Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

Moody’s Türkiye’nin kredi notunu neden düşürdü?

Moody’s’in Türkiye’nin kredi notunu düşürmesini ekonomik verilerin ötesinde, uluslararası ilişkilerdeki dengeler ve ABD ile olan ilişkilerdeki gerginlik çerçevesinde de değerlendirmek gerekiyor…

Not indirimi neden geldi?

Önce resmi olarak aktarılana bakalım. Moody’s Türkiye’nin kredi notunu Ba1’den Ba2’ye düşürdü, not görünümünü de negatiften durağana çevirdi. Türkiye’yi yatırım yapılabilir seviyenin altında tutan Moody’s geçen yıl Mart’ta da görünümü durağandan negatife değiştirmişti. Moody’s notu indirme kararını şu iki gerekçeyle açıkladı:

“Para politikası etkinliğinin erozyona uğraması ve temel yapısal reformların yapılmasında gecikilmesinden kaynaklı kurumsal gücün azalması. Yüksek cari açık, yüksek dış borç, yükselen politik risklere ve artan küresel faiz oranlarına bağlı artan riskler.”

Not indirimi sonrası bitişi kteki grafikte de görüldüğü gibi “yatırım yapılabilir” düzeye artık iki kademe uzağız Moody’s’e nezdinde. Bunlar resmi olarak yazılanlar. Peki, gerçek nedeni nedir? Uluslararası siyasetteki dengeler ve ABD ile olan ilişkilerdeki gerginlik. ABD, derecelendirme kuruluşlarını maşası gibi kullanır. Son kararı da bu şekilde değerlendirmek gerekir. Bunu daha önce de işlemiştim.

Ne biliyorlar?

Geçen haftaki yazımda şöyle yazmıştım: “Yurtiçinde yerleşik hane halkının sadece bankada tuttuğu döviz mevduat stoku 100 milyar dolara yakın. Buna yastık altı ve çelik kasadaki gram altın (gram altın alan dolar almış demektir) ve dövizleri de eklersek 140 milyar dolara geliyoruz. Yabancıdan çok daha büyük bir aktörü konuşuyoruz aslında. Yılbaşından beri yabancı yatırımcının içeriye soktuğu 10 küsur milyar doları haber yapmayı biliyorlar. Halbuki yabancının 12 ayda sattığı dövizden daha fazlasını almış yerli son birkaç haftada. Bu haber değil? Bitişikte grafik var. 11 milyar dolar büyüklüğünde döviz alımı var. Bunlar sadece bankalardaki resmi döviz hareketi.

Bu döviz alımmı 80 milyonun yeknesak yaptığını söyleyebilir miyiz? Sizce bankadaki tasarruflar 80 milyona yeknesak dağılmış durumda mı yoksa bunlar az sayıdaki çok zengine mi ait? Cevabı belli. Bu kesim niye böylesine güçlü boyutta döviz alıyor diye kafa yorulmaması ilginç. Bizim bilmediğimiz neyi biliyorlar diye düşündünüz mü hiç?”

İlginç değil mi? Hayır değil. Yıllardır böyle. O yüzden bunlara “gösterge” diyorum, bu ve benzerlerini yıllardır dikkatinize sunuyorum. Her büyük negatif hadise öncesinde yüklü döviz alımı, her büyük pozitif gelişme öncesinde de yüklü döviz satışı olur. Hayatın gerçeği bu olmasına rağmen okullarımızda halen IS eğrisi sola kayınca, LM eğrisi sağa kayınca, Okun’un yasası, Phillips’in eğrisinden başka bir şey anlatılmaz. Davranış bilimi? Sosyoloji? Psikoloji? Uluslararası ilişkilerde Oyun Teorisi? Rousseau? Toplumsal Sözleşme? Ne gam. “Gösteren” göstergeler her zaman rehberdir.

Kura etkisi olur mu?

Olur elbette, ilk piyasa reaksiyonu sert değildi. Karar sonrası dolar kuru 3.81 euro kuru da 4.73 altında işlem görüyordu.

Lâkin orta vadede kur üzerinde yukarı yönlü baskısı olacaktır.

Önceki haftaki yazılarımdan da hatırlanacağı üzere bu yılın sonlarında başlamasını öngördüğüm küresel mali kriz de içeride kuru olumsuz etkileyecektir, ilk etapta kurda 3.93-3.94 bandı direnç görevi görecektir. Ama orta vadede bu seviyenin de aşılması yönündeki beklentimi koruyorum.

Enflasyon ve Merkez Bankası…

Enflasyon cephesi negatif seyrediyor. Çekirdek enflasyonun yüksek olması önümüzdeki aylarda anlamlı bir enflasyon gerilemesi olmayacağının göstergesi. Merkez Bankası faiz oranlarında değişikliğe gitmedi, iyi de yaptı.

Kur 4.00 üzerine çıkmadığı sürece Merkez’den müdahale beklememek gerekir.

ERKİN ŞAHİNÖZ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu