Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

Piyasalar Mart-Nisan 2016 Yorumları

Piyasalarda bahar erken geldi! Kötü bir ocak ayı performansının ardından şubat ayının ortasından itibaren hisse senedi piyasasında yükseliş eğilimi görülüyor. Bu durum bazı analistler tarafından yaklaşık bir yıldır devam eden ‘ayı’ piyasasının sonuna gelindiği yönünde ilk işaretler şeklinde yorumlanıyor.

Bunun temel nedeni ise FED’den faiz artışı beklentilerinin ertelenmesi ile gelişmekte olan ülke (GOÜ) piyasalarına küresel sermaye girişinin başlaması. Ata Portföy’ün değerlendirmesine göre, risk iştahının artmaya başlaması ile petrol başta olmak üzere emtia fiyatlarında da bir miktar toparlanma var. Bir aylık bu olumlu ortamın Türkiye piyasalarına yansıması ise dolar kurunun 2,90 TL’nin altına inmesi ve borsanın 70.000’li seviyeden yaklaşık yüzde 14 prim yaparak 80.000 zirvesini test etmesi oldu. Piyasanın son yukarı hareketlerinde beklendiği üzere Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) politika faizi niteliğindeki ana refinansman operasyonları faizi oranını yüzde 0,05’ten yüzde 0’a çekmesinin ve mevcut aylık varlık alım programı miktarını nisan ayından başlayarak 20 milyar dolar daha artınp 80 milyar Euro’ya çıkarmasının da etkisi var. Bu haber piyasaları memnun etti.

Dünya ekonomisi ve iç piyasalar

TEMKİNLİ İYİMSERLİK

Endeks, bundan sonra yükselişine devam eder mi? Borsa 80.000’in üzerinde tutunur ve 90.000 seviyelerini test eder mi? Yerli ve yabancı kurum-lann değerlendirmelerine bakıldığında temkinli bir iyimserlikten söz etmek mümkün. Bu temkinli iyimserlik, hisse seçiminde dikkatli olunması gerektiği sonucunu ortaya koyuyor. Haberimizde bu anlamda 2015 bilançolarını inceledik. Aşağıda detaylarını okuyacaksınız.

Borsaya tekrar dönecek olursak, Yatırım Finansman Araştırma Müdürü Zümrüt Can Ambarcı, son dönemde BİST’te yaşanan yükselişin ana nedeninin yurtdışı piyasalar olduğunu söylüyor. Yurtiçinde kısa vadede borsayı bu derece sürükleyecek bir beklentinin olmadığını vurgulayan Ambarcı, “Jeopolitik ve siyasi riskler de bir ölçüde devam ediyor ama bu vaka risklerinin bu aralar çok fazla fiyatlanma-dığını görüyoruz. Bu yükselişin devamı için global risk iştahının devam etmesi gerekiyor” diyor. Ambarcı, geçen yıl gelişen piyasalar ortalamalarından yüzde 19 daha kötü performans gösteren Türkiye hisse senedi piyasalarının bu yıl olumlu yönde ayrıştığının altını çiziyor.

Alnus Menkul Genel Müdürü Egemen Kaya ise boğa piyasasına dönüş olmamakla birlikte olumlu bir havanın söz konusu olduğunu söylüyor. Yurtdışında büyüme endişelerinin radardan çıkma eğiliminde olduğunu ifade eden Kaya, FED’in bu haftaki toplasında faiz artınmı beklemiyor. Türkiye’nin cari açık ve büyüme verilerini iyi tutmasıyla birlikte olumlu ayrışmaya devam edeceğini anlatan Kaya, “Ancak jeopolitik riskler, siyasi tartışmalar, petrol fiyatlarında oynaklık gibi riskler de göz ardı edilmemeli” diyor.

YABANCILAR OLUMLU

Böyle bir konjonktürde son dönemde yabancı sermayeli finans şirketlerinden de Türkiye pazanna yönelik olumlu açıklamalar geldiğini görüyoruz. Credit Suisse geçen hafta içinde ya-tırımcılanna Türk tahvillerini uzun vadede tavsiye etti. Credit Suisse, FED etkisi ve enflasyon görünümündeki iyileşmeye vurgu yaparak, Türk tahvillerinin önümüzdeki dönemde sıkı performans göstereceği yorumunu yaptı.

Yine geçen hafta içinde HSBC yetkilileri, piyasalara yönelik kritik açıklamalarda bulundular. Global piyasalarda dolarda boğa piyasasının sonuna gelindiği vurgusunu yapan HSBC Küresel FX Stratejisti David Bloom, FED’in bu yıl içinde faizleri tahmin edildiği kadar yüksek oranda artırmayacağının anlaşılmasının ardından dolara yüksek talep döneminin sona erdiğini kaydetti. Bloom, FED’in önceki tahminlerin aksine bu yıl faizleri dört defa artıramayacağını, Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve Japonya Merkez Bankası’nın (BOJ) parasal gevşeme süreçlerine devam edeceğini ve Çin ekonomisinin ikinci yandan itibaren toparlanmasını beklediklerini söyledi. Bloom, “Bütün bun-lan dikkate aldığımızda gelişmekte olan piyasalar açısından 2016 görünümü geçen yıla göre çok daha iyi ve istikrarlı” dedi. HSBC’nin 2016 yıl sonu için dolar/TL tahmini 3,00, Euro/dolar parite beklentisi 1,2 seviyesi.

KÜRESEL ALGIDA DÖNÜŞ

İş Yatınm ise yaptığı analizde Türkiye’nin gelişmekte olan ülkelere göre olumlu aynşabileceğini söylüyor ve bunun için küresel risk iştahının bozulmaması gerektiğini ifade ediyor.

FED’in varlık alımlarına bağlı olarak küresel risk iştahının güçlü olduğu Nisan 2009-Mayıs 2013 döneminde Türkiye piyasalanna yaklaşık 65 milyar dolar (milli gelirin yüzde 10’u civannda) portföy girişi oldu. FED’in varlık alımlarını azaltma sinyalini verdiği Mayıs 2013 sonrasında Türkiye’den çıkış yaklaşık 11 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Buna göre İş Yatınm, portföy hareketleriyle son yıllarda giren yabancı paranın yaklaşık yüzde 85’inin halen Türkiye piyasalarında olduğu hatırlatmasını yapıyor.

HSBC Grubu Gelişmekte Olan Piyasalar Küresel Araştırma Başkanı Murat Ülgen, 2015’te gelişmekte olan piyasalara dönük sermaye akışının 500 milyar dolar ile 10 yılın en düşük seviyesine gerilediğini hatırlatıyor. Ülgen, “Bu yıl gelişmekte olan piyasalar açısından çok kötü olmayacak, sermaye akımlan istikrar kazanacak ve geçen yılın altına inmeyecek” yorumunu yaptı. HSBC uzmanlan, Türkiye’de sabit getirili yatınm enstrümanlanna ilginin artacağını vurgularken, hisse senedi piyasasında 2016 yılında da seçici olunması gerektiği vurgusu yapılıyor.

ÇALIŞMA NASIL YAPILDI?

İşte burada hangi hisse sorusu önemli. Bu soruya yanıt aramak üzere 2015 yıl sonu bilançolannı analiz ettik.

10 kriterin en güçlü hisselerini bulduk. Yine bu kriterlerde puanlama yapıp 10 kriteri konsolide ederek en iyi 18 bilançoyu analiz ettik. Burada sanayi ve hizmet bilançolarını inceledik. Yakın İzleme Pazan, Piyasa Öncesi İletim Platformu, Gelişen İşletmeler Pazan şirketlerini, fınans ve holding şirketlerini inceleme dışında tuttuk. Toplamda 227 şirket incelemeye alındı. 227 şirket üzerinden tabloları hazırladık. Bu tablola-n son bir işlemden geçirerek 2015 bilançosunda 50 milyon TL cirosu olan şirketleri de liste dışı bırakarak, haberimizde gördüğünüz tablolan oluşturduk.

Her kriter için en iyi 10 listesine yer verdik. Bunun yanında 10 kriteri tek bir tablo haline getirerek 2015 yılında bilançosu iyi hizmet ve sanayi sektörüne ait, 50 milyon TL’nin üzerinde ciroya sahip 18 şirketi belirledik.

Bu tabloya bakıldığında otomotiv sektörü şirketleri, çimento şirketleri, inşaat yan sanayi şirketleri dikkat çekiyor. Şirket bazında F-M İzmit Piston, Ege Endüstri, Gersan ilk üçte yer alıyor.

2015TE NELER ETKİLİ OLDU?

2015’te özellikle banka ve sanayi bi-lançolan üzerinde TL’deki dalgalanma en çok etki eden faktör olarak karşımıza çıkıyor. Kur istikrarsızlığından dolayı çekirdek enflasyonun yukarı yönlü bir trend tutturması enflasyon beklentilerini bozarak piyasa faizlerinin de yüksek kalmasına neden oldu. Bu durum kredi büyümesine olumsuz yansımaları bakımından bankacılık kârlarını etkiledi. Yine de ortalama fonlama maliyetindeki yükselişe rağmen banka-lann kânnın beklenenden daha iyi geldiği uzmanlarca ifade ediliyor. Burada geçen hafta yaptığımız finans haberine de vurgu yapmak gerekiyor. Uzmanlar, 2016 yılında bankacılıkta kârlann yeniden artış eğilimi içinde olacağını söylüyor.

Diğer yandan, döviz kuru riskini yönetme bakımından fark yaratan sanayi şirketleri de bilanço kârlılığı bakımından öne çıktı. Geniş fotoğrafta 2015 yılı kârlannın şirket bazında aynşmalar haricinde beklentiler dahilinde geldiğini söyleyen ALB Forex Araştırma Uzmanı Enver Erkan, “Petrol fiyatlarının düşük seyretmesi havacılık ve ulaştırma sektöründe maliyet kalemlerinin düşmesini sağlarken, sektörel bazda bazı gelişmeler de ilgili sektörlerdeki fiyatlamalarda etkili oldu” diyor.

2015’te emtia fiyatlannda düşüşün ve kurdaki yükselişlerin bilançolara etkisine dikkat çeken Alan Yatınm Genel Müdür Yardımcısı Yeliz Karabulut ise “Emtia fiyatlanndaki düşüş şirketlerin brüt kâr marjlannı pozitif etkilerken, kur tarafındaki yükselişler de özellikle döviz borçlu şirketleri olumsuz etkiledi” diyor. Yaşanan gelişmeler sonucu finansman giderleri kaleminde birçok şirketin nette ciddi zarar ettiğini söyleyen Karabulut, ancak çelik ve petrol gibi emtia fiyatlarındaki düşüşün de emtialarla ilişkili firmaların giderlerini olumlu yönde etkilediğini sözlerine ekliyor.

SANAYİ Mİ, FİNANS MI?

Açıklanan 2015 yıl sonu bilançolarına bakıldığında genel olarak sanayi endeksinin bankacılık endeksine kıyasla görece daha iyi bir performans sergilediği görülüyor. Yıl genelinde döviz kurlanndaki yükseliş eğilimi sanayi şirketlerinin kârlılıklarını baskılasa da bu şirketler arasında ön plana çıkanlar da oldu. Sanayi sektöründe yer alan şirketler söz konusu dönemde defansif sayılabilecek güçlü mali tablolar ve temettü verimi beklentileriyle öne çıktı.

2015 yılı içinde bilişim şirketlerinin çok kazandırdığını söyleyen Enver Erkan, TL’deki değer kaybının ön planda olmasıyla döviz varlığı olan şirketlerin öne çıktığını kaydediyor. 2015’in döviz varlığı bulunan sanayi şirketleri açısından olumlu olduğunu söyleyen Erkan, “Sektörel bakımdan olumlu hikayeye sahip olan otomotiv ve beyaz eşya da bu dönemde ön plana çıktı” diyor.

ÖNE ÇIKAN SEKTÖRLER

Yatınm Finansman ise 2015’te otomotiv, perakende, çimento, rafineri şirketlerini beğenirken, kur farkı giderleri, dava karşılıklan gibi nedenlerle te-lekom şirketlerinin ve zayıf talep, artan rekabet gibi faktörlerle teknoloji perakendeciliği şirketlerinin beklentinin altında kaldığını belirtiyor. Zümrüt Can Ambarcı, “Araştırma takip listemizde bulunan sanayi şirketleri 2015 yılında ortalama yüzde 8 net kâr artışı ve yüzde 29 FVAÖK artışı kaydetti” diyor.

Yıl sonu bilançolannda özellikle petrolle ilişkili firmalann iyi kâr rakam-lan açıkladığını söyleyen Yeliz Karabulut, ‘Yurtiçi petrol talebi geçen yıl düşük petrol fıyatlan sayesinde oldukça artış gösterdi. Bu da hem bu şirketlerin satış rakamlarındaki gerilemenin önüne geçti hem de brüt kâr marjları-na olumlu etki yaptı” diyor. Yine otomotiv ve beyaz eşya sektörlerinde kur bazlı hareketlerin etkisine dikkat çeken Karabulut, otomotivde iç pazann çok canlı olduğunu hatırlatıyor. Karabulut, döviz varlığı yüksek şirketlerin de 2015 bilançolannın iyi olduğunu ifade ediyor.

BEKLENTİNİN ALTINDA KALDILAR

2015’te sanayi şirketleri genel olarak döviz varlığı olan veya ekside olan şirketler şeklinde ayrıştı. Gelirleri TL maliyetleri döviz olan şirketlerde finansman giderleri ciddi anlamda artarken, bunun tam tersi kompozisyona sahip şirketler avantaj elde etti. Siyasi belirsizliğin ortadan kalkmasına rağmen faizlerdeki yüksek seyrin devam etmesi, GYO’lann beklentilerin altında kalmasına neden oldu. Rusya ile yaşanan uçak krizi de tekstil sektöründe olumsuzluğa yol açtı. Dünya genelinde gerilemekte olan emtia fiyatlarının satış ve faaliyet gelirlerini baskılaması sonucunda da demir-çelik sektörü kârlılıkları olumsuz etkilendi.

Yeliz Karabulut, demir-çelik sektörünün yanında bazı çimento şirketlerinin ve bankaların iyi bir yıl geçirmediğini söylüyor. 2015’te jeopolitik riskler ve iki seçim atmosferinin çimento firmalannın satış rakamlanna olumsuz yansıdığını kaydeden Karabulut, çelik fiyatlarındaki gerilemeden dolayı ise demir-çelik şirketlerinin 2014’e göre kötü bir yıl geçirdiğini hatırlatıyor.

2016’NIN YILDIZLARI

Gedik Yatınm, 2016 yılında gübre, beyaz eşya, savunma, otomotiv ve çimento sektörlerinin ön plana çıkmasını bekliyor. Kurumun analizine göre, gübre sektöründe, KOVnin kaldınlma-sı ve şirket bazında yeni yatınmlann tamamlanması ön plana çıkacak. Tekfen Holding bünyesinde faaliyet gösteren Toros Tanm’da 2015 yılının son çeyreğinde sülfürik asit tesisinin tamamlanması ve Bagfaş’ta AN/CAN yatınmı ile üretim kapasitesinin artırılması Tekfen Holding ve Bagfaş’ı 2016 yılında ön plana çıkarabilir.

Beyaz eşya ve otomotivin, demir-çelik fiyatlarında yaşanan düşüş ve ihracat odaklı olması nedeniyle 2016 yılında da güçlü durması bekleniyor. Gedik Yatınm Araştırma Uzmanı Yılmaz Altun, “Şirket bazında Ford Otosan’ın yeni ürün gamı ve Ford’un Avrupa’daki güçlü ticari araç satış performansı var. Tofaş Egea ailesini büyütüyor ve Kuzey Amerika ile ihracat pazarım genişletiyor. Arçelik güçlü ihracat yapısı ve demir-çelik fiyatlarının satışların maliyetinde yaptığı iyileşme beklentileri ile öne çıkıyor” diyor.

Çimentoda altyapı yatırımlarını tamamlayan, iç pazar ağırlıklı çalışan ve özel ürünlere yoğunlaşan şirketler ön plana çıkıyor. Bu kapsamda, Yılmaz Altun, Bolu Çimento ve Çimsa’ya dikkat çekiyor.

Jeopolitik risklerin devam ettiği dönemde savunma sanayinde 2016 beklentilerinin güçlü olduğunu anlatan Yılmaz Altun, Aselsan’ı beğeniyor.

Gedik Yatırım, 2015 yıl sonu mali tablolan açıklandıktan sonra otomotiv sektöründe faaliyet gösteren ve olumlu bilanço açıklayan Tofaş hissesini model portföyüne ekledi. Bunun yanı sıra Aksa Enerji, Torunlar GYO ve Ülker hisseleri de olumlu bilanço açıklamaları nedeniyle portföye eklenmek için izlemeye alındı.

BANKALARDA YENİ BEKLENTİ

2016 beklentilerine bakıldığında, yukarıda da ifade ettiğimiz üzere, bankacılık sektöründe beklentiler olumlu. Banka bazında yüzde 25’leri bulan kâr artışları görebiliriz. Bunun yanında yabancı yatınm bankalanmn tahminlerinde yeni koşullarda dolann gelişen ülke borsalanna karşı güçlü duruşunu devam ettiremeyeceği vurgusu öne çıkıyor. Gösterge faiz tarafında tek hanelere gerileme görülmesi halinde de kredi büyümesi ve TL mevduatlann bundan olumlu etkileneceği yorumunu yapan ALB Forex’ten Enver Erkan, “Sektörün gelinen fiyat seviyeleri ve F/K, PD/DD gibi çarpanlar çerçevesinde cazip göründüğü söylenebilir” diyor.

Türkiye’nin ihracat hacminin yaklaşık yarısı Euro Bölgesi’ne. Avrupa Merkez Bankası’mn parasal genişleme yönündeki politikaları ve bölgenin 2016’da toparlanma eğilimi ile birlikte ihracat yapan şirketler tarafında da beklentiler olumlu. İhracat tarafında özellikle otomotiv öne çıkıyor. Petrol fıyat-lanmn 2016 yılında da düşük kalacak olması beklentisi ile havacılık sektöründe olumlu trendin devamını bekleyen Enver Erkan, “BDDK’nın yeni kredi kartı düzenlemeleri ile birlikte beyaz eşya satın alımlannda kredi kartı taksit sayısı 9’dan 12’ye çıktı. Bu durum önümüzdeki dönemlerde beyaz eşya sektörü açısından olumlu bir hikaye yaratacaktır” diyor.

KUR ETKİSİ

Yeliz Karabulut, 2015 yılında jeopolitik riskler ve iki seçimin etkisiyle biraz durgun bir dönem geçiren çimentoda 2016’da işlerin yeniden hızlanacağı beklentisinde. Karabulut, sözlerine şöyle devam ediyor: “Sanayi şirketleri tarafında ise; kur tarafında ciddi bir yükseliş beklentimiz olmadığından finansman giderlerinin toparlanmasıyla birlikte, iyi bir 2016 performansı sergileyebilecek şirketler bulunuyor. Son olarak küresel piyasalarda petrol fıyatlannın uzun vadeli bir toparlanma sağlayamayacağı beklentilerine paralel olarak, petrol şirketlerinin de 2015 yılı kadar olmasa da genel ortalamaya göre iyi bir yıl geçireceğini öngörüyoruz.”

Otomotiv sektöründe artan kapasitelerin ve model yatınmlannın etkisinin 2016 yılında görülmeye devam edeceği öngörüsünde bulunan Zümrüt Can Ambarcı, hammadde fiyatlan-mn düşük seyretmesi halinde kârlılık-lann güçlü olmaya devam edeceği düşüncesinde.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu