Haberler

Kar Yağışları İle 2015 Tarımının Altın Yılı Olabilir

Geçen hafta ülke genelinde etkili olan kar çiftçinin yüzünü güldürdü. Çiftçiler, eylül ve ekim yağmurlarının ardından kar yağışını altın değerinde buluyor. Yağışlar böyle devam ederse 2015 tarımın Altın yılı olabilir…

TARIM sektörü için 2014 kayıp bir yıldı. Yağışsız bir dönem geçirildi. Yeraltı suları azaldı, barajlardaki doluluk oranı yüzde 20’nin altına geriledi. Birçok bölgede su sıkıntısı yaşandı. Bu tablonun üzerine bir de don olayı eklenince bir çok üründe rekolte düşüşleri yaşandı. Hububatta rekolte kaybı yüzde 20’lerde seyrederken, don ve dolu meyvecilik sektörünü vurdu. Fındık, kayısı, incir, kiraz, şeftali gibi birçok üründe rekor seviyede rekolte kayıpları yaşandı. Haliyle bu tabloda ucuz meyve yemek hayal oldu.

ciftci icin kar

2015’te ise tablo daha farklı cereyan ediyor. Eylül ayından itibaren yeterli seviyede yağış yaşandı. Özellikle ekim dönemi olan buğday, arpa gibi hububat grubu ürünleri için yağışlar yeterli seviyede gerçekleşti. Geçen hafta neredeyse Türkiye’nin kar yağmayan bölgesi yok gibiydi. Güney sahilindeki illerimizde bile zaman zaman kar yağışları görüldü. Kar yağınca günlük hayatta birçok problem yaşa-sak da madalyonun bir de öbür yüzü var. Bu dönemdeki yağışlar tarım kesimi için altın değerinde oluyor. Bunun iki sebebi var. Birincisi iyi yağışın üzerine gelen kar, özellikle yeraltı sularının zenginleşmesine ve barajların dolmasını sağlıyor. Bu sayede de yaz döneminde sulama sıkıntısı yaşanmıyor. İkincisi ise karın yorgan vazifesi görmesi. Ekim ayında toprakla buluşan hububat grubu ürünler için yorgan vazifesi görüyor. Kar, toprağı ayazdan koruyarak donmasını önlüyor. Böylece toprakta henüz çimlenmeyen buğdaylar dondan korunuyor.

“ÇOK ANILACAK BİR YIL OLABİLİR”

Bu dönemde yağan karın meyveler içinde yaşamsal önemi var. Zeytin dışındaki meyveler kış aylarında uykudadır. Kar yağması meyvelerin uyku dönemini uzatır, filizlenme ve çiçeklenme dönemi nisan ayma kayar. Böylece mart ayında yaşanabilecek don risklerini sıfıra indirir. Geçen yıl yaşanan don olayları ılık geçen bir kış nedeniyle çiçeklen-melerin erken olduğu bir dönemde gerçekleşmiş ve donla birlikte meyvecilik büyük zarar görmüştü. Kayısı, kiraz, fındık, incirde yaşanan fiyat artışlarından tüketici de nasibini almıştı.

Geçen yılı kuraklık ve don nedeniyle kötü geçiren tarım kesimi yağan karla birlikte umutlandı. Kar yağışını fırsat bilerek, tarımda öne çıkan birçok ilimizin ziraat odası başkamnı arayarak durum tespiti yaptık ve gelecek beklentilerini sorduk. Konya, Adana, Mersin, Aydın, Denizli, Edirne, Çanakkale, Polatlı Ziraat Odaları başkanları ile yaptığımız görüşmede hepsinin 2015 yılma dönük beklentilerinin ve umutlarının yüksek olduğunu gördük. Başkanlar, kar yağışlarının altın değerinde olduğunu, nisan ve mayıs ayında da yağış yeterli seviyede olursa tarım açısından 2015’in “çok anılacak bir yıl” olabileceğini söylüyorlar…

“KAR BEREKET DEMEK”

Konya, Türkiye’nin tahıl ambarı konumunda. Hububat grubunda açık ara lider. Sessiz sedasız ayçiçeği üretiminde de liderliği Trakya’dan aldı. Şekerpancarı, mısır, fasulye, çilek üretiminde atakta.

Elma, kiraz, üzüm gibi meyvelerde de iddialı üretim gücüne sahip. Kar yağışlarına bu nedenle en çok Konyalı çiftçiler seviniyor. Konya Selçuklu Ziraat Odası Başkanı Faruk Çöklü, aynı zamanda KOP Bölgesi (Konya, Niğde, Karaman, Aksaray Ziraat Odaları Koordinatör Başkanı olarak görev yapıyor. Kar yağışlarının bereketin habercisi olduğunu belirten Faruk Çöklü, “Hem ekim döneminde hem de şu anda iyi yağış aldık. Kar yağışları çiftçi için bereket demek. Bu yağış periyodu nisan ve mayıs ayında da devam ederse bu yıl tarım için çok anılan bir yıl olur” diyor. Konya ve havzasının çok bereketli bir bölge olduğunu belirten Çöklü, “Konya sadece hububat ile anılırdı. Artık öyle değil. Ayçiçek üretiminde de 600 bin tonla lider olduk. Artık sadece tahıl ambarı değil, aynı zamanda yağ ambarı da olduk” diyor.

Hububat ile anılan diğer bir bölgemiz ise Polatlı. Hatta hububat fiyatları bu ilçedeki borsada belirleniyor desek abartmış olmayız. PolatlI’da 1 milyon 100 bin dekar buğday, 400 bin dekar arpa, 60 bin dekar soğan ve 60 bin dekar alanda pancar yetiştiriliyor. Polatlı Ziraat Odası Başkanı Zekai Köseoğlu da kar yağışının rekolteyi yükselteceğini söylüyor. Köseoğlu, “Geçen yıl kurak bir yıl geçirdik. Dekar başına verim 150 kiloya kadar düştü. Bazı bölgelerde buğday tarlaları sürülmüş ama ürün alınamamıştı. Bu yıl yağışlar böyle devam eder ise dekar başına 500 kiloyu buluruz” diyor.

TRAKYA YAĞIŞDA ŞANSLI

Geçen yıl ülke genelinde yaşanan kuraklık Trakya bölgesine pek uğramamış.

Edirne Ziraat Odası Başkanı Cengiz Yorulmaz, geçen yıl iyi bir dönem geçirdiklerini belirterek “Hem ayçiçeğinde hem de çeltikte rekor kırdık. Yağış konusunda diğer illerden şanslıydık. Kuraklık sıkıntımız olmadı” diyor. Bu yıl da yağışların ortalamanın üzerinde gittiğini söyleyen Yorulmaz, “Metrekare başına ortalama 600 kilogram yağış almamız gerekirken 900’ü buldu. Bu hem iyi hem kötü. Aşırı yağışlar da tarladaki ürünlere zarar verebiliyor. Şu an henüz zarar noktasında değiliz. İyi yağış alıyoruz. İyi bir sene olacağını umuyoruz” diyor. Türkiye’nin önemli tarım bölgelerinden biri olan Çukurova’daki üreticiler de yağışlardan memnun. Adana Seyhan Ziraat Odası Başkam Süleyman Girmen, yeterli yağışların alındığını söylerken, zarar ve yarar açısından değerlendir me yapmak için henüz erken olduğunu söylüyor. Hubu bat için yağışların iyi olduğunu ama Ada-na’nın turfanda sebze ve meyvede öne çıktığını söyleyen Girmen, “Narenciyede güç-lüyüz. Şu andaki yağış ve soğuklar narenciye üreticisini üzebilir. Halen hasadı devam eden narenciye dalında kalırsa fiyatlara yansır. Hem üretici hem tüketici üzülür” diyor.

“YAĞIŞLARIN RİSKİ UNUTULMAMALI

Önemli tarım kentlerinden biri olan Mersin’de narenciye, kayısı, zeytin, muz, erik, çilek gibi birçok meyvenin üretimi yapılıyor. Ayrıca hem açık alanda hem de seralarda sebze yetiştiriliyor. Mersin Ziraat Odası Başkanı Cengiz Gökçel kar yağışlarının iki noktada değerlendirilmesi gerektiğini söylüyor. Gökçel, kar yağışlarına iki açıdan bakmak gerektiğini, suyun meyve ve sebze üretiminin olmazsa olmazı olduğunu ayrıca yağışların yer altı sularını da beslediğini ifade ediyor. Yağışların kendi bölgeleri için riskli yanı da olduğunu söyleyen Gökçel, “Muz ve narenciye bizim bölgenin en önemli ürünleri. Narenciyede lideriz. Seralarda iddialıyız. Muz sadece bizim bölgemizde yetişiyor. Bu ürünler so ğuklarda sıkıntı yaşayabilir. Kar yağışları bereketi ve riski bir arada barındırıyor” diyor.

“DON İÇİN ÖNLEM ALIN”

Menderes Havzası’mn en önemli şehri Aydm’da da kar yağışları çiftçinin yüzünü güldürdü. Yaş sebze ve meyvede iddialı olan Aydın, özellikle incir, zeytin, pamuk, buğday, mısır gibi ürünlerde iddialı bir konumda. Aydın Ziraat Odası Başkanı Rıza Posacı, “Yağışlar bereket demektir. Barajların ve yeraltı sularının zenginleşmesi demektir. Eylül ayında yüzde 25’lere düşen Kemer Barajı’nda doluluk oranı yüzde 75’e ulaştı. Yağışlar böyle devam ederse hem barajlar dolacak, hem de Menderes Nehri’nin suyu artacak. Bu ovaya verim getirir.

Bizim ilimizde narenciye de yetişiyor. Tek risk donlarda görülüyor. Narenciye üreticileri bahçelerinde ateş yakarak bu riski yok edebilirler” diyor. Çanakkale bölgesinde hem meyvecilik hem de açık tarımla yapılan sebze yetiştiriciliği yaygın. Çanakkale’de de kışın olması gerektiği gibi geçtiğini söyleyen Ziraat Odası Başkanı Ilhan Ulus, “Yağmur ve üzerine gelen kar barajları doldurdu. Yağışlar sevindirdi. Sadece -6 derecenin altına düşerse zeytinler için risk olabilir. Çünkü zeytinler uyku modunda değil. Aşırı soğuk ağaçlara zarar verebilir. Diğer meyveler için ise bu soğuklar daha iyi. Ağacın uyku dönemini uzattığı için bahar ayındaki don riski de ortadan kalkıyor” diyor.

Şemsi BAYRAKTAR / Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı
Modern tarım teknikleri kullanılmalı

Hava sıcaklıklarının normallerin altına düşmesi, seralarda ısınma ve nakliye maliyetlerinin artmasına, verim düşüklüğüne, işçilik faaliyetlerinin zorlaşmasına, tarlada yetiştirilen kışlık sebzeler ile hasadı devam eden narenciye ve muz gibi ürünlerde ise don olaylarına neden olabiliyor. Ürününü depolama imkanı bulunan üreticilerimizin, hasat olgunluğuna gelen ürünlerini toplayıp depolamaları, olası maddi kaybı önleyecektir. Meyve ağaçlarında don riski devlet destekli tarım sigortaları kapsamında.

Üreticilerimiz, don riskine karşı mutlaka sigorta yaptırmalı.

Rüzgar pervaneleriyle havanın karıştırılması, su uygulaması gibi modern tarım tekniği metotları, açık alanda yetiştirilen ürünler için don riskinden korunmada etkili olan yöntemler. Modern tarım tekniklerinin üreticilerimiz tarafından uygulanması ve kullanımının artması için gerekli tedbirler alınmalı, üreticilerimiz bu konularda bilgilendirilmeli, teknik olarak desteklenmeli.

Hamdi GEMİCİ /Denizli Ziraat Odası Başkanı
Kar bizim için altın değerinde

Denizli sanayi kenti olarak tanınır ama tarımda da iddialı bir şehirdir. Tekstil, turizm ve tarım Denizli’nin üç T’sidir. Bu sıralamada eskiden tarım en sonda idi ama şimdi ilk sıraya yerleşti diyebiliriz. Birçok tarım ürününde iddialıyız. Elma, kiraz, kekik, nohut, tütün, pamuk, üzüm ve çerezlik ayçiçeği üretiminde söz sahibiyiz. 150 rakımdan bin 450 rakıma kadar alanda tarım yapılıyor. Bu nedenle ürün desenimiz çok geniş. Bu yıl eylül ekim aylarında iyi yağış aldık.

Buğday ve arpalar toprakla zamanında buluştu. Şu anda yağan kar ise altın değerinde. Yağış periyodu karla taçlandı.

Bu yıl tarımda altın bir dönemin yaşanacağını düşünüyorum. Afet tarzında bir yağış olmaz ise tarım kesimini bereketli bir sezon bekliyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu