Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

Sıkı duruş gerekirse artarak devam edecek

OCAK ayı tüketici enflasyonu aylık yüzde 1.68 seviyesinde gerçekleşerek yüzde 1.53’lük ortalama piyasa beklentisinin üzerinde açıklandı. Üst üste üçüncü kez beklentilerin üzerinde gelen yıllık TÜFE böylece yüzde 14.6’dan yüzde 15.0’e yükseldi. Beklentilerdeki sapmanın ağırlıklı olarak enerji ve giyim kalemleri ile birlikte ocak ayında gerçekleşen sepet ağırlıklarındaki güncellemeden kaynaklandığını düşünüyoruz. Yılın ilk aylarında yıllık enflasyonunun yükseliş eğilimini koruyacağını Mart/Nisan gibi görülen zirvelerin ardından enflasyonun düşüş trendine gireceği beklentimizi koruyoruz. Bu dönemde yüzde 16 civarına kadar çıkabilecek TÜFE’nin TL’deki istikrar korunabilirse, yılın ikinci yarısında düşüş trendine girerek yılı yüzde 11.0-11.5 civarında tamamlayabileceğini düşünüyoruz.

TÜFE’deki katılık TCMB’nin sıkı para politikası duruşundaki haklılığı da bir kez daha göstermiş oldu. Hafta içinde açıklanan Ocak ayına ilişkin Aylık Fiyat Gelişmeleri değerlendirmesinde giyim dışında kalan temel mallarda, birikimli döviz kuru etkileri, talep koşullan, bazı sektörlerde süregelen arz kısıtları ve uluslararası metal fiyatlarındaki gelişmelere bağlı olarak fiyat artışlarının yüksek seyrini sürdürdüğü ifade edildi.

HEDEF, YÜZDE 5 ENFLASYON

Bu açıklamanın ardından haftanın son günü TCMB Başkanı Naci Ağbal, yaptığı açıklamada orta vadeli enflasyon hedefi olan yüzde 5 oranının oldukça uzağında olunduğunu bu nedenle uzun süre faiz indirimini gündeme almalarının olası görünmediğini ifade etti. Ocak Enflasyon Raporu’nda sunulan tahminler bu hedefe 2023 yılında ulaşabileceğimizi göstermektedir diyen Ağbal, bu nedenle, para politikasındaki sıkı ve ihtiyatlı duruşun, yüzde 5 hedefine ulaşılması beklenen 2023 yılına kadar, uzun bir süre kararlılıkla sürdürülmesi gerektiğini ifade etti. Ağbal açıklamasında erken bir aşamada, geçici nedenlerle enflasyonun aşağı geldiğini görünce sıkı para politikası duruşundan çıkılması durumunda enflasyonun tekrar yukarı yönlü hareket ettiğini, bu durumda da sıkı para politikası uygulanan dönemdeki kazanımların da kaybedildiğini ifade ederek, yüzde 5 hedefi sağlanana kadar sabırlı olacaklarını ifade etti.

Ağbal, “Enflasyon görünümünde ortaya çıkan geleceğe dönük yukarı yönlü riskleri dikkate alarak sıkı para politikası adımları atıyoruz, bu çerçevede, 10.25 olan politika faiz oranını önce 15’e daha sonra 17’ye çıkardık, enflasyon üzerinde ortaya çıkabilecek riskleri dikkate alarak gerekirse ilave sıkılaştırma yapabiliriz” açıklamasında bulundu. Bu açıklamalar TCMB’nin sıkı para politikası duruşundaki kararlılığı bir kez daha göstererek TL’ye destek sağladı ve dolar/TL kuru ağustos ayının sonra ilk defa 7 TL civarına gerilemiş oldu.

DOLARİZASYONDAN DÖNÜŞ İŞARETLERİ

TCMB’nin kararlı duruşu ve TL’deki değer kazanımları uzun bir süredir risk olarak takip edilen dolarizasyonda da gerileme işaretleri sunmaya başladı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası verilerine göre yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatları 29 Ocak haftası itibariyle 1 milyar doların üzerinde düşüş kaydetti. Böylelikle Ağustos 2020’den bu yana döviz mevduatlarında en sert düşüş izlendi. İlerleyen aylarda TL’deki istikrarlı görünümün devamı dolar mevduatlarının çözülmesine, çözülen dolar mevduatı da dolarda yukarı yönlü oluşacak yeni hareketlerin sınırlamasına neden olarak, TL’de daha istikrarlı bir görüneme neden olacaktır. Dolarizasyondan geriye dönüş TCMB’nin rezerv biriktirme politikasına da destek sağlayarak ülke risk priminin daha da düşmesine neden olacaktır.

TCMB ile birlikte ekonominin diğer aktörlerinin de enflasyonla mücadele yönünde verdiği kararlı mesajlar kurlarla birlikte Türkiye’nin risk primlerinde de anlamlı düşüşler getirmeye başladı. Türkiye’nin CDS primleri pandemi etkisinin net bir şekilde hissedildiği Mart ayından sonra ilk defa 300 puanın altına inerek rahatlama sağladı. Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Türkiye ilgili son değerlendirmesinde son dönemde atılan politika adımlarının pozitif olduğunu ancak rezervleri artırmanın zaman alacağını belirtti.

YENİ ANAYASA TARTIŞMASI GÜNDEMDE

Önceki haftalarda günceme gelen ekonomi ve hukuk alanındaki reform çalışmaları Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kabine toplantısının ardından, “Yakında reform paketlerimizin felsefesini, amaçlarını, hedeflerini ve faaliyet başlıklarını içeren kapsamlı çalışmayı kamuoyuyla paylaşacağız. Belki de şimdi Türkiye’nin tekrar yeni bir anayasayı tartışmasının vakti gelmiştir” açıklaması ile yeni bir boyut kazandı. Anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanının neyi kast ettiği ve süreç merak edilir hale geldi. Bu ay içinde açıklanması beklenen reform paketinin yanında anayasa değişliğine dair mesajlar da önemli olacak. Gündeme gelecek başlıkların ve tartışmaların piyasalardaki fiyatlamalar üzerinde de etkili olması beklenebilir.

ABD’DE TEŞVİK PAKETİ BEKLENTİSİNE DEVAM

ABD’de yılın ilk ayma ilişkin ADP özel sektör istihdam verisi beklentilerin oldukça üzerinde gerçekleşerek Ocak ayında 174 bin arttı. Böylece yeni yılın ilk ayında ABD’de istihdam piyasasına ilişkin öncü gösterge olarak kabul edilen ADP özel sektör istihdamı toparlanma sinyali verdi. Buna karşın Cuma günü açıklanan ABD’de Ocak ayma ilişkin tarım dışı 49 bin yeni istihdam yarattı. Ekonomistlerin beklentisi tarım dışı istihdamda 105 bin artış olması yönündeydi. Böylece ADP’den gelen toparlanma sinyalleri yerini olumsuzluğa bıraktı. Ancak burada aylık verilerden ziyade verinin trendin daha önemli olduğu için sonraki ay verileri daha kritik olacaktır.

Ocak ayının ardından Şubat’ta da benzer bir tablo oluşması istihdam rakamlarını hedefleri arasına alan Fed üzerindeki baskıyı artıracaktır.

ABD Başkanı Joe Biden, piyasaların merakla beklediği teşvik paketinde vatandaşlara ödenecek 1.400 dolarlık teşvik çeklerinden geri adım atmayacağını söylerken, paketin devreye girmesi verilerde de toparlanma beklentileri artırabilir. Ancak bugüne kadar teşvik paketi beklentisinin finansal piyasalarda fiyatlamyor olması, paketin netleşmesiyle yerini kar satışlarına bırakabilir. Bu nedenle paket açıklandıktan sonra soğukkanlı kalarak ilk etkileri izlemek faydalı olabilir.

BIST-100’deki tepkide momentum zayıfladı

Önceki haftaki sert satışların ardından geçtiğimiz hafta BIST-100 Endeksi’nde toparlanma çabası izledik. Haftanın ilk dört günü sınırlı da olsa yükselişlerle günü tamamlayan endekste haftanın son gününe de yukarı yönlü bir başlangıç yapıldıktan sonra gelen kar realizasyonlarıyla ekside kapanış gerçekleşti. Endekste haftalık kapanış, 1.582 seviyesinden başlayarak 1.431 seviyesine kadar devam eden düşüşün düzeltmesinde yüzde 61.8 seviyesinin bulunduğu 1.524 seviyesinin hemen üzerinde gerçekleşti. Son günlerde yukarı yönlü hareketler görülmesine karşın momentumun gitgide zayıflaması ve yükselişlerin satış fırsatı olarak değerlendirilmesi teknik görünümü zayıflatıyor. Buna karşın yurtdışında risk iştahındaki bozulmanın kalıcı olmaması ve TL’deki değerlenme kısa vade için endeksi desteklemeye devam etti. Bu hafta içinde endeks geçtiğimiz hafta içinde gördüğü 1.550’yi geçemeyecek olursa, teknik baskı daha da şiddetlenebilir. Hafta içinde 1.500’ü ara destek olarak izleyeceğimiz endekste 1.470’in altında görünüm daha da bozularak önceki hafta görülen dip seviyenin bulunduğu 1.431’in daha altındaki rakamlar gündeme gelebilir. Yukarıda ise 1.550 seviyesinin geçilmesi tarihi zirvenin bulunduğu 1.582 ve hatta üzerindeki rakamları gündeme getirebilir.

ÜZEYÎR DOĞAN

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu