Haberler

Kurumsal insani sorumluluk

Suriyeli sığınmacıların çok büyük bir kısmı ülkemizde kalıcı olacak gibi. Bu nedenle Suriyelilere yönelik insani projeler büyük öneme sahip. Turkcell, Vodafone, Reflect, İHKİB gibi şirket ve kurumlar yaptıkları projelerle öne çıkıyor…

ŞEHİRLERİMİZ önceden çok temiz ve mükemmeldi. Trafik sorunu yok denecek kadar azdı. İnsanlar sokaklara çöp atmaz, elindeki su şişesini denize fırlatmayı akimdan bile geçirmezdi. Ancak ne olduysa Suriye iç savaşından sonra oldu. Ülkemize sığman milyonlarca Suriyeli nedeniyle şehirlerimiz adeta çöplüğe döndü; önceden trafik sorunu olmayan şehirlerde bile trafik çilesi başladı. Elimizdeki çöpü, çöp kutusuna değil de yere atma gibi türlü türlü huylar ortaya çıktı. Ne de olsa savunmasız ve güvencesiz olmak pek çok şeyin müsebbibi olmanız için yeterli. Peki, gerçekler neler? Gerçek şu ki, Suriye iç savaşı sonrası milyonlarca insan ülkesini terk etmek zorunda kaldı. Yüzbinlerce insan hayatını kaybetti ya da yaralandı. Bu İkinci Dünya Savaşı sonrası dünyanın baş başa kaldığı en büyük insanlık dramlarından bir tanesi. Buradaki “insanlık” kelimesine ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Zira Suriyeliler söz konusu olduğunda rakamlar ve istatistiki bilgiler havada uçuşuyor. Bunlar elbette kıymetli ancak bir raporda ya da araştırmada sözü geçen her bir rakamın bir insana tekabül ettiğini unutabiliyoruz.

suriyeli cocuklar

RAKAM DEĞİL İNSAN

Bir zamanlar bir hayatı, evi ve ülkesi olan insanlar bahsettiğimiz rakamlar. Bunu akılda tutarak rakamlara bakmak ve verilerden faydalanmak önemli. Türkiye, milyonlarca Suriyeli sığınmacıya ev sahipliği yapıyor. Resmi rakamlara göre 3.5 milyon, gayri resmi rakamlara göre ise 4.5 milyon civarındalar.

Suriye ile komşu olan, Suriye halkıyla kültürel ve tarihsel bağlara sahip Türkiye’nin milyonlarca insana ev sahipliği yapması bu noktada şaşırtıcı değil. Ancak aradan geçen yıllar gösterdi ki, sadece ev sahipliği yetmiyor. Bu insanların çok büyük bir kısmı iş hayatına katılamıyor. Eğitim, sağlık, barınma gibi temel ihtiyaçlarını karşılamaktan da yoksunlar. Bu noktada devlete çok iş düşüyor; öte yandan, devletin yükünü hafifletmek isteyen pek çok kurum ve şirket Suriyelilere yönelik sosyal sorumluluk projeleri yürütüyor.

ÇALIŞMA İZNİ SIKINTILI

Sosyal sorumluluk projelerinin çoğu mesleki eğitime odaklanıyor. Bu oldukça anlaşılabilir; zira Suriyelilerin en büyük problemlerinden biri çalışamamak ya da mesleki becerilerinin buradaki işler için uygun olmaması. Doç. Dr. M. Murat Erdoğan başkanlığında Marmara Belediyeler Birliği için hazırlanan rapor, ülkemizdeki çoğu Suriyelinin kamplar dışında yaşadığını ortaya koyuyor. Buna göre 10 ilde bulunan 26 mülteci kampında yaşayan Suriyelilerin sayısı Türkiye’deki toplam Suriyeli mülteci sayısının sadece yüzde 8’ini oluşturuyor. Yani geri kalan yüzde 92’lik kısım şehirlerde yaşamaya ve hayatını kazanmaya, idame ettirmeye çalışıyor. Bu da ev kirası, gıda ve ev masrafları gibi zaruri ihtiyaçları kendilerinin karşılaması demek.

Ancak Suriyelilerin çalışma izni yok. Geçtiğimiz dönemde Meclis’te konuyla ilgili verilen soru önergesine eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun verdiği yanıttan rakamın oldukça az olduğunu görüyoruz. Çünkü buna göre konuyla ilgili yönetmeliğin yürürlüğe girdiği 15 Ocak 2016’dan 27 Aralık 2016’ya kadar çalışma izni verilen Suriyeli sayısı 5 binin biraz üzerinde idi.

SURİYELİ KADINLAR EĞİTİLİYOR

Suriyelilerin çalışma hayatına katılımını artırmak ve entegrasyonu sağlamak adına IHKİB (İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği) eğitim çalışmaları düzenliyor. Çalışmaların odağında Suriyeli kadınlar yer alıyor. “Suriyelilere Mesleki Beceri Kazandırılması Projesi” Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Örgütü (UNIDO) koordinasyonunda ve Japonya Hükümeti’nin finansmanıyla yürütülüyor. Projede kamuyu temsilen ise Afet Acil Durum Başkanlığı (AFAD) ve Milli Eğitim Bakanlığı yer alıyor. Proje kapsamında şimdiye kadar Şanlıurfa, Kilis ve Gaziantep’teki üç kampta atölyeler kuruldu. 118 konfeksiyon makinesi ve ekipmanın yer aldığı atölyelerde bin Suriyeli genç ve kadına dikiş ve kalıp eğitimleri verildi.

IHKİB Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Tanrıverdi, projeyi desteklemek için İHKÎB üyelerinin kumaş tedariki sağladığını belirtiyor. Projenin 2016 sonunda tamamlandığını ifade eden Tanrıverdi Milli Eğitim Bakanlığı Halk Eğitim Merkezi eğitmenlerinin mihmandarlığında mevcut atölyelerde kamplarda ihtiyaç duyulan iç giyim ve penye üretimine devam edildiği bilgisini paylaşıyor.

UZUN VADELİ ÇÖZÜMLER GEREK

Suriyeliler ülkemizde geçici koruma altında bulunuyor. Sanılanın aksine mülteci değiller. 2014 yılında çıkarılan Geçici Koruma Yönetmeliği’ne göre ancak Avrupa dışından gelen bireysel iltica başvurularında üçüncü bir ülkeye yerleştirilinceye kadar “şartlı mültecilik” statüsü alınabiliyor. Fakat yapılan araştırmalar gösteriyor ki ülkemize gelen Suriyelilerin çok büyük bir kısmı burada kalmak istiyor. Bu da Suriyelilerin “geçici” değil kalıcı olduğunun ve dolayısıyla buna göre politikalar ve çalışmalar yapmak gerektiğini gösteriyor.

Tanrıverdi de bu noktaya değmiyor ve uzun vadeli çözümler üre- tilmesi gerektiğini ifade ediyor. Ancak ülkemizin sahip olduğu mevcut iç ve dış pazar hacminin mülteciler için ihtiyaç duyulan ilave istihdam ihtiyacını karşılayacak boyutta olmadığına değiniyor. “Bu tespitlerden yola çıkarak, Suriyelilerin sosyoekonomik entegrasyonunun sağlanmasında tekstil ve hazır giyim ihracatçıları olarak kapasite ve pazar artışını çözüm olarak görüyoruz” diyen Tanrıverdi yeni pazar imkanları yaratılması gerektiğini sözlerine ekliyor. Tan-rıverdi model önerilerinde üretim kapasitelerinin artırılarak Suriyelilere ilave istihdam sağlanması yaklaşımının olduğunu belirterek, “Böylece Türk vatandaşlarının istihdamına engel teşkil etmelerinin önüne geçilebilecek” diye konuşuyor.

KARŞILIKLI İLETİŞİM GÜÇLENİYOR

Suriyelilerin iletişim ihtiyaçlarına çözüm üretmek için elini taşın altına koyan şirketlerden biri de Turkcell. Bunun için şirket ilk olarak Suriye’den göçün başladığı andan günümüze sınır bölgesindeki altyapı hizmetlerini artırdı. Daha sonra Arapça Çağrı Merkezi’ni hayata geçirdi. Geçtiğimiz yıl Eylül ayında hizmete sunduğu “Merhaba Umut” uygulaması ile Türkçe-Arapça anında sesli çeviri imkanı getirdi.

“Günlük hayatı kolaylaştıran kritik bilgilere erişim imkanı sunan uygulamanın özellikleri arasında, resmi işlemlerinin öğretilmesi, sağlık hizmetlerine ulaşılması ve en yakın hizmet noktalarının bulunması gibi lokasyon bazlı hizmetler de bulunuyor” diyen Turkcell Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı İsmail Bütün, uygulamanın ücretsiz ve tüm operatörlerin kullanımına açık olduğunu belirtiyor. İlerleyen dönemde projeyi bir adım öteye taşıyan firma, AF AD, Pro-dea Systems ve Naiim işbirliğinde Kahramanmaraş Geçici Barınma Merkezi’nde özel bir eğitim merkezi hayata geçirdi. Burada çocuk ve gençlere özel Arapça K-12 eğitimleri, yetişkinler için haber, sağlık ve günlük yaşama dair içeriklerle Türkçe öğrenme olanağı sağlandı. Bunun yanı sıra Maya Vakfı ile Suriyeli çocuklara yönelik “Project Lift-Tut Elimi” adlı programın destekçisi olduklarını anlatan Bütün, Avrupa’da konuyla ilgili farkmdalık yaratmak amacıyla Brüksel’de sergi açıldığını ifade ediyor.

SURİYELİ ÇOCUKLAR KODLUYOR

Vodafone, Habitat Derneği işbirliği ile geçen yıl başlayan “Yarını Kodlayanlar” projesine Suriyeli çocukları da dahil etti. 7-14 yaş arası çocuklara yönelik olan bu proje ile amaç teknoloji tüketen değil teknoloji üreten bir nesil yetiştirmek. Şimdiye kadar altı ilde 1800 çocuğa kodlama eğitimi verildi. Bu rakamın 30 ile ve 10 bin çocuğa çıkarılması hedefleniyor. Bu çocuklar arasında Suriyeliler de var.

Türkiye Vodafone Vakfı Başkanı Hasan Süel, Şanlıurfa’daki eğitimler için Habitat Derneği ve GAP İdaresi ile birlikte çalıştıklarını belirtiyor. Velilerinin ıslak imzalı izin belgeleri ile gelen tüm Suriyeli çocuklar bu eğitimlere katılabiliyor. Her bir eğitimin dört saat sürdüğünü belirten Süel, “Bu eğitimlerde Suriyeli çocuklar programlama hakkında fikir sahibi oluyor, yaratıcılıklarım ortaya çıkaracak çalışmalar yapıyor, kendi hayal dünyalarını oluşturuyor, kendi oyunlarım üretebiliyor” diye konuşuyor.

Kodlamayı, içinde bulunduğumuz dijital dünyanın “lisan”ı olarak tanımlayan Süel, “Aynı zamanda bir kardeşlik dili olduğuna inanıyoruz” diye konuşuyor. Bu eğitimlerle kodlamanın Türkiyeli ve Suriyeli çocukların ortak dili olmasını hedeflediklerini kaydeden Süel, “Suriyeli çocukların projeyle bir yandan teknolojiyi üreten bireylere dönüşürken bir yandan da sosyal hayata entegre olmalarım hedefliyoruz” diyor. Önümüzdeki dönem planlarını da anlatan Süel, projenin fiziksel eğitim ile sınırlı kalmayacağı bilgisini veriyor. Uzun vadede farklı çocuklara farklı dijital platformlardan ulaşacaklarını ifade den Süel, projeyi yurtdışmda taşımayı ve uygun platformlarda tanıtmayı hedeflediklerini belirtiyor.

SOSYAL MESAJLI MODA

Günümüzde moda hız ve tüketim ile eşdeğer anlamda. Ancak Reflect adlı marka bu düşünceyi tersine çevirmeye hazırlanıyor. Türkiyeli dört girişimcinin hayata geçirdiği Reflect, sürdürülebilir ve katılımcı tasarım anlayışı ile modayı sosyal etki için bir araca dönüştürüyor. Bunun ilk adımını da Suriyeliler için ve onlarla birlikte geliştirdiği kreasyonuyla yapıyor. Bu kapsamda ilk koleksiyonları olan ‘Solidarity’deİstanbul’da yaşayan Suriyeli çocuklarla sanat terapileri gerçekleştirildi. Bu terapilerden çıkan figürler ve çizimler tasarımlara ilham verdi. Koleksiyonundaki her bir ürünün satışıyla, ürünlerin tasarım maliyetini Suriyeli ailelerle çalışan Small Projects İstanbul Derneği’ne aktaran Reflect, halen sanat terapilerine devam ediyor. İlk koleksiyon ile amaçlarının İstanbul’da yaşayan, okul çağındaki Suriyeli çocukların geride bıraktıkları eğitim hayatlarına devam edebilmelerini sağlayabilmek olduğunu belirten Reflect Kurucu Ortağı Egemen Filiz, sanat terapisi sayesinde de çocukların yaşadıkları travmaların üstesinden gelmelerine yardımcı olduklarım ifade ediyor. Bundan sonraki koleksiyonlarda farklı sosyal sorunlara odaklanmaya devam edeceklerini söyleyen Filiz, ikinci koleksiyonlarında görme engelli bireylerle ilgili çalışacaklarını bilgisini veriyor.

MERAL CANDAN

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu