Makaleler

Teknoloji Eğitim Modellerini Değiştiriyor

Türkiye’de özel okullaşma oranı 2002’de yüzde 2,3 civarındayken, bugün bu oran yüzde 5’in üzerine çıktı. Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, her fırsatta özel okulların eğitim sektöründe daha etkin olmasını istediklerinin altını çiziyor. Geçen yıla göre bu yıl özel okullardaki öğrenci sayısının yüzde 40 arttığına işaret eden Avcı, geçen yıl 778 bin öğrenci özel okulda okurken bu yıl bu sayının 1 milyon 96 bine yükseldiğini söylüyor.

Verilen devlet desteklerinin yanı sıra yasa gereği özel okulların yüzde 3 oranında burslu öğrenci okutma zorunluluğuyla birlikte birçok anne baba, çocuğunu özel okula gönderebilir hale geldi. Özel okullardaki rekabet de iyiden iyiye arttı. Artık kurumlar farklılaşmak için geleceğin eğitim modelleri üzerine çalışıyor.

tek-1

Peki gelecekte nasıl bir eğitim modeli olacak? Eğitimciler oyun tabanlı öğrenmeden, sosyal medyayla öğrenmeye ve hatta mobil öğrenmeye kadar birçok yöntemden söz ediyor. Öğrenme belki sınıf dışına taşınıp bireyselleştirilecek. Belki okullar şekil değiştirecek, geleneksel eğitimin yerini home-sehooling denilen evde eğitim alacak.

STEM EĞİTİMİ

Türkiye’de konuşulan bu eğitim modellerinin bir kısmını hayata geçirmiş kurumlar da var. Bugün 69 kampüste, 141 okulda, 35 binden fazla öğrenciye hizmet veren Bahçe-şehir Koleji’nde eğitim teknolojisi, eğitim materyalleri ve eğitim modelleri son akademik ve bilimsel veriler ışığında sürekli güncelleniyor. Kişiye Özgü Öğretim Modeli’ni temel alan eğitim uygulamaları ve ‘Ölçme Değerlendirme Sistemi, sürekli olarak gelişen teknolojinin sağladığı yeni imkanlar doğrultusunda geliştiriliyor.

Bugüne kadar Kişiye Özgü Öğretim Modeli, Çift Dilli Eğitim, Dijital Eğitim, Kodlama Saati Uygulaması gibi’ çağdaş eğitim modeli ve uygulamalarıyla bilinen Bahçeşehir Koleji, 2015-2016 eğitim öğretim dönemi itibariyle dünyada giderek önemi artan yeni eğitim modeli STEM + A’yı eğitim sistemine entegre etti. Kuruma STEM eğitimini sanat ve tasarımla birleştirerek bütün okullarında uygulamaya başlamış durumda. STEM, Science (Fen), Technology (Teknoloji), Engineering (Mühendislik) ve Mathematics (Matematik) kelimelerinin baş harflerinden oluşan bir kısaltma. Fen öğretimini kapsayan alanların ilk ve orta öğretimde bir bütün olarak değil de, birbirinden ayrı olarak öğretilmesinin sakıncalarını bertaraf etme fikrine dayanıyor ve dünyada giderek daha fazla önem kazanıyor.

ABD’de Başkan Obama 2012 yılından beri STEM eğitiminin önemine dikkat çekiyor ve bu ülkede eyaletlere STEM konusunda öğretmen yetiştirmek için ödenek ayrılıyor. Aslında Bahçeşehir Koleji Fen ve Teknoloji Lisesi’nde STEM eğitimi 10 yıldır uygulanıyordu. 2015-2016 eğitim döneminden itibaren ise STEM eğitimi bütün Bahçeşehir Koleji kampüs-lerinde uygulanacak.

STEM eğitimi, projeye dayalı, uygulamaya dönük, disiplinlerarası bir eğitim yaklaşımı öneriyor. Böylece düşündüğünü hayata geçirebilen, yenilikçi, yaratıcı, üretken bireyler yetiştirmek hedefleniyor. Bahçeşehir Koleji bu hedefi bir adım ileri taşıyarak fen, teknoloji, mühendislik ve matematik bilimlerinin yanına sanatı da ekliyor. Bu nedenle Bahçeşehir Koleji’nde bu yeni eğitim yaklaşımına STEM + A adı verildi. A harfi ‘art’ yani ‘sanat’ı temsil ediyor.

USTUN YETENEKLİLERE ÖZEL

Bunun yanı sıra tüm Bahçeşehir Koleji kampüslerinde oluşturulan STEM Çenter (STEM Merkezleri) fen laboratuarı, bilgisayar laboratuarı, inovasyon laboratuan, üretim atölyesi, sanat atölyesi gibi farklı alanları tek mekanda topluyor. Disiplinler-arası çalışma ve üretim için STEM Çenter uygun eğitim ortamı sunuyor.

Bahçeşehir Koleji’nin yeni eğitim uygulamalarından birisi de 2015-2016 eğitim öğretim döneminde 25 Bahçeşehir Koleji kampüsünde hayata geçirilen Üstün Yetenekliler Eğitimi Programı. Üstün Yetenekliler Eğitimi programının amacı Bahçeşehir Koleji okullarında öğrenim gören üstün yetenekli öğrencileri bilimsel tanılama yöntemleriyle keşfetmek, sonrasında da öğrencileri ilgi, yetenek, bilişsel ve sosyal gelişim gibi bireysel farklılıklarını dikkate alarak, yaratıcılık, eleştirel düşünme, problem çözme, etkili iletişim yeteneklerine sahip, 21’inci Yüzyıl becerileriyle donanmış bireyler olarak yetiştirmek.

Programın amaçlarından biri de, üstün yetenekli çocukları kendisi gibi düşünen, farklılık gösteren diğer üstün yetenekli çocuklarla onlara ait bir ortamda buluşturmak. Ayrıca program çerçevesinde düzenlenen veli seminerleri aracılığıyla üstün potansiyelli çocukların eğitimi konusunda bir farkmdalık yaratmak amaçlanıyor.

ELEŞTİREL DÜŞÜNCE DERSİ

Şu anda iki kampüsüyle faaliyet gösteren Haliç Koleji, büyüme planlan yapan eğitim kurumlarından biri. Eğitimde fark yaratan esas unsurun öğrenme isteği ve sorgulama olduğunu düşündüklerini söyleyen Haliç Kolejleri Genel Koordinatörü Murat Beken, müfredatlarına eleştirel düşünce gibi sorgulayıcı düşünce sistemini tetikleyen dersler koyduklarının altını çiziyor. Bunun yanı sıra Haliç Koleji’nde tüm sınıfların akıllı tahta ve simülasyon programlan ile donatıldığından bahseden Beken, “Fen, teknoloji, robotiks, sanat atölyelerimiz ve laboratuvarlarımız da (IB) standartlannda hazırlandı” diye konuşuyor. Bunun yanı sıra, öğrenci takip sistemi, veli bilgi sistemi ile derse katılamayan öğrenciler için online birebir ders ortamları, uzaktan ders materyallerine erişim imkanları sunduklarının da altını çiziyor. Okulda aynı zamanda dil sınavlarına katılım da online olarak gerçekleştirilebiliyor.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın ders programları çerçevesinde, merkezi sınavlara hazırlık modülleri oluşturularak öğrencilerin başanlannın takibini birebir izlendiğine değinen Murat Beken, dairesel kavram modeliyle tüm öğrencilerin tüm derslerdeki eksikliklerinin de takip edilebildiğinin altını çiziyor. Böylelikle geri bildirimler düzenli olarak öğrencilerle paylaşılabiliyor. Yabancı dil eğitimlerini ‘native speaker’ öğretmenlerle gerçekleştirdiklerinin altını çizen Beken, İngilizce’nin yanında Arapça, Fransızca, Almanca gibi seçmeli dil imkanı tanıdıklarının üzerinde duruyor.

STEM’in analitik düşünceyi ön plana çıkaran bir yaklaşım olduğunu hatırlatan Murat Beken, bu konuda yaptıklarını çalışmalan ise şöyle anlatıyor: “Okulumuz da öğrencide merak, heyecan, yaratıcılık ve eleştirel zihniyeti destekleyen bir müfredat programını takip ediyor. Laboratuvarlarımız, çalışma prensiplerimiz bütünleşik bir STEM yaklaşımını temsil ediyor.”

KÜLTÜR 2000’DE CATS SİSTEMİ

Ataköy kampüsü, Florya Anaokulu, Kültür2000 Koleji Alkent Kampüsü ve Kültür2000 Koleji Bahçeşehir Anaokulu ile birlikte toplam 12 okulu bulunan İstanbul Kültür Eğitim Kurumlan, hızla gelişen teknolojiler doğrultusunda yapılan yatıranlar ile eğitim teknolojilerdeki yenilikleri takip eden kuramlardan biri. 2 bine yakın öğrencinin ve 300 çalışanın bulunduğu kurumda öğrenci eğitimlerinin yanında öğretmen eğitimleri ile de derslerde eğitim teknolojilerinin bir araç olarak kullanılması sağlanıyor. Kurumda sınıflar akıllı tahta ile multimedya ortamına dönüştürülmüş durumda.

Kültür 2000 Koleji’nde 2011 yılından beri CATS sistemi kullanılıyor. CATS (Computer Aided Training & Educational Services), öğrencilerin eğitim öğretim süreçlerine tam ve etkin katılımını sağlamayı hedefleyen bir bilgisayar destekli eğitim sistemleri uygulaması. CATS asıl olarak öğrencilerin akademik hayatlarını okul binası ile sınırlamayıp hem uzaktan eğitim programlannın yürütüldüğü uzaktan eğitim portalı olarak, hem de örgün eğitimde açılan derslerde katılımcılar ve öğretmenler arası iletişimin sağlandığı ve derse ait materyallerin, ödevlerin ve etkinliklerin paylaşıldığı ortak platform olarak kullanılıyor.

HER ÖĞRENCİYE BİR SAYFA

İstanbul Kültür Eğitim Kurumlan Okullar Koordinatörü Biriz Kutoğlu, bu sistemle ilgili olarak şunları söylüyor: “CATS ile her öğrencinin kendine ait bir sayfası bulunur. Bu sayfada öğretmenler tarafından yapılan duyurulardan anketlere, derslere ait içerik bilgilerinden ödevlere kadar farklı bilgiler yer alıyor. CATS sayesinde öğrenciler sınıf ortamında kullanılan her türlü eğitim materyaline (çalışma kağıtlan, sunumlar, web siteleri vb.) okul dışından da ulaşabiliyor. Gelecek haftalarda yapılacak akademik çalışmalardan haberdar oluyor. Hafta içi her gün CATS aracılığı ile verilen e-çalışmaları yapan öğrenciler, çalışma sonuçlarını puan ya da öğretmen yorumu olarak anında öğrenebiliyor. Böylece öğrencilerin akademik alandaki durumu hem kendileri hem de öğretmenleri tarafından takip edilebiliyor. Her öğrencinin ayn sayfası olduğu için öğretmenler o öğrenciye özgü çalışmalar planlayarak öğrenci ile paylaşabiliyor.”

TABLET ANAOKULUNA DA GİRDİ

Bu arada dengeli teknoloji kullanımına olanak verecek şekilde ana-okullarda ‘Tablet Zamanı’ oluşturulmuş durumda. Sınıf öğretmenleri rehberliğinde yürütülen ve kullanımı günde yirmi dakika ile sınırlı olan tablet uygulamalarında, programda yer alan kavram ve değerlerin pekiştirilmesine yönelik İngilizce ve Türkçe içerikler kullanılıyor. Eğitici, geliştirici ve yaratıcılığı destekleyen içerikler seçilmesine özen gösteridiğini söyleyen Biriz Kutoğlu, “Teknolojinin anaokullarımızın müfredatına doğru entegrasyonu ve sorumlu kullanımıyla, Tablet Zamanı çalışmalarımızın öğrencilerimizin 21’inci yüzyıl becerilerini kazanmalarına katkısı olacağına inanıyoruz” diyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu