Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

Konut kredi faizleri yüzde 1’in altına iner mi

Merkez Bankası’nın art arda politika faizinin üst bandını indirmesi, “Konut kredi faizleri yüzde 1’in altına iner mi” sorusuna yol açtı. Bankacılar ise “Enflasyon düşmeden faiz, yüzde 1’lere yaklaşmaz” görüşünde…

TÜRKİYE Cumhuriyet Merkez Bankası’nın mart ayından sonra nisan ayında da faiz üst bandını aşağı çekmesi, iş dünyasını “Faizler yüzde 1’in altına iner mi” beklentisine soktu. Özellikle konut sektöründeki proje üreticileri her ortamda yüzde 1 beklentilerini dillendiriyor. Ekonominin neredeyse her kesimi bu konuda bir değerlendirme yaparken, faiz kararının en önemli aktörlerinden olan bankacılık kesimi ise bu demeç bombardımanına hemen hiç katılmadı.

Konuyu daha net ortaya koymak için isterseniz faizde indirim rüzgarının nasıl başladığını hatırlayalım… TCMB 24 Mart tarihinde yaptığı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında faiz üst ban dmda 0.25’lik bir indirim yaptı. Bu karara TCMB Başkanlığındaki görev süresi 19 Nisan’da dolan Erdem Başçı imza attı. Bir ay sonra 20 Nisan tarihinde toplanan PPK’da ise faiz üst bandında bu kez 0.50’lik yeni bir indirim gerçekleşti. Bu karara ise yeni TCMB Başkanı Murat Çetinkaya İmza attı.

Böylece TCMB’nin uyguladığı üst bant yüzde 10’a gerilemiş oldu.

konut faizi

MERKEZ BANKASI TEMKİNLİ

Ancak PPK’nın hemen ardından geçen hafta basın ve ekonomi çevreleriyle bir araya gelen Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya’nm açıklamaları yeni döneme ilişkin önemli ipuçları verdi. Hemen söyleyelim Çetinkaya’nın açıklamaları özellikle finans kesimi tarafından son derece pozitif algılandı. Gelelim Çetinkaya’nm ilk basın toplantısında yaptığı açıklamalara…

Yeni başkan bir önceki yönetimin önceliklerini takip edeceğini vurgulayıp, Merkez Bankası’nın faiz indirimi konusunda yine enflasyonu takip edeceğinin altını çizdi. Başkanın açıklamaları bankacılık çevreleri tarafından “Merkez Bankası faiz indirimi konusunda yine temkinli olacak” şeklinde değerlendirildi.

ŞİMDİLİK BAŞKA BAHARA

Biz de bu gelişmeler ışığında bankaların kredi birimlerinin yöneticilerine “Konut kredisi faizleri yüzde l’in altına iner mi”, “Mevduat faizleri daha da düşer mi”, “Enflasyonda düşüş sürecek mi” sorularını yönelttik. Ortak görüş enflasyonda ciddi bir indirim olmadan mevduat faizlerinin ve dolayısıyla kredi faizlerinin düşmeyeceği yönünde oldu. Kısacası şimdilik kredilerde yüzde 1 faiz umudu başka bahara kalmış görünüyor. Enflasyon cephesinde ise çekirdek enflasyondaki yüksek seviyeler ve özellikle son dönemde hızlı yükselişin yaşandığı emtia fiyatları ‘risk olarak görülüyor.

FAİZ VE KURDA İNİŞ BEKLENİYOR

Ancak bankacılar bir de iyi haber verdi. TCMB’nin faiz indirimi, gelişmekte olan ülke piyasalarına olan yönelimi tetiklerken, FED’den gelen açıklamalar da faiz ve kuru aşağı çekti. Bankacılık kesiminde bunlara bağlı olarak kısa dönemde iyimserlik oluştuğu ve bunun yaz aylarında devam edeceği görüşü yaygın. Uzun lafın kısası, birkaç aylık süreçte kredi faizleri düşmese de faiz ve kurda sınırlı da olsa aşağı yönlü inişler görüleceği düşünülüyor.

EMTİALAR ENFLASYONU YÜKSELTEBİLİR

Anadolubank Hazine Bölüm Başkanı Akın Cihan Ateş, son aylarda gelişmekte olan piyasalardaki rahatlamanın ve enflasyondaki düşüşün Türkiye’ye pozitif yansıdığı görüşünde. Bu nedenle mevduat faizlerinin yaklaşık bir puan düştüğüne dikkat çeken Akm Cihan Ateş, önümüzdeki ay-iHÜP lara ilişkin riskleri ise şöyle sıralıyor:

“Önümüzdeki dönem için enflasyon konusunda işimiz biraz zor. Nisan ayında yıllık bazda enflasyonda düşüş görebiliriz. Ancak bu tarihten sonra özellikle emtialarda yaşanan ciddi artış nedeniyle enflasyon zora giriyor. Şayet emtialardaki yükseliş sürerse sene sonuna doğru enflasyon rakamının yüzde 9-10’lara kadar çıktığını görebiliriz. Bu nedenle kurlarda da biraz yükseliş yaşanabilir. Böyle bir ortamda bankaların faiz indirimi konusunda agresif davranacağını düşünmüyorum. Bankalar enflasyon konusu netleşmeden konut kredilerinde faiz indirimine sıcak bakmayacaklardır. Şu anda mevcut ortama baktığımızda konut kredisi faizlerinin yüzde l’le-re inmesi de çok mümkün görünmüyor.”

Mevduat faizlerinin yüzde 11.50-12.50 seviyelerine kadar indiğini hatırlatan Akın Cihan Ateş, “Ben mevduat faizlerinde artık kritik seviyelere geldiğimizi düşünüyorum. Faiz oranları bu seviyelerden artık en fazla 0.50 puan daha inebilir. Daha hızlı bir artış olabilmesi içinse Merkez Bankası’mn piyasaya örneğin döviz satın alarak Türk Lirası vermesi veya faiz oranlarında indirim yapması gerekiyor” diyor.

“TCMB 100 BAZ PUAN İNDİRİM YAPAR”

ABank Baş Ekonomisti Serdar Şenol ise, Merkez Bankası’nm gelecek iki ayda 75-100 baz puana varan indirim yapmasını bekliyor. TCMB’nin faiz indiriminin sektördeki faiz oranlarına kademeli olarak yansımaya başladığını söyleyen Şenol, kredi piyasasına ilişkin beklentilerini ise şöyle özetliyor:

“TCMB’nin faiz indirimlerine bağlı olarak konut kredisi faizlerinin yüzde 1’li düzeylere inmesi ihtimali olabilir. Merkez Bankası’nm ise mevcut durumda yüzde 10 düzeyindeki faiz koridoru üst bandını 9’a, ortalama fonlama faizini 8’li düzeylere indirmesi halinde ve mevduatların da yüzde 10’lara kadar gerilemesiyle; konut kredileri de aylık yüzde 1 seviyesine inebilir.”

Mevduat faizlerinde ise önümüzdeki aylarda sınırlı düşüşün devam edeceğini tahmin eden Şenol, “Mevduat faizleri ocak ayında yüzde 13’lere kadar çıktıktan sonra, son olarak 11.50-12.00 bandına kadar geriledi. Ancak mayıs ayı ortasından itibaren faizlerdeki gerileme eğilimi bir miktar kısıtlanmaya başlayabilir. Beklentimiz, mevduat faiz oranlarında rahatlıkla yüzde ll’lere kadar bir gerileme olabileceği yönünde. Haziran ayının ardından devam edebilecek iyimserlik, mevduat faizlerinde yüzde 11 altı düzeylerin test edilmesine imkân verebilir” diyor.

Cem MURATOĞLU / Odeabank Bireysel Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı
“Yüzde l’in altı zor”

Merkez Bankası’nın faiz indirimi piyasaya faizlerin düşeceğine dair pozitif bir mesaj oluyor. Bu çok önemli. Ancak unutmayın ki MB’nin faizi, politika faizi. Bir politikayı belirliyor ama bizim ürünlerimizin yani bireysel bankacılık ürünlerinin fonlamasını dolaylı olarak ilgilendiriyor.

Türkiye’de bankalar kredilerinin önemli bölümünü mevduatla karşılıyor ve topladıkları mevduatın hemen hemen tamamını krediye çeviriyorlar. Kimse mevduatını başka bankaya kaptırmak istemiyor. Bu yüzden örneğin; bono faizleri düşse bile mevduat faizleri düşmüyor. Şu anda mevduat tarafında bir miktar gevşeme yaşandı. Ocak-Mart döneminde yüzde 14’lere kadar çıkan TL cinsi

mevduatlar şimdilerde 12-12.50’lere indi. Burada faizlerin daha fazla gerilemesi için bankaların faizlerde düşüş istikrarının sağladığını görmesi lazım ki faizlerini aşağı çeksinler.

Kredi tarafına baktığımızda ise, teminatsız bir kredi olan ihtiyaç kredilerinde Merkez Bankası faiz indirdi diye ‘ihtiyaç kredisi faizlerini aşağıya düşürelim’ diye bir niyet görmüyoruz. Gerek teminatının olmaması, gerekse risk priminin yüksekliği nedeniyle şu anda Türkiye’de ihtiyaç kredilerinin yıllık yüzde 17-18 maliyetlerin altında satılmaması gerektiğini düşünüyorum.

Konut tarafında ise şu anda ortalama faizler yüzde 1.20-1.25’lerde yoğunlaşıyor. Yüzde l’e iner mi? ‘İnmez’ diyemem… Şu anda mevduat faizleri bunu mantıklı kılmasa da bazı bankalar mayıs haziran aylarında bilanço kapamak ve reklam amaçlı olarak aylık yüzde 1 faizle konut kredisi vermeyi deneyebilir. Yani birisi çıkıp faizi 0.99 yaptım diyebilir.

Piyasa artık TCMB’nin faiz indiriminin devamını görmek isteyecek. TCMB ise olması gerektiği gibi faiz indirimi konusunda temkinli görünüyor. Bir de ülkenin içinde bulunduğu konjonktürü düşündüğümüzde faizlerin çok hızlı bir şekilde yüzde l’in altına inmesini ve uzun süre kalıcı olmasını beklemek fazla iyimserlik olur. Türkiye’nin bunu kaldırabilecek enflasyon ve faiz ortamına indiğini hissetmesi gerekiyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu