Makaleler

İş yaşamında kişilik analizi

Günümüzde çalışan insanın mizaç profili değişiyor. Yaratıcılığa tutkuyla bağlanmış, ‘çizgi üstünde’ duran sıra dışı kişilikleri ortaya çıkaran şirketler kazanıyor…

BİLİYORSUNUZ bu köşede sadece pazardaki gelişme ve öngörüleri yazmıyorum. Girişimciliğe ilişkin kolay anlaşılabilir önerileri de ilginize sunuyorum. Başta KOBİ’ler olmak üzere şirket yönetiminin pek bilinmeyen inceliklerine değindiğim de oluyor.

İtiraf etmeliyim ki, uzun yılların getirdiği deneyim ve gözlemlerle asıl uzmanı olduğum yönetim psikolojisi alanında kalem oynatmaktan çoğu zaman çekiniyorum. Nedeni, bu konuların fazla akademik olabileceği endişesini taşımam…

kisilik analizi

DAVRANIŞLAR VE ÇALIŞAN İNSANLAR

Yine de ağır ifadeler kullanmadan ‘Para Dergisi’ okurlarına kolay anlaşılabilir yönetim sırlarından bazılarını açıklayabilirim diye düşünüyorum.

Yıllar önce yazdığım dar hacimli bir kitapta iş dünyasındaki davranış kalıplarına değinmiştim. Şimdi görüyorum ki sosyal medyanın getirdiği sorunlar nedeniyle çok daha hızlı bir değişim yaşanıyor. Bunların çoğu yine davranışsal psikolojiyle ilgili…

Önümüzdeki haftalar içinde az da olsa bunlara değineceğim. Araya başka konular da girebilir. Bilhassa basit girişimlerle ilgili ilginç önerilere devam… Fakat sonuçta genç yöneticilere, patronluğa yeni adım atmış girişimcilere ve tüm çalışanlara psikoloji objektifinden yardımcı olup, bazı bilinmeyenleri açıklayacağım.

Bu konudaki hedefim sizleri sıkmadan, ağır ifadeler kullanmadan kolay anlaşılabilir davranışsal analizlerin satırbaşlarım kayda geçirmek. Kimi zaman işin içine biraz mizah unsuru da katarak üç ayrı bölümden oluşacak bu yazı dizisiyle sizlerin yakın ilginizi çekeceğimi umuyorum…

ÖNCE KARAKTERİN TANIMI ÖNEMLİ

Üzerinde öncelikle durmak istediğim konu iş dünyasında davranış psikolojisine göre sınıflandırılmış tipler. Onları nasıl analiz etmeliyiz? Hem ‘tK’cılar hem de yöneticiler için ufak bir katkı olacaktır.

Girişe hemen başlayalım: Karakter dediğimiz şey genlerimizle transfer ettiğimiz temel öğelerle birlikte sonradan kazanılmış deneyimlerin oluşturduğu bir dizi olguyu içerir. Birçok davranışımızın kökeninde inanç öğretileriyle birlikte başka insanları taklit ederek geliştirdiğimiz alışkanlıklarımız vardır.

Bunlar tarihsel bir figür ya da yaşayan bir kişi olabilir. Taklit etme eylemi burada işin püf noktasıdır. Onların davranışları sanki genetik bir miras gibi bedenimize ve ruhumuza her an akmaya devam eder. Tabii dahası da vardır: İçinde bulunduğumuz topluluğun ya da sık ilişkide bulunduğumuz insanların prototip sosyal alışkanlıklarını sürekli kendi özelimize devşirip dururuz.

Ve genelden özele; şirket (kurum) içi ilişkilere geldiğimizde farkına varmadan şunu gözlemeye başlarız: Etrafımızdaki baskın kişiliklerin oluşturduğu atmosfer (ki bunların çoğu üst yönetimden bir figür, lider nitelikli bir çalışan, takdir gören bir amir, başarılı bir üst düzey yönetici, hatta CEO’nun kendisi olabilir) bizi de içine alarak firma kültürünün bir parçası yapar…

Böylece çalışan insanların oluşturduğu ortak değerler doğrudan işyerine yansır. Çalıştığımız firmanın ortak değerleri ile kişilik profili ‘normal’, ‘maıjinal’ ve ‘tartışmalı’ tiplere göre şekillenir. Çoğu firmayı ‘karamsar’, ‘kuşkucu’, ‘kavgacı’ ya da tam aksine ‘coşkun’, ‘atılımcı’, ‘şanslı’, ‘yaratıcı’ yapan olgu tam da budur. Bir bakıma şirket veya firma içindeki bireysel davranışların kolektif projeksiyonlarla kurumsal aynaya yansımasıdır bu.

SIRA DIŞI KİŞİLİKLERİN ÖNEMİ

Burada önemli olan sıra dışı (tartışmalı) kişiliklerdir. İşin merkezinde çoğu zaman görüntü dışında kalan bu sıra dışı tipler bulunur. (Burada sıra dişiliği hem olumlu hem de olumsuz nitelikler olarak alıyoruz) Bunlar perde gerisindeki başarıların ya da sorunların asıl kaynağıdır.

tşin ilginç tarafı çok az tepe yönetici bunları bilip analiz edebilir. Çünkü kendileri de bu konunun odağında yer alabilirler. Bir başka deyişle sıra dışı kişilikler yararlı farklılıkların kaynağı veya çıkar ilişkilerinin cazibe odağıdır çoğu zaman.

Bu durumda yönetim tekniği açısından öncelikli konu şudur: Tepe yöneticisi ya da patron olarak bu sıra dışı kişilikleri nasıl saptayıp, onlara karşı nasıl bir tavır sergilenmelidir?

Çoğunluğu standart düzeyde insanların çalıştığı bir kurumda yöneticiyseniz pek sorun yoktur; işler bir şekilde -nasıl olsa-yürüyüp gider. Fakat sıra dışı insanların bulunduğu organizasyonlarda bunları tanıyıp teşhis etmek çok önemlidir.

işte tam da burada bazı teknikler devreye girmektedir: Eski değerlendirmelerin çoğu artık geçersizdir.

Örneğin çalışma psikolojisinde beden ve yüz yapısından karakter saptanması rağbet görmemektedir artık. “Yüzü güzel olanın huyu da güzeldir” inancı sadece bir özdeyişten ibarettir günümüzde. ‘Kretschmer’, ‘Sheldon’ gibi eski nesil uzmanların insan tipi sınıflandırmaları 19. ve 20. yüzyılda kalmıştır. ‘Lombroso’ gibi kafatası yapısından hüküm çıkaran saplantılı araştırmacılar ise iyice kenara itilmişlerdir.

Sosyal medyanın egemen olduğu günümüz insan tiplemesinde her şey duyum ve reaksiyonlar çerçevesinde şekilleniyor bugün. Geçmişte ve şimdi bireysel psikoloji ile sosyal psikolojiyi etkileyen dev isim ‘Cari Gustav Jung’ öğretileriyle yine iş yaşamında da öne geçiyor: “Her bir insan kendi içinde heyecan duymaz ise karanlık ışığa; kayıtsızlık harekete geçirilemez!”

Özellikle de dış görünüş artık pek de önemli değildir. Sıra dışı olmak ya da görünmek(l) için numarasız gözlükle dolaşıp entelektüel kulvarlarda dolaşıyor havası yaratmak, güven verdiği sanılan saç, sakal, bıyık bırakmak ya da yapaylıktan yana maıjinal bir görüntüye bürünmenin bir anlamı yoktur artık. Görüntüde maıjinalleşme ve farklılaşma dönemi sona ermek üzeredir. Önemli olan tutum ve davranışlardaki farklılıklardır. Çizgi üstünde misiniz?

Çizgi altında mı? Önemli olan budur!

ÇİZGİ ALTINDA KALANLARA DİKKAT!

Çizgi altında kalanlar yukarıda ifade ettiğimiz gibi genellikle silik ve beceriksiz kişiliklerdir. ‘Karamsarlar’, ‘kuşkucular’, ‘kavgacılar’ ‘singinler’ ya da doğrudan beceriksizler. Çizgi üstünde kalanlar ise her şirket için her zaman gerekli olan bireylerdir: ‘Buluşçular’,

‘devrimciler’, ‘reformistler’, ‘vizyonperestler’, ‘atılımcılar’ ve ‘yaratıcılar’… Bu kümeye girişimcileri ve girişim yeteneği olanları da dâhil edebiliriz.

Şirketlerde de tıpkı tıp biliminde olduğu gibi ‘teşhis ve tedavi’ çok önemlidir… Hele de üst düzey yönetici ya da patron katında bir karar vericiyseniz yapacağınız ilk iş önce ‘1K yöneticilerinizi tesviyeden geçirip eğitmek ve sıra dışı insanlardan olumsuz örnek olanları ayıklamaktır.

İşte gelecek sayılarımızda kaleme alacağım “İş yaşamında kişilik analizi (2)” başlıklı yazım bu konuyu işliyor. ‘Beceriksiz çizgi altı tipler’ kimdir, nasıl saptanır ve nasıl ayıklanır? Biraz mizah sosuyla lezzetlendireceğim gelecek yazımı kaçırmayın derim.

Bu haftanın konusunu ‘Toyota’nın kurucusu, Japon iş yaşamında devrimler yaratan, günümüze değin ‘becerikli nesiller’ yetişmesini sağlayan büyük sanayici Kiichiro

Toyoda’nın bazı sözleriyle tamamlamak istiyorum: “Kalite sadece mühendislik, üretim, araştırma, geliştirme ve pazarlamadan ibaret değildir. Kalitenin en başında yetenekli insanların becerileri ve duyguları yer almalıdır!”

“En büyük fikir ve buluşlar çalışan insanların bilinçaltından kaynaklanır. Bunları başaranlar ise ideolojik saplantıları

olmayan, yaratıcılığa tutkuyla bağlanmış, çizgi üstünde bulunan sıra dışı kişiliklerdir.” “Yönetici yapmaz yaptırır. Tutkuyla yapılan işler insan aklının ulaştığı noktayı gösterir. Her kurumda birçok yaratıcının bulunması kaçınılmazdır. Bu sıra dışı insanları bulup ortaya çıkaran yöneticiler sürekli saygıyla anılmaya layıktır.” “En iyi yöneticiler kendi performansları için değil, çalışanların performansları için çalışlar. Çünkü bir yönetici önce kendi altındaki insanlara heyecan ve tutku aşılamak zorundadır.”

Nur Demirok

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu