Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

Reel piyasalara eylül dopingi

Eylül ayıyla birlikte piyasalara yeniden “can”gelecek. Tatilden dönüş ve okul alışverişi perakendeden hazır giyime, mobilyadan kozmetiğe birçok sektörü ümitlendirdi. İş dünyası sezonun açılışını bekliyor…

EKONOMİ açısından sıcak yaz günleri ‘rehavet’ demek… Bu yıl seçimler, yeni sisteme geçiş ve hükümetin kurulma çalışmaları nedeniyle hazi-ran-temmuz aylarında oldukça hareketli günler geçiren Türkiye, sonbaharla birlikte daha da harekctlcnccek gibi görünüyor. Her yıl olduğu gibi yaz aylarında birçok sektörde satışlar düşüyor, üretim yavaşlıyor. Eylül ayıyla birlikte piyasalarda yeni bir canlanma ve diriliş yaşanacak. Tatilden dönüş ve okulların açılmasıyla birlikte tekstilden mobilyaya, sağlıktan otomotive birçok sektörde işlerin hareketlenmesi bekleniyor. Birçok sektörde eylül ayı zaten ‘sezon başlangıcı’ olarak kabul ediliyor. Perakendede yeni koleksiyonlar eylül ayında vitrinlere çıkarken, birçok sektörde de planlamalar eylülden eylüle yapılıyor. Yalnızca iç piyasada değil ihracatta da eylül ‘milat’ olarak kabul ediliyor. Ağustos ayından itibaren alınan siparişler ve yapılan bağlantılar eylülden itibaren realize edilmeye başlanıyor. Bu yüzden hem ihracata hem de iç piyasaya çalışan üreticiler ve iş insanları ‘eylül’ ayını dört gözle bekliyor.

OKUL CANLILIĞI

Eylülde yapılacak okul alışverişi piyasalara ‘can’ verecek. Yaklaşık 15 milyon ilköğretim ve lise öğrencisi için yapılacak alışverişle piyasalara milyarlarca TL sıcak para akacak. Milli Eğitim, bu yıl öğrencilerin yüzde 25’inin özel okula gitmesini hedefliyor. Bunun için de velilere destek veriyor. Halen 4 ve 5’inci sınıftaki bir özel okul öğrencisi için velilerin en az 300-400 TL’lik okul ihtiyacını karşılaması gerekiyor. Buna zorunlu olmayan çanta, matara, kalemlik gibi ürünler de eklenince bütçe en az 600 TL’ye çıkıyor.

Okulsepeti.com.tr adresinden özel okulların ihtiyaçlarım online olarak karşılayan Panel Kırtasiye’nin Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Atalar, “Bayramın ardından özel okullar kırtasiye alışverişine başlar. Sektör hazırlıklarını tamamladı. Ancak kurlardaki artış nedeniyle kırtasiye ürünlerine yüzde 20-25 civarında zam geldi. Böyle de olsa veliler çocukları için alışverişi ötelemez. Okul alışverişleri internete kaymaya başladı. Biz bu yıl Bahçeşehir Koleji’nin okul kıyafetlerini internet üzerinden veriyoruz” açıklamasını yapıyor.

KİTAPLAR GEÇ BASILACAK

Bu yıl müfredat değişimi nedeniyle yardımcı ders kitabı ve test gibi basılı materyallere ulaşımın süresi biraz daha uzadı. Eylülün sonuna doğru bu kitapların basılması ve satılması mümkün olacak gibi görünüyor. “Eskiden yardımcı kitaplara ağustos ayında ulaşan veliler bu yıl ekim ayını bile beklemek zorunda kalabilir” diyen Atalar, sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Tatil dönüşüyle birlikte kurumsal kırtasiye alışverişleri de başlar. Eylül ile birlikte iş dünyası işe odaklanır ve ihtiyaçlar karşılanır. Ayrıca özel okulların kendi kurumsal alışverişleri olur. Bıı yıl kırtasiye alışveriş-lefinde online kanalın yükseldiğini göreceğiz. Örneğin Hepsiburada.com, N11 gibi kanallardan satmak üzere biz, 150 TL’lik kırtasiye hediye setleri oluşturduk. Öğrencilerin eğitimine katkı sunmak isteyen kişilere ulaştıracağız.”

“E-TİCARET HIZLANIR’

Sahibinden.com’un CEO’su Burak Ertaş, okulların açılmasıyla birlikte eylülde ekonominin ve e-ticaretin yeni bir ivme kazanacağını düşünüyor. Yılın ikinci yarısında da yüzde 30-40 aralığında e-ticarettc büyüme beklediklerini söyleyen Ertaş, şu değerlendirmeleri yapıyor:

“Ülkemizde özellikle mobilde artmaya devam eden genişbant penetrasyonu, büyüyen genç nüfus ve 63 milyondan fazla kredi kartı olduğunu değerlendirdiğimizde, e-ticaretin. gelişimini destekleyen uygun bir ortam olduğunu ve olumlu faktörlerin büyümeye devam ettiğini görüyoruz. Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBÎ-SAD) tarafından hazırlanan E-Ticaret Pazar Büyüklüğü raporuna göre 2017’de yüzde 37 büyüme ile 42.2 milyar TL’lik hacme ulaşıldığını gördük. Bu yılın ilk altı ayında da yüzde 30-40 arasında bir büyüme olduğunu öngörüyoruz. Bu trendin yılın geri kalanında da süreceğini öngörüyoruz. Eylül ayında okulların açılmasıyla birlikte ekonominin ve e-ticaretin yeni bir ivme kazanacağını tahmin ediyoruz.”

SEZON BAŞLANGICI

Türkiye Deri Sanayicileri Yönetim Kurulu Başkanı ve Matraş Deri Yönetim Kurulu Üyesi Erdal Matraş, okulların açüdığı eylül ayının deri sektörü için de sezon başlangıcı olduğunu belirtiyor. Yeni koleksiyonların eylül ayında vitrine çıktığını hatırlatan Matraş, iyi bir sezon beklediklerini söylüyor. Son yıllarda eylül ayının bayrama denk ; gelmesi nedeniyle sezona güçlü bir başlangıç yapıldığını vurgulayan Matraş, “Bu yıl ağustosun son günlerinde bayramı yaşadık. Okulların açılmasıyla birlikte eylülde sezon başlar. Sektöre bir tazelik gelir. Gerçi biz son yıllarda yaz aylarını da sektör olarak çok sıkıntılı geçirmiyoruz. Yazlık ürün grupları da oluşturuyoruz” diye konuşuyor.

İhracatla da hareketlenme beklediklerini vurgulayan Matraş, “Bu yıl sektör olarak ihracatta yüzde 10-15 büyüme hedefi koyduk. Bunu gerçekleştireceğiz. Firma hedefimiz de bunun paralelinde… Türkiye olarak dünyada oluşan talebi ıskalamıyoruz.

Çin’den Türkiye’ye üretim kayması var, bunu değerlendiriyoruz. Yılın son çeyreği bu açıdan da bizim için önemli olacak.”

LALELİ DE EYLÜL’Ü BEKLİYOR

Laleli Sanayici ve İşadamları Derneği (LASÎAD) Başkanı Gıyasettin Eyyüp-koca, ağırlıklı yurtdışı piyasalara çalışan Laleli piyasası için de eylül ayının sezon başlangıcı olduğunu söylüyor. Sezon başlangıcında işlerde yüzde 30 artış olmasını beklediklerini belirten Eyyüpko-ca, 6-12 Ağustos tarihlerinde gerçekleştirilen Laleli Fashion Shopping Festivali ile yeni sezon hazırlıklarını başlattıklarını vurguluyor. Gıyasettin Eyyüpkoca, bu yılın ocak-haziran döneminde Laleli’den 3.5 milyar doları aşkın ihracat gerçekleştirdiklerini belirterek, “Festivalimizde yapılacan bağlantılarla birlikte 2018’i

7 milyar dolar civarında bir ihracat ile kapatacağız” diyor. Festival için dört ülkeden birçok alıcının İstanbul’a geldiğini vurgulayan Eyyüpkoca sözlerini şöyle sürdürüyor: “Hazır giyim ve turizm başta olmak bölgede çok büyük bir ticaret potansiyeli bulunuyor. Bölgemiz 2017’yi 5.8 milyar dolar ihracat ile kapattı. Elbette çok daha fazlasını yapabiliriz. Laleli’nin mevcut potansiyelini en verimli şekilde kullanmak, ülkemize daha fazla döviz kazandırabilmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Bu yıl festival boyunca Rusya, Polonya, Ukrayna ve Kazakistan’dan yüzlerce alıcıyı ağırladık. 40 üretici firma ile alıcılar arasında binlerce B2B görüşme gerçekleşti.

Laleli ticaretinde, Rusya ve çevre ülkelerden gelen turistlerin hayati önemi bulunuyor. Rusya ile ilişkilerin parlak günlerine dönmesi ve turist sayısındaki artış da Laleli ticaretine çok olumlu yansıdı.”

“TARİHİ YARIMADAYA EL ATIN”

Turizmdeki gelişimden payım alan sektörlerden biri de kuyum ve mücevherat… Eylül ayıyla birlikte kültür turizminin İstanbul’da yükselişe geçecek olması özellikle tarihi yarımadada yer alan kuyum ve hediyelik eşya üretici ve satıcılarını heyecanlandırıyor. İstanbul Kuyumcular Odası eski Başkanı ve Zelo Kuyumculuk Yönetim Kurulu Başkam Norayr İşler, turizmdeki gelişmeden yeterince pay alamadıklarını belirterek sözlerine başlıyor. “Tarihi yarımadada turisti Ka-palıçarşı ve Sultanahmet’e sıkıştırıyoruz. Kumkapı ve Nişanca içler açısı durumda” diyen İşler, şu değerlendirmelerde bulunuyor:

“Turizmde bir gelişme var. Eylül-ekim aylarında da bu devam edecektir. İstanbul’a turist akışı bu aylarda artacaktır. Ancak biz bundan yeterince yararlanamıyoruz.

Tarihi yarımadada turist açısından güvenlik sorunu var. Ayrıca kaldırımların işgalinden tutun da yapılaşmaya kadar birçok problem ve kötü yönetim sorunu var. Yeni turizm bakanımızın tarihi yarımadaya el atmasını bekliyoruz. Bu gerçekleşirse sezondaki yükseliş genele yansır.” Düğünlerin eylülde de devam edeceğini belirten İşler, “Altın satışlarındaki artış düğünlerden kaynaklanıyor. Pırlantalı ürünler açısından da turizmdeki yükseliş önemlidir” diyor.

“DENİZLER BEREKETLİ OLACAK”

Eylül ayı, su ürünleri sektöründe de sezon başlangıcını ifade ediyor. 1 Eyliil’dc av yasağı biterek yeni sezon başladı. Kocaman Balıkçılık Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kocaman, bu yıl sezondan oldukça umutlu.

“Bu sene Marmara’da hamsi, Karadeniz’de palamut normalden daha iyi olacağının işaretlerini veriyor” diyen Kocaman, şu değerlendirmelerde bulunuyor:

“Geçen sezon balık açısmdan iyi bir yıl değildi. Denizlerimizde balığın çok olması tüketicinin bol ve ucuz balık yiyebileceği anlamına geliyor. Tç piyasa hareketli olacak gibi görünüyor. Balıkçılıkta ekonomik parametrelerden çok İlahi kurallar geçerlidir. Bereketli bir sezon bizi bekliyor gibi görünüyor. Geçen seneye göre birkaç kat daha fazla balık üretileceğini düşünüyorum.” Firma olarak cirolarının yüzde 85’ini ihracattan elde ettiklerini vurgulayan Kocaman, deniz ürünlerini işleyen bir sanayici olarak finansmana erişimlerinin kolaylaştırılmasını da istiyor. Kocaman, “Finansmana erişim ne kadar kolaylaştırılnsa tarıma dayalı ve gıda sanayi daha da büyür. İhracat ayağında pazar konusunda sıkıntı yaşamıyoruz. Gıda sektörünün önü açık.”

“SON ÇEYREK ÖNEMLİ”

Sağlık sektörü için ise yılın son çeyreğinde hareket net olarak hissediliyor. TOBB Özel Hastaneler Sektör Meclisi Başkanı, Lokman Hekim Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Mehmet Altuğ, “Eylülde okullar açılıyor. Tüketici daha çok bu konudaki ihtiyaçlarını gidermeye öncelik veriyor. Ekimden itibaren ise insanlar acil olmayan konulardaki sağlıkla ilgili problemlerini çözmeye yöneliyor. Bu da sağlık sektöründe işlerin hareketlenmesine neden oluyor” diyor. Sağlık Uygulama Tebliği’nde bir dizi değişiklik yapıldığını hatırlatan Altuğ, şöyle konuşuyor:“Sağlık sektörüne özel bir teşvik söz konusu değil. SUT’ta bir dizi değişiklik yapıldı. Bazı sağlık hizmetlerinde ücret azaltılması, bazılarında artış var. Dolayısıyla birbirini dengeliyor ve bir artış oldu diyemeyiz.

Türkiye sağlık turizminde yükselen bir trend içinde.

Dünyada bu alanda ilk 10’dayız. Sağlıktaki deneyimimiz ve insan kaynağı anlamında bu alanda rekabet edebilecek durumdayız Yeni sezonda sağlık turizminde de daha fazla mesafe alacağımızı düşünüyorum.”

“FAİZLER SÜBVANSE EDİLSİN”

Yılın son çeyreği otomobil almak isteyenler açısmdan da fırsatlar barındırıyor. Yılbaşında çıkaracakları yeni modelleri öncesinde stoklarını eritmek isteyen firmalar kampanyalarla tüketicinin alını kararı vermesine yardımcı oluyor. TOBB Otomotiv Ticaret Meclisi Başkan Yardımcısı ve Asır Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Karayılan, dövizin yükselişinin otomobil satışlarında talebi olumsuz etkilediğini söyleyerek sözlerine başlıyor. Devletin inşaata olduğu gibi otomobil kredisi faizlerine de destek vermesini talep eden Karayılan, şöyle konuşuyor:

“Yaz için araba alanlar, sonbaharda satarlar. Bundan ziyade dövizin durumu sektörü etkiliyor. Stok eritmek için kampanyalar yılın son çeyreğinde hızlanacaktır ama faizler yüksek olduğu için satışa döner mi? Burada da bir risk var. Distribütörler faizi süb-vanse ederlerse sektörde eylülden sonra biraz hareket olabilir. Devletin konut kredilerine verdiği destek gibi otomobil kredilerine de destek vermesini talep ediyoruz.”

Nurettin SÖZEN / Bernardo Yönetim Kurulu Başkanı
“Gurbetçiler ve Arap turistler bizi kurtarıyor”

Zücaciye sektörü de yaz rehaveti yaşıyor ama biz kampanyalarla, fırsatlarla tüketiciyi motive etmeye çalışıyoruz. Genellikle haziran-temmuz-ağustos ayları oldukça durgun geçer. Ancak son yıllarda gurbetçiler ve Arap turistler bizi kurtarıyor. Kayseri, Bursa gibi Anadolu şehirlerinde gurbetçilerin çeyiz alışverişini görüyoruz. Euro ile kazananlar açısından fiyatlarımız çok uygun kaldığı için gurbetçiler çeyiz alışverişlerini yaparak, yaşadıkları ülkelere dönüyorlar.

Eylül ayı bizim için ara bir aydır. Okul hazırlıkları bittiği zaman, eylülün ikinci yarısından itibaren insanlar evleriyle daha çok ilgilenmeye başlıyor. Bu dönemden yılbaşına kadar olan dönem hareketli geçer. Bu yıl yüzde 15 büyüme hedefledik. Bu hedefe ulaşmak için yılın son çeyreği bizim için çok önemli. Kur nedeniyle fıyatlama yapmakta zorlanıyoruz, Kur artışı ve ilave gelen vergilerle son bir yıldır fiyatlar yüzde 70 arttı. Bu da talebi olumsuz etkiliyor.

Cemalettin SARAR / Sarar Giyim Yönetim Kurulu Başkanı
“Eski ciro artışlarını yakalayamıyoruz”

Eylül ayıyla birlikte iç piyasanın biraz daha açılacağını düşünüyoruz; ümitliyiz. Buna rağmen eskiden olduğu gibi yüksek ciro artışlarını yakalayamıyoruz. Kurun bu kadar baskı yaratmadığı yıllarda eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 15-20 ciro artışlarını rahatlıkla yakalardık. Ancak bu yıl yüzde 5-10 artış olursa, kendimizi mutlu sayacağız.

Sarar Giyim olarak okul alışverişinden pantolon, mont-gömlek gibi ürünlerle pay alıyoruz. Triko ve kazak gibi ürünlerden pay alamıyoruz. Bu dönemde kurun artışı nedeniyle mallarımız ucuzladı, indirimler sürüyor.

Müşteriyi böyle çekmeye çalışıyoruz.

Bu bayram havalar sıcak olduğu için takım elbise gitmedi ama gömlek, tişört ve yazlık pantolon satışı arttı. Yazlık ürün stoklarını bayramda bitirmeyi planlamıştık. İç piyasada istenilen seviyeye kavuşamadı… Bu yüzden ihracat, ihracat, ihracat diyoruz. İhracata yükleneceğiz.

Bu dönemde yüzde 55-60 dış piyasaya yönelmeli ve daha iyi müşteriler bulmalıyız. Türkiye’yi kurtaracak ihracattır. Kurların artması iplik, kumaş, polyester gibi hammadde maliyetlerimizi artırdı. İç piyasadaki hammaddeciler dolar ve euro’ya döndü. Enerji ve doğalgaz maliyetlerimiz de arttı. Bizim gibi ihracat yapan firmaları devletin koruması lazım!

Ercan ATA / TOBB Mobilya Sanayi Meclisi Başkanı-ASO Yönetim Kurulu Üyesi
“İç piyasa hareketlenmeli”

Bayramdan sonra piyasalarda hareketlenme olacaktır. Biliyorsunuz, mobilya sektöründe halen yüzde 6 küçülme var. Satışların tekrar artması için KDV’nin yüzde 8’e düşürülmesini talep ediyoruz. Mobilya sektörü bu yıl 3.5 milyar dolarlık ihracat hedefi koydu. İran ithalatı yasakladı. Bizim için İran pazarı da kapandı. İç pazarın hareketlenmesi bu yüzden daha da önem kazandı. Mobilya, istihdam dostu bir sektör.

KDV indiriminin olması ve sektörün hareketlenmesi istihdama da olumlu katkı yapar. Hükümetimizin yeni dönemde reform yaparak piyasalara güven vermesini bekliyoruz. Tüketimde küçülme var. Üretimin de büyümesi lazım. Ayrıca ben yeni dönemde çalışma barışını da çok önemsiyorum. Kıdem tazminatı konusunun da çözülmesi gerekiyor Yeni sistemle birlikte çalışma barışı ile ilgili konuların da düzenlenmesi gerekiyor.

RAHİME BAŞ UÇAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu