Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

Piyasaların gündem oluşturması

TV’deki olumlu havada ABD-Türkiye ilişkilerinin iyileşeceği beklentileri etkili. Gelişmeler TL’deki olumlu fiyatlamayı desteklemeye devam edebilir. Borsada ise teknik indikatörler yukarı yönde bir toparlanma beklentisi oluşturuyor…

SALI günü gerçekleşen grup toplantıları iç siyasetin piyasalar üzerindeki etkilerini yeniden hatırlattı. Grup toplantıları ve devamında gelen sağduyulu açıklamalar bu etkiyi smırlasa da 31 Mart 2019’da gerçekleşecek yerel seçimler öncesinde iç siyasi gelişmelerin yeniden ön plana çıktığını görebiliriz. Bununla birlikte TCMB geçtiğimiz haftaki toplantısında beklendiği gibi faiz artışı yapmazken, 5 Kasım’da açıklanacak enflasyonun beklentilerden sapması durumunda TL varlıklar için oldukça kritik olabileceğini düşünüyoruz.

YEREL SEÇİM TAKVİMİ BELLİ OLDU

Geçtiğimiz hafta TBMM’de partilerin grup toplantıları siyasetin yeniden piyasa gündemine oturmasına neden oldu. Öncelikle Milliyetçi Hareket Partisi lideri Devlet Bahçeli’nin, açıklaması, TL varlıklarda sert satışlara neden olsa da devamında yapılan açıklamalarda mevcutta devam eden Cumhur Ittifakı’nın özüne bağlı kalındığı, alınan kararın mahalli seçimlerle ilgili olduğunun vurgulanması olumsuz etkiyi sınırladı. Bu konuşmanın ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da Cumhur ittifak ruhuna zarar verecek hiçbir işin içinde olmayacaklarım belirtmesi ile Cumhur İttifakı’nın devam ettiğinin, alman kararın mahalli seçimlerde sınırlı olduğunun vurgulanması siyasi belirsizliğin artışını sınırladı.

FAİZ DEĞİŞMEDİ, GÖZLER ENFLASYONDA

TCMB, yılın sekizinci (Mayıs’taki takvim dışı dahil) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizini beklentilerle uyumlu olarak yüzde 24.00 seviyesinde sabit tuttu. Böylelikle, sadeleşme süreci sonrasında yapılan ayarlama kapsamında otomatik olarak gecelik borç alma faizi (faiz koridoru alt bandı) yüzde 22.5, gecelik borç verme faizi (faiz koridoru üst bandı) yüzde 25.5, geç likidite penceresi borç verme faizi de yüzde 27.00 seviyesinde kaldı. Karar metninde, ekonomideki yavaşlama ve fiyatlama davranışları üzerindeki yukarı yönlü risklere yönelik vurgu öne çıktı. Ekonomideki yeniden dengelenme eğiliminin finansal koşullardaki sıkılaşmanın etkisiyle daha gözle görülür hâle geldiği ifade edildi. Açıklamanın temel mesajı ve TCMB’nin sıkı parasal duruşun korunması yönündeki kararının ana gerekçesi fiyatlama davranışlarında yukarı yönlü risklerin devam etmesi oldu. Diğer taraftan, önceki toplantıdan sonra yayınlanan basın açıklamasından farklı olarak “iç talep koşullarındaki zayıflamanın enflasyon görünümündeki bozulmayı kısmen sınırlayacağının ifade edilmesi dikkat çekti. TCMB’nin eylül aynıda gerçekleştirdiği sert faiz artırımının ardından para politikasındaki sıkılaşmanın gecikmeli etkilerini görmek istemesi, ekonomik aktivite ile iç talepteki yavaşlamanın enflasyonla mücadeleye vereceği olumlu katkı ve enflasyonla mücadele programının vereceği katkı gibi nedenlerle TCMB’nin faizlerde değişikliğe gitmesi beklenmiyordu.

Kararın beklentilerle uyumlu olarak açıklanması sonrasında TL varlıklar üzerinde ek bir baskı oluşmadı. Bu kararın ardından 5 Ağustosta açıklanacak enflasyon rakamı oldukça kritik bir hal aldı. TCMB tarafından yayınlanan reel sektör, finansal sektör temsilcileri ve profesyonellerden oluşan 69 katılımcıyla gerçekleştirdiği “2018 yılı Ekim ayı Beklenti Anketi”nde ekim ayı TÜFE beklentisi, yüzde 2.05’ten yüzde 1.99 gerilemişti. Yılsonu TÜFE beklentisi de 24.22 oldu. Buna karşın başta ÜFE-TÜFE makası olmak üzere enflasyondaki yukarı yönlü trendi destekleyen gelişmelerle, enflasyonla mücadele programının oluşturduğu olumlu hava ekim enflasyonunda beklentilerden sapmaya neden olabilecek başlıklar. Bu hafta yapılacak anketlerin, enflasyonla mücadele programının katkısının görülmesi ve kurlardaki geri çekilmenin de etkisi ile beklentileri daha net yansıtacak olmasına karşın, açıklanan rakamın her iki yönde de sürprizlere açık olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle 5 Kasım’da açıklanacak enflasyon verisi sonrası piyasalarımızda yeni bir hareketlilik görülebileceğini düşünüyoruz.

BU HAFTANIN GÜNDEMİ

Yeni hafta gündemini ekonomik veriler oluşturuyor. Geçen hafta TCMB ve ECB toplantılarının ardından bu hafta da Japonya ve İngiltere Merkez Bankalarının faiz kararları olacak. Haftanın ilk işlem gününde içeride 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı kutluyor olacağız. Bu nedenle yurtiçi piyasalar tatil. ABD Fed’in projeksiyonlarında yer alan çekirdek kişisel tüketim harcamaları (PCE) verileri açıklanacak. Bununla beraber kişisel gelir ve gider verileri ön plana çıkacak. Ancak her iki veride de önemli bir değişim beklenmiyor. Salı günü Euro Bölgesi’nin üçüncü çeyrek büyüme verisi açıklanacak. Çarşamba günü Çin ile başlayan takvimde ülkenin imalat PMI verileri takip edilecek. Bunun dışında Japonya Merkez Bankası toplantısı takvimde yer alıyor. BoJ’ dan faizlerde değişiklik yapması beklenmese de uzun vadeli tahvil faizlerinde dalgalanma bandını yukarı çekmeleri söz konusu olabilir ve şayet böyle bir hamle yapması halinde BoJ tarafından şahince bir adım olarak nitelendirilebilir.

Geçen hafta gerçekleşen TCMB PPK toplantısında faiz artırım kararı çıkmamıştı. Kurul toplantı özeti Çarşamba günü saat 14:00’da açıklanacak. Haftanın dördüncü işlem günüde ise Türkiye ve Birleşik Krallık imalat PMI verileri takip edilecek. Ancak günün en önemli verisi İngiltere Merkez Bankası (BoE) toplantısı olacak. Son olarak politika faizini 25bp artıran BoE’nin hem faizlerde hem de varlık alımlarında değişikliğe gitmesi beklenmiyor.

Haftayı ABD’den açıklanacak istihdam ve ücretler verileri ile kapatacağız. Ekim ayına ait TDÎ verisinin 189 bin gelmesi bekleniyor. Ancak ortalama saatlik kazançlarda önemli bir artış beklenmiyor. Bu verilerle birlikte ABD’nin İran’a yönelik yeni yaptırımlarının uygulamaya gireceği 4 Kasım tarihinden önce Türkiye’nin muafiyet taleplerine yönelik bir açıklama gelme olasılığı da masada bulunuyor.

BIST-100’de hacimsiz düşüşler görüldü

Endeksin hafta içerisinde voiatil aşağı yöniü bir seyir izlediğini gördük. Haftaya pozitif açiiışla başlayan endekste pozitif açılış sonrasında gerçekleşen atakların satış fırsatı olarak değerfendirifmesiyle hafta içerisinde 6800 puanlık volatilite görüldü. Günlük grafikte 500 periyotiuk basit hareketli ortalaması altında aşağı yönlü hareketlerin devam ettiğini görüyoruz. İşlem hacminin hafta içerisinde düşük bir seyir izlediği görülmektedir. Düşüş olmasına rağmen işlem hacminin düşük seyrediyor olması ve saatlik grafikte teknik îndikatörlerin pozitif uyuşmazlıklar göstermeye başlaması bu seviyelerden yukarı yönde bir toparlanma beklentisini oluşturmaktadır. Sağlıklı bir toparlanmanın başlayabilmesi için ise yukarı yönlü hareketlere işlem hacminin eşlik etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Saatlik grafikte 92.300 seviyesi üzerine işlem hacmi ile çıkılarak bu seviye üzerinde kalıcılığın sağlanması gerektiğini düşünüyoruz.

İşlem hacminin eşlik etmediği bir yükselişte ise yukarı yönlü hareketler kısa vadeli tepkiden öteye gidemeyecektir. Direnç olarak yukarı yönlü hareketlerde 92.300-93.000 ve 93.900 seviyeleri takip edilebilir.

Aşağı yöniü hareketin ivme kazanarak satıcılı seyrin devam etmesi durumunda ise destek olarak 89.600-88.650 ve 88.000 seviyeleri önemli hale gelecektir.

Dolar/Tüde ABD ile ilişkiler izleniyor

Küresel risk iştahındaki zayıf seyir ve doların kürese! piyasalarda değer kazanmasına bağlı olarak Dolar/TL kuru geçen haftaya bir miktar yükselişle 5.6417 seviyesinden başladı, önceki hafta çarşamba günü açıklanan FOMC tutanaklarının risk iştahını baskıladığı izlenirken, ABD’de güçlü gelen veriler doları destekleyen gelişmeler oldu. Aynı zamanda Suudi gazeteci Cemal Kaşık ile ilgiii gelişmeler ve İtalya kaynaklı risklerin gündemde kalmaya devam etmesi risk iştahı üzerinde baskı oluştururken baskılanan risk iştahına bağlı olarak gelişen ülke para birimleri üzerindeki satış baskısı artış kaydetti. Aynı zamanda Salı günü yurt içinde gerçekleştirilen partilerin grup toplantılarında verilen mesajlar da Türk Lİrası’nın seyri üzerinde etkili oldu. Perşembe günü ise yur-tiçındeTCMB toplantısı yakından takip edildi. TCMB, Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizini beklentilerle uyumlu olarak yüzde 24.00 seviyesinde sabit tuttu. Kararın beklentilerle uyumlu olarak açıklanması sonrasında TL üzerinde ek bir baskı oluşmadı.

Geçtiğimiz haftanın ikinci yarısında Türk Lİrası’nın değer kazandığı ve kayıplarını geri aldığı görüldü. Kurda aşağı yönlü hareketlerin devam etmesi durumunda 5.60’lt seviyelerin altında önceki hafta test edilen 5.51 TL seviyesi destek olarak ön plana çıkmaktadır. 5.51-5.50 TL seviyelerin altındaki kapanışlarda Türk Lirası’ndaki değer kazanımiarmın hız kazandığı görülebilir. Olası yükselişlerde ise 5.89 TL seviyesi önem taşıyor 5.69 TL üzerinde 5.73-5.78-5.87 seviyeleri direnç olarak izlenebilir. Önümüzdeki süreçte ABD-Türkiye ilişkilerine dair geüşmeler ve haber akışları takip edilecek.Türk Lirası’nda son dönemde etkili olan olumlu havada ABD-Türkiye ilişkilerinin iyileşeceğine yönelik olumlu beklentilerin etkili olduğu ve bu kapsamdaki gelişmelerin TL’deki olumlu fıyatlamayı desteklemeye devam edeceğini düşünüyoruz. Bununla birlikte küresel piyasalardaki gelişmeler ve risk iştahının seyri de Türk Lirası başta olmak üzere TL varlıklar üzerinde etkili olabilecek bir diğer önemli faktör. Risk iştahındaki baskı ve gelişen ülke varlıklardaki değer kaybının devam etmesi TL’yi etkileyebilecek kısa vadeli riskler olarak sıralanabilir.

ÜZEYİR DOĞAN

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu