Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

Piyasalarda ve ekonomide normalleşme

Türkiye 15 Temmuz şokunun etkilerini atlatmaya çalışıyor. Piyasalarda ve ekonomide normalleşme için adımlar atılıyor. Uzmanlar hasara karşın orta vadede etkilerin tamamen atlatllacağl görüşünde…

TÜRKİYE 15 Temmuz darbe girişiminin yaralarını sarmaya çalışıyor. OHAL ilanının ardından her alanda soruşturmalar devam ediyor. 15 Temmuz’un hemen ardından piyasalarda bir şok yaşanmıştı. Finans piyasalarında yaşanan şokun etkileri birkaç gün içinde hafifledi. Ancak ekonomide temmuz ayına ilişkin pek çok veri darbe yedi. Temmuzda örneğin sanayi üretimi, ihracat, reel kesim güveni gibi veriler kan kaybına işaret etti. Bu yıl hem dünya hem Türkiye ekonomisinin önünde bir takım sorunlar var. Amerikan Merkez Bankası’nın beklenen faiz artışı piyasalarda tedirginlik yaratıyor.

Uluslararası vergi, denetim ve danışmanlık şirketi KPMG Türkiye, 15 Temmuz sonrası Türkiye ekonomisinin nabzını tuttu. Firma, darbe girişiminin etkilerini analiz ederek gelecek dönem beklentilerini paylaştı. Buna göre, Türkiye ekonomisi, normal şartlarda nitelik ve nicelik olarak bir ülkenin karşılaşabileceği sorunların azamisini yaşamasına rağmen güçlü ve dinamik performansını sürdürüyor. 15 Temmuz, Türkiye’de değil de başka bir ülkede yaşan-saydı daha vahim sonuçlar ortaya çıkardı.

pi

“ALNININ AKIYLA”

Ekonominin 15 Temmuz’u “alnının akıyla” atlattığının vurgulandığı KPMG Türkiye’nin analizinde, “Tüm ekonomik ve ticari veriler, en hafif hasarla performansını sürdürüyor. Hedef 2016’yı bu hızda kapatmak. 2017’de toparlanma görünüyor” denildi. Dünya ekonomisinin de değerlendirildiği analizde makro göstergeler tek tek ele alındı. Buna göre, Türkiye’de 2012’den itibaren ortalama yüzde 3.4 civarında seyreden büyüme 2016’nın ilk çeyreğinde yüzde 4.8 oldu. Bu haliyle en hızlı beşinci ülke konumunda. Hindistan, Filipinler, Çin ve Endonezya ilk dört sırada. Türkiye, büyüme konusunda tüm AB üyesi ülkelerden daha iyi performans gösterdi.

TURİZM VE İHRACAT

Ancak turizmde yaşanan kayıplar nedeniyle yılın geri kalanında büyümenin, bu seviyenin altında kalması bekleniyor. Nitekim ikinci çeyrekte büyüme yüzde 3.1’e yavaşladı. Turizmin GSYH üzerindeki ağırlığı artacağı için üçüncü çeyrekte rakamın daha da küçülmesi bekleniyor. Dördüncü çeyrekte ise toparlanma ve tekrar yüzde 3 civarında bir büyüme öngörülüyor.

Ramazan Bayramı öncesi açıklanan yeni ekonomi paketinin olumlu sonuçları ise 2017’de alınacak. İhracat da dolar bazında düşüyor, miktar bazında artıyor. 2016’nm ilk yarısında yüzde 2.2 azalarak 71.7 milyar dolar oldu. Miktar bazında ise yüzde 6.5 artışla 52.6 milyon tona ulaştı.

ENFLASYON VE YÜKSEK FAİZ

2014 ve 2015’te yüksek seyreden enflasyon 2016’da düşüş eğilimine girdi. Dolardaki artışın etkilerinin azalmasıyla birlikte çekirdek enflasyonda gerileme bekleniyor. Bu da faizlerde ilave düşüşler olabileceği anlamına geliyor. Faiz cephesinde ise kredi faizlerindeki yüksek seyir devam ediyor. 2014 başında politika faizinin yüzde 10’a yükseldiği dönem bankaların uyguladığı ortalama tüketici ve ticari kredilerdeki faiz oranı yüzde 16 seviyesindeydi. Sonrasında yüzde 12-14 bandında seyretmişti. Şimdi politika faizinin yüzde 7.5 olmasına rağmen tüketici kredilerindeki ortalama faiz oranı yüzde 16’ların da üstüne çıkıyor. Ticari krediler ise mart başından bu yana uygulanan indirimlerle yüzde 15 seviyelerine ancak gerileyebildi.

CARİ AÇIK ARTABİLİR

Cari açık gerilemeye devam ediyor. En büyük etken, petrol fiyatlarının gerilemesi nedeniyle enerji ithalatındaki düşüş. 2016’da ilk kez haziran ayında dış ticaret açığı arttı. Turizmde yaşanan kayıpların da cari açığı yaz aylarında yukarı taşıması bekleniyor. Milli gelire oran olarak 2016’nın ilk çeyreğinde yüzde 4.2’ye gerileyen cari açığın yıl sonunda tekrar yüzde 4.5 seviyesine yükselmesi olası.

İŞGÜCÜNE KATILIM YÜZDE 52

Son altı yılda istihdam edilenlerin sayısı yaklaşık 6 milyon artmasına rağmen işsizlik oranının gerilememesinde işgücüne katılımdaki artış rol oynuyor. 2010’da Türkiye’de her 100 kişiden 47’si işgücüne dahil olurken, şu anda bu rakam yüzde 52’ye yükselmiş durumda. Haziran ayında rakamın yüzde 10.2’ye çıkmasında en büyük etken işgücüne katılım oldu. Ayrıca işgücü maliyetleri de her yıl artıyor.

DÜŞÜK BORÇLULUĞA SAHİP

2016’nın ilk çeyreği itibarı ile kamu dış borcu 118.3, özel sektör dış borcu 292 milyar dolar. Toplam brüt dış borç stoku 411.5 milyar dolar. Bazı rapor ve değerlendirmelerde Türkiye’nin dış borçlarındaki artış önemli bir sorun olarak gösterilse de soğukkanlı olmak gerekir. Çünkü Türkiye pek çok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeden daha düşük borçluluk oranına sahip. Ayrıca son iki yıldaki artışın önemli bölümü kurlardaki yükselişten kaynaklanıyor. Yani aslında döviz miktarı borcunda düşük bir artış var. Ancak dolar bazlı GSYIH düştüğü için oranda sıçrama görülüyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu