Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

İlk Çeyrek Bilançoları İle Öne Çıkan 38 Hisse

Öne Çıkan 38 Hisse

HİSSE senetleri Borsa İstanbul’da işlem gören şirketlerin bir bölümü yılın ilk çeyreğine yönelik bilançolarını borsaya gönderdi. Ancak bilindiği gibi şirketlerinin üç aylık finansal raporlarının KAP’ta son yayınlanma tarihleri de yeniden belirlendi. Buna göre daha önce konsolide bilançoların 1 Haziran 2020 olan tarihi 9 Haziran 2020 olarak açıklandı. Bankalar ise konsolide ve konsolide olmayan raporlarını 15 Haziran 2020’ye kadar gönderebilecek. Bu kapsamda halka açık şirketlerin birinci çeyrek finansal sonuçlarına ilişkin açıklamalar Nisanın son haftasından itibaren yoğunluk kazanırken, Mayıs ayı ortasına kadar birçok şirket finansaUarmı açıklamış olacak.

Yılın ilk çeyreğine denk gelen Ocak-Şubat aylarının ekonomik olarak çok iyi geçtiğini belirten uzmanlar, bu nedenle Covid-19 nedeni ile genel olarak ilk çeyrek bilançolarında bozulma beklemiyor. Bu kapsamda da birinci çeyrek bilançolarının ilk ayların pozitif etkisini yansıtacağını düşünüyor.

Bu haberi hazırladığımız sırada BIST genelinde hisse senetleri borsada işlem gören şirketlerin dörtte birine yakını bilançosunu açıklamıştı. Analistler, şu ana kadar açıklanan cam, otomotiv ve havacılık sektörü bilançolarının gayet güçlü geldiğini, bankacılık sektörü bilançolarında ise beklentilere paralel bir daralma yaşandığını söylüyor. Sanayi hisselerinin de özellik döviz pozisyonu iyi olan şirketlerin daha iyi bilanço performansı gösterdiğini belirtiyor. Uzmanlar, bu kapsamda yılın ilk çeyreğinde bilançosunu açıklayan ya da beklentisi kuvvetli olan 38 hisseye dikkat çekerek bu hisselerin uzun vade için portföylere dahil edilebileceğini söylüyor.

“İLK ÇEYREKTE COVID-19 SINIRLI”

Ülkemizde Covid-19 salgını ve bunun yarattığı olağandışı durumun yılın ilk çeyreğinin son ayına denk geldiğine dikkat çeken Tera Yatırım Ekonomisti Enver Erkan, bu hikaye öncesi ana konunun azalan faizlerin kredi talebinde ve iç talepte yarattığı olumlu etki olduğunun altını çiziyor. Yılın ilk çeyreğine yönelik bilançoların ise şirketlerin mevcut durumdan öncesini yansıttığı ve ilk çeyrek için Covid-19 etkilerinin sınırlı olduğunun farkında olunmasını özellikle hatırlatan Erkan, ilk çeyrek sonrasını daha zorlu bir dönem olacağını belirtiyor. Virüsün sonraki-çeyreklerde yaratacağı etkilere dair ise önümüzdeki süreci izlemek gerektiğini söyleyen Erkan, çünkü şirketlerin faaliyetlerini durdurması nedeni ile nakit akışlarının zarar gördüğünü söylüyor.

Şu ana kadar açıklanan bilançolar içinde ilk çeyrek itibarıyla iyi kar açıklaması beklenen bankaların bir miktar beklentilerin altında kaldığını hatırlatan Erkan, sanayilerde ise özellikle cam şirketleri gibi döviz pozisyonu iyi olan şirketlerin daha iyi bilanço performansı gösterdiğini belirtiyor. Ancak bunun dışında genel olarak beklentilerle paralel gerçekleşmeler yaşandığını kaydediyor.

Ekonomi yönetiminin sorunlu sektörleri desteklemek için aldığı önlemlerin etkisinin değerlendirilmesi gerektiğini hatırlatan Erkan, “Ekonomik faaliyetin normal olduğu ilk iki ayda iç talebe yönelik sektörler, faizlerin düşmesi ile öne çekilen talepten olumlu etkilendi. Bu çerçevede beyaz eşya, dayanıklı tüketim malı, mobilya, ev eşyası ve otomotivde iç piyasa büyümesinin olumlu etkileri gözlendi. Döviz fiyatlarındaki artış, nakit fazlası bulunan cam gibi sektörler açısından, altındaki yükseliş Koza Grubu şirketleri tarafından olumlu değerlendirilebilir. İnsanların eve kapandığı süreçte telekomünikasyon ve perakende de artan kullanımdan olumlu etkilenebilecektir” yorumunu yapıyor.

“ÖNCE SEKTÖR, SONRA HİSSE”

Öte yandan, mevcut piyasa koşullarında ileriye yönelik olarak bakıldığında seyahat kısıtları ve yurtdışı uçuşlarının durdurulması nedeni ile koronavirüsün en başta havayolu sektörünü olumsuz etkileyeceğini belirten Erkan, ihracat ağırlıklı sektör ve şirketler açısından dış talepte yaşanan sıkıntının ihracat beklentilerinin ilerleyen dönemde aşağı revize edilmesine neden olacağını kaydediyor. Erkan, ihracat ağırlıklı sektör ve şirketler açısından dış talepte yaşanan sıkıntının ihracat beklentilerinin ilerleyen dönemde aşağı revize edilmesine neden olacağını kaydediyor. “Havayolu, turizm, otomotiv, beyaz eşya, sanayi ve spor salgının etkili olduğu bu süreçten olumsuz etkilenen sektörler olarak sıralanabilir. Dolayısıyla önce sektör ardından hisse seçimi bu dönemde çok daha fazla ön plana çıkıyor” diyor.

Erkan, yılın ilk çeyreğinde bilançosunu açıklayan ya da beklentisi kuvvetli olan Turkcell, Aselsan, Sabancı Holding, Petkim, Koza Altın, Tofaş Fabrika, Trakya Cam, Anadolu Efes, Coca-Cola İçecek, Anadolu Cam, Yataş, Şok Marketleri ve Mavi Giyim hisselerinin uzun vade için portföylere dahil edilebileceğini belirtiyor.

“İLK ÇEYREK BİLANÇOLAR BOZULMAZ”

Vakıf Yatırım Direktörü Altan Aydın ise salgının ekonomik etkilerinin daha çok „ikinci çeyrekte görülmesinin muhtemel olduğunu düşünüyor. Türkiye’deki ilk tespit edilen Covid-19 vakasının 10 Mart 2020’de açıklandığını hatırlatan Aydın, “Virüse bağlı ilk ölüm ise 15 Mart 2020’de gerçekleşti. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 1 Nisan 2020’de yaptığı açıklamada koronavi-rüs vakalarının tüm Türkiye’ye yayıldığını açıklamıştı. Gelinen noktada ise Mayıs başında salgının kontrol altına alındığı görülüyor. Bu aşamada salgının ekonomik etkilerinin daha çok ikinci çeyrekte görülmesi muhtemel” diyor.

İzolasyon sürecinin Mart ayının kaybedilmesine neden olduğunu dile getiren Aydın ancak Ocak-Şubat ayları ekonomik olarak çok iyi geçtiğinden birinci çeyrek bilançolarında bozulma beklemiyor. Bu kapsamda da birinci çeyrek bilançolarının genel olarak ilk ayların pozitif etkisini yansıtacağını düşünüyor. Nitekim şu ana kadar açıklanan cam. otomotiv ve havacılık sektörü bilançolarının gayet güçlü geldiğini kaydederek, “Bankacılık sektörü bilançolarında ise beklentilere paralel bir daralma takip edildi. Perakende, telekomünikasyon, gıda ve sağlık sektörlerinin de ilk çeyrekte iyi performans göstermesi beklenebilir” diyor.

“PLASTİK VE KİMYA SEKTÖRÜ”

Bu dönemde ekonomik ani duruş sebebiyle, şirketlerin nakit akışlarında düzensizlik olacağından, nakit pozisyonu güçlü olan, salgın sonrasında da karlılığını koruyabilecek ve düşük finansman ihtiyacına sahip şirketlerin tercih edilmesinin makul olacağını düşünen Aydın şu yorumu yapıyor: “Ayrıca uzun vade için, yüksek faaliyet kar marjına sahip ve oluşabilecek darboğazdan hızlı çıkabilecek sektörler tercih edilebilir. Bu nedenle stoklarını, alacaklarını çevirebilen, faaliyete başlandığında, önceki dönem satış trendini yakalayabilecek şirketler bir adım önde olacaktır.”

Yine bu dönemde sağlık, gıda, perakende, telekomünikasyon ve madencilik sektörlerinin ön plana çıktığını ve çıkmaya devam edeceğini kaydeden Aydın, ilk çeyrek bilançolarında salgının etkisinin çok fazla görülmemesi sebebiyle otomotiv sektörü bilançolarında da ilk iki aylık yüksek talebe bağlı olarak güçlü bilançoların gelebileceğini düşünüyor. Salgın sonrasında tarımın artan önemi, gübre ve ilaç sektörünü, gıda ve perakende sektöründeki yüksek talebin de plastik ve kimya sektörünü pozitif etkileyebileceğinin altını çiziyor. Ancak turizm, havacılık ve tekstil sektörlerini izolasyon sürecinin çok olumsuz etkilediğini belirterek, bunların piyasa fiyatlamasından ziyade azalan talebin satışlara ve dolayısıyla bilanço ve nakit akışına etkisini ikinci çeyrekte daha net göreceğimizi düşünüyor. Bu nedenle ilk çeyrekte sadece Mart ayının kayıp olduğu varsayılırsa ilk iki ayı pozitif geçirmiş şirketlerin bilançolarında çok fazla bozulma beklemiyor.

Aydın, yılın ilk çeyreğinde bilançosunu açıklayan ya da beklentisi kuvvetli olan Akbank, Yapı Kredi, TSKB, Soda Sanayi, Trakya Cam, Şişecam, Kardemir, Torunlar GYO, Emlak Konut GYO, TAV Havalimanları, Koç Holding, Sabancı Holding, Aselsan, Ford Otosan, Tofaş Fabrika ve Migros hisselerinin uzun vade için portföylere dahil edilebileceğini belirtiyor.

Covid-19 nedeniyle çeyrek bilançolar nasıl okunmalı?

  • Bu dönemde öncelikle şirketlerin bilanço verilerinin, mevcut durumdan öncesini yansıttığı ve ilk çeyrek için Covid-19 etkilerinin sınırlı olduğunun farkında olunmalı.
  • İkinci çeyrek ve sonrasına ilişkin rakamlarda önceki yıllarla karşılaştırma yapılırken “mücbir sebep” etkisi göz önünde bulundurulmalı.
  • Şirketin içinde bulunulan süreçte nasıl bir yerde olduğu ve krizden çıkışta nasıl bir noktada olacağı iyi analiz edilmeli.
  • Mevcut durumdaki sektör varsayımlarından ziyade, uzun dönem için süreklilik az edebilecek sektör ve şirketler izlenmeli.
  • Bilançosunda karlılığı düşen veya süreçten olumsuz etkilenen şirketler daha geniş mercekte ele alınmalı.
  • Bu dönemde sağlık, gıda, perakende, telekomünikasyon ve madencilik sektörleri ön plana çıktı ve çıkmaya devam edecek.
  • Salgın sonrasında tarımın artan önemi, gübre ve ilaç sektörünü, gıda ve perakende sektöründeki yüksek talebin de plastik ve kimya sektörünü pozitif etkileyebileceği göz önünde bulundurulmalı.

Bu başlıklara dikkat!

Yeliz Karabulut’un önerileri şunlar…

  • Uzun vade için portföylerin minimum yüzde 40’ı borsa borsaya ayrılabilir.
  • Banka, holding ve teknoloji şirketlerine yatırım yapılabilir.
  • Öncelikle banka hisselerine alım öneriyorum.
  • Ülkedeki çarklar dönmeye başladığında ilk olarak holding şirketlerinin olumlu etkileneceği unutulmamalı.
  • Projeleri olumlu, gelecek vadeden teknoloji hisseleri yatırım için takip edilmeli.
  • Uzun vade için teknoloji şirketleri, orta vade için banka hisseleri düşünülebilir.

Yeliz KARABULUT / Stratejist
“Borsada yukarı yönlü hareket başlar”

Finansal piyasalar her zaman beklentileri fiyatlar. Bu nedenle beklentilerin ne yönde olduğu çok önemlidir. Beklentiler ise özellikle mayıs başı itibariyle ekonomilerin tamamıyla olmasa da kademeli olarak açılacağı, çarkların tam olmasa da dönmeye başlayacağı yönünde. Bu beklenti de piyasalar tarafından satın alınmaya başladı. Diğer bir deyişle mevcut koşullar ve yakın vade beklentilere baktığımızda “en kötüsü geride kaldı” senaryosu söz konusu. Bu senaryo gerçekleşirse önümüzdeki dönemde altın onsta ve gram altında ciddi anlamda satış baskısı görülebilir. Bununla birlikte dolarda kısmi zayıflama, tahvillerde hafif toparlanma gerçekleşebilir. Borsada ise yukarı yönlü hareket başlar. Bu tabloyu bozabilecek tek senaryo ise virüsün mutasyona uğraması ya da tedbirleri gevşeten ülkelerde ikinci defa salgının başlaması olacaktır. Bu ise endekslerde sert satış baskısına neden olabilir.

Stratejistlerin önemli bir bölümü gibi ben de yaz aylarında pandemi etkisinin azalacağını düşünüyorum. Bu kapsamda BIST-100 endeksi için 99 bin seviyesi önemli bir destek noktası. Bu seviyenin üzerinde endeksin tutunmaya devam etmesi halinde 106 bin ve 110 bin seviyelerine kadar yükseliş görülebilir. 99 bin seviyesinin altında ise stopların değerlendirilmesi uygun olabilecektir. İlaç haberi ise burada en olumlu haber olacaktır ki bu da borsalarda ralli havasının yaşamasına neden olabilir.

Öte yandan endeks yükselirken nispeten geride kalan banka ve holding hisseleri de bu süreçte pozitif etkilenecektir. Ayrıca mevcut koşullar teknoloji ve yazılımın önemini bize bir kez daha hatırlattı. Uzaktan iletişim çalışma koşullarına paralel yine siber güvenlik, önümüzdeki yılların önemli konuları olacaktır. Bu yüzden teknoloji ve yazılım sektörünün ciddi oranda ön plana çıkacağını Türkiye’nin de bu konuda atağa kalkacağını düşünüyorum.

Bu nedenle öncelikle banka ve holding şirketlerinde de alım öneriyorum. Öte yandan, bankalarda özellikle BDDK ve Merkez Bankası’nın aldığı kararlarla birlikte kredilerde de artış yaşanacaktır. Bu da karlılığı pozitif etkiler. Diğer yandan karlılıktaki artışta diğer bir etken, faizlerdeki düşüş olacaktır.

Holding şirketlerin detaylarına baktığımızda da ülkedeki çarklar dönmeye başladığında ilk olarak onların etkilemesi kaçınılmaz gözüküyor. Teknoloji şirketlerini de iyi inceleyerek projeleri olumlu, gelecek vadeden hisselere yatırım yapılabilir. Sonuç olarak banka, holding ve teknoloji şirketlerinde seçici olmak kaydıyla yatırım yapılabilir. Ancak teknoloji şirketlerine karlılık, proje ve bilançolarına dikkat edilerek uzun vadeli yani bir senelik yatırım yapılabilir. Holding ve banka hisseleri ise orta vade yani altı aylık periyot için düşünülebilir. Mevcut koşullarda da portföylerin uzun vadede yüzde 40’ı borsa, yüzde 20’si altın, yüzde 20’si tahvil ve yüzde 20’si döviz olarak dağıtılabilir.

Enver ERKAN / Tera Yatırım Ekonomisti
“Aselsan’ı ön planda tutuyoruz”

ASELSAN: Şirketin uzun vadeli siparişleri ve 9.7 milyar dolar tutarında bakiye siparişleri 2023 sonrası döneme kadar olan bir zaman dilimini kapsıyor. Bu projeler her sene istikrarlı ciro yaratacak.

NATO’nun en büyük ikinci ordusuna sahip olan Türkiye’nin savunma bütçesi sağlıklı bir büyüme hızına sahip. Türkiye’nin savunma altmları stratejisi dışa bağımlılığı azaltmaya ve yerli/milli üretimi desteklemeye yönelik. Yerli tank, hava savunma sistemi, firkateyn, uçak gibi projelerde Aselsan önemli tutarda iş alıyor ve alacaktır. Şirketin yeni alınan projelerle beraber bakiye siparişleri 9.7 milyar dolar tutarında. Öte yandan Aselsan, Ar-Ge teşvikleri sayesinde 2023’e kadar kurumlar vergisi ödemeyecek. 1Ç20 finansal tablolarda nakit akışında beklenen iyileşme, hali hazırda 250 sipariş almış olan solunum destek sistemi üretimi ve devam eden jeopolitik silahlı çatışma ortamı itibariyle Aselsan’ı ön planda tutuyoruz.

SABANCI HOLDİNG: Finansal hizmetler, enerji, çimento, sanayi, perakendecilik sektöründe faaliyet gösteren holdingin portföyündeki en önemli kısmı bankacılık oluşturuyor. Akbank’ın ilk çeyrekte salgın etkisiyle yüksek karşılık ayırdığı görülmekle beraber, karşılıkların etkisi düşüldüğünde aktif kalitesi anlamında iyi bilanço açıkladığı görülüyor. İkinci çeyrekte pandemi etkisiyle kredilerde yavaşlama; net ücret ve komisyonlara ilişkin düzenleme ve aktif rasyosu gibi etmenler ise zorlayıcı faktörler olarak izlenmekte. Çimento sektöründe de ise inşaata bağlı olması nedeniyle iç talepteki daralmada meydana gelen yavaşlama ilgili grup şirketlerinin karlılığı etkilenebilir. Ancak genel olarak Sabancı Holding’in de olumlu bilanço açıklamasını bekliyoruz.

PETKİM: Şirketin petrol ve döviz kaynaklı maliyet artışlarını fiyatlarına yansıttığı görülüyor. Şirketin dolar cinsinden gelirleri kur riskini sınırlamakta, aynı zamanda şirket TL bazlı satış fiyatlarını da kurlardaki değişimlere göre ayarlamakta. Açıkta kalan döviz pozisyonu için de türev araçları kullanmakta.

Şirket, altyapı ve enerji yatırımlarıyla çeşitlendirilmiş iş profili ile beraber katma değer üretmeyi sürdürmekte. Bu kapsamda en önemli projeleri olarak önemsediğimiz Star Rafinerisi şirkete düşük nafta tedarik maliyetleri, bazı ağır nafta stoklarının karışık-eksilen ile ikamesi, artan sürdürülebilirlik ve hammadde kalitesi, tedarik güvenliği ve düşük stok maliyetleri, bakım, güvenlik, atık ve römorkör hizmetleri gibi avantajlar sağlayacaktır. Star’ın orta vadede istikrarlı bir temettü ödeyicisi olmasını bekliyoruz.

Altan AYDIN / Vakıf Yatırım Direktörü
Türk Telekom bilançolarında iyileşme devam ediyor

KOÇ HOLDİNG: Net kar tarafında L ulın J Tüpraş’tan kaynaklanan zayıf bilanço sebebiyle düşüş öngörsek de otomotiv segmentindeki güçlü karlılık ve döviz pozisyonu net kardaki gerilemeyi törpüleyecektir. Şirketin mevcut Net Aktif Değeri’ne göre yüzde 20 iskontosu bulunuyor. Bu iskonto beş yıllık ortalama yüzde 12’nin üzerinde olduğu için kısa vadede cazibe yaratıyor. Şirket hisselerinde yüzde 54 yükseliş potansiyeli ile 25 TL hedef fiyat öngörüyoruz.

KOZA ALTIN: 4.5 milyar TL’lik nakit pozisyonuna sahip olan firmanın bu çeyrek gerileyen faiz oranlarının etkisiyle net karının, operasyonel kar kadar büyümeyeceğini düşünüyoruz. Ancak faaliyetlerdeki artış ve altın fiyatlarının yüksek seyri hem gelir, hem de operasyonel kar tarafında pozitif katkı sağlayacaktır. 2020’nin devamında üretimde düşüş beklense de nakit maliyetlerin azalacak olmasını şirket için pozitif değerlendiriyoruz. Şirket hisselerinde yüzde 17 yükseliş potansiyel ile 85 TL hedef fiyat öngörüyoruz.

TÜRK TELEKOM: Genişbant ve mobil tarafta devam eden büyümenin ilk çeyrekte satışları olumlu etkilemesi Türk Telekorn beklenebilir. Şirketin geçen seneden bu yana artan hedge (korunma) oranının fınansal giderler üzerinde pozitif katkı yaratacağını düşünüyoruz. Şirket için ortalama net kar beklentisi 577 milyon TL olup, hem net kar, hem de FAVÖK tarafında yıllık yüzde 10’un üzerinde büyüme beklenebilir. Şirketin 12 aylık ortalama hedef fiyatı 7.42 iken bilanço sonrasında yukarı yönlü revizyonlar olası görünmekte.

Yusuf KAVAK / Işık FX Araştırma Uzmanı
“Süreklilik arz edebilecek şirket hisseleri seçilmeli”

İşık FX Araştırma Uzmanı Yusuf Kavak da ilk çeyrek bilançolarının mücbir sebep dolayısıyla küresel çapta beklenen daralmadan, Türkiye ekonomisi ve Türk şirketlerinin de ciddi boyutta etkilemiş olduğu gerçeğini unutmadan yorumlanması gerektiğini hatırlatıyor. Diğer taraftan Kavak, bilançosunun görece olarak iyi gelmesi umulan ya da gelen bazı şirketlerin sektörel avantajlarıyla, bazılarının da yine net döviz fazlalıkları bulunması ile kurlarda yaşanan artışlardan spekülatif kazanç elde etmeleriyle ayrışma yaşadığının da göz önünde bulundurulması gerektiğinin altını çiziyor.

Mevcut koşullarda sağlık hizmetleri, ilaç, gıda, perakende ve telekomünikasyon gibi sektörlerin ön plana çıktığını belirten Kavak, ancak bu dönemde hisse seçerken şirketin içinde bulunulan krizden çıkışta nasıl bir noktada olacağı uzun dönem için süreklilik arz edip etmeyeceğine dikkat edilmesi gerektiğini söylüyor. Kavak, yılın ilk çeyreğinde bilançosunu açıklayan ya da beklentisi kuvvetli olan Selçuk Ecza Deposu, Bizim Toptan, Eczacıbaşı Yatırım, MLP Sağlık Hizmetleri, Ulusoy Un, Deva Holding, Migros, Lokman Hekim, Dardanel, Avivasa, Kerevitaş, Şok Marketleri, BİM Birleşik Mağazacılık ve Anadolu Sigorta hisselerinin uzun vade için portföylere dahil edilebileceğini belirtiyor.

İdil Taraklı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu