bazda %14,30’a yükseldi. ÜFE’deki yükseliş ve ÜFE’nin TÜFE’ye geçişkenliği ile kurlardaki yükseliş isteğinin devam etmesi enflasyon tarafında yukarı yönlü risklerin varlığını sürdürmesine neden oluyor. Yeni haftada ise yurt içinde

12 Ekim Pazartesi günü cari denge ve işsizlik rakamları, 13 Ekim Salı günü sanayi üretimi 16 Ekim Cuma günü ise TCMB beklenti anketi açıklanacak. Küresel çaptaki ekonomik veri akışlarında ise Euro Bölgesi’nde Zew ekonomik güven endeksi, sanayi üretimi ve TÜFE rakamları; ABD tarafında TÜFE, ÜFE, Fed bej kitap, ithalat / ihracat fiyat endeksleri ile sanayi üretim rakamları açıklanacak. ABD’deki enflasyon rakamları ile küresel ekonomilerde açıklanacak sanayi üretim rakamları piyasaların takibinde yer alacak. Ayrıca ABD kaynaklı haber akışları piyasaların yönü üzerinde belirleyici olacaktır.

BIST-100 Endeksi haftayı 1.160 seviyesi üzerinde tamamladı

Haftaya pozitif bir seyirle başlayan ve 1.170 seviyesine kadar yükseliş kaydeden BIST-100 Endeksi’nde haftanın ikinci yarısında görünümün bir miktar zayıflama kaydettiği ve satışların yaşandığı izlendi. Küresel hisse piyasalarında ise Trump’ın teşvik paketine ilişkin açıklamalarına bağlı olarak oynaklık artsa da genel olarak olumlu havanın korundu.

Endekste haftanın ikinci bölümünde gözlenen geri çekilmelerde kur cephesinde yaşanan yükselişler etkili oldu. Haftanın son işlem gününde ise TCMB’nin swap işlemlerinde kullanılan faizi yükseltmesi sonrasında kurlarda düşüş yaşanırken, endekste alımlar görüldü. Böylece BIST-100 Endeksi haftayı 1.160 seviyesi üzerinde 1.165,70 puandan kapattı. Endekste yükselişlerin devamlılığı açısından 1.160 üzerinde tutunmanın korunması önem taşımaktadır. Bu seviye üzerinde temmuz ayında kur kaynaklı satışlar yaşanmadan önce endeksin bulunduğu 1.185-1.205 bandı direnç bölgesi olarak gündeme gelebilir. 1.205 üzerinde tarihi zirvelere doğru bir hareket yaşanabilir. Risk iştahının seyri ve yurt içinde kur cephesindeki gelişmelere bağlı olarak endekste tekrar satışlar yaşanacak olursa 1.155 seviyesi ara destek olmak üzere 1.141-1.135 bölgesi ilk önemli destek bölgesi olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bu bölge kırılacak olursa teknik satışların hız kazandığı görülebilir. Bu durumda 1.121-1.110 ve 1.095 seviyeleri destek olarak takip edilebilir.

ONURCAN BAL

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu