Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

Erken seçim portföy önerileri

Seçime kadarki yaklaşık iki aylık süreç yatırımcı için iç ve dış belirsizlikler nedeniyle zor geçecek görünüyor. Bu ortamda “temkinli” olun uyarısı yapan yatırım uzmanları, riskli, orta riskli ve risksiz portföy önerilerini açıkladı…

ORTALIK yine toz duman… İçerde 1 Kasım erken seçimi gündeme damgasını vururken, dışarıda ise “FED faiz artıracak mı artırmayacak mı?”, “Çin’in ekonomi politikası nasıl şekillenecek?” sorularına yanıt aranıyor. Sonuçta, yalnız Türk yatırımcılar için değil tüm global yatırımcılar açısından zorlu bir süreç yaşanıyor.

Kısaca neler oldu ve nerelerdeyiz diye bakarsak, öncelikle tıpkı son bir yılda olduğu gibi FED’in faiz artırım kararının zamanlaması tüm dünya gündemini meşgul ediyor. Çok değil daha geçen haftaya kadar FED’in eylül ayında faiz artıracağına neredeyse kesin gözüyle bakılıyordu. Ne olduysa geçen hafta oldu ve banka yetkilileri faiz artırımının önümüzdeki yıla kalabileceğine yönelik işaretler verdi. Bu işaretler Türkiye dahil gelişmekte olan ülkelere nefes aldırdı.

Ancak dünyada birçok sorun var ve hepsi şu anda halının altına süpürülmüş durumda. Örneğin, iflası ertelenen Yunanistan, Avrupa ekonomilerine ilişkin kaygı, büyüme tahminleri, her geçen gün büyüme rakamları aşağı çekilen Çin ekonomisi bunlardan sadece birkaçı…

secim portfoy

ERKEN SEÇİM İLK SIRADA

Bütün bunların yanı sıra Türkiye’nin önünde kendine has meseleler ve özel gündem var. Merkez Bankası’nm faiz konusunda nasıl bir politika izleyeceğine ilişkin belirsizlik de tansiyonu yükseltiyor. Döviz şişmiş durumda. Mevduat faiz oranları sokaktaki enflasyonun altında seyrediyor.

Yatırımcının bu ortamda doğru karar vermesi gittikçe zorlaşıyor. İşte biz de bu ortamda para yöneticilerine seçime kadar geçecek yaklaşık iki aylık sürece ilişkin beklentilerini sorduk. Riskli, orta riskli ve risksiz portföy önerilerini aldık. İşte yanıtlar…

“DÖVİZ SAT, HİSSE AL”

Gedik Portföy Genel Müdürü ve CEO’su Halim Çun’a göre, erken seçimin yapılacağı kasım başına kadar geçecek sürede aşırı “oynak” bir piyasa olacak. Gerek iç gerekse dış siyaset, jeopolitik riskler ve iç güvenlik konularındaki sorunların yanı sıra, son haftalarda Çin’in devalüasyon hamlesi ile dış piyasalardaki olumsuzlukların Türk mali piyasalarına damga vurduğunu söyleyen Çun, seçime kadar geçecek sürece ilişkin tahminlerini şöyle özetliyor: “Bu dönem seçim sürecine ilişkin belirsizliklerin, ekonominin geleceğine ilişkin soru işaretlerini artırma riski de var. Dolayısıyla, bu dönemde TCMB, sıkı para politikasını sürdürmek durumunda olacaktır. Muhtemelen faizlerde bir miktar yükselme görülebilir. Döviz sepetine baktığımızda, mevcut 3.15-3.20 düzeyini normal koşullarda satım için makul düzey olarak görüyoruz. Ancak, yukarda bahsi geçen iç ve dış koşullar dövizde “normalizasyonu” geciktirebilir. Hatta daha yukarıları da görebilme ihtimalimiz var.”

Kısa vadede bu olumsuz faktörlerde kalıcı bir düzelme beklemediğini de vurgulayan Çun’a göre, yine bu dönemde özellikle hisse senedi fiyatlarındaki çekicilik kısa vadeli de olsa trade bazlı sert “düzeltmelere” ve fırsatlara yol açabilecek.

Çun seçime kadar geçecek süreçte yatırımcılara şu önerilerde bulunuyor: “Riski seven yatırımcılara kademeli olarak döviz pozisyonlarını azaltmalarını ve seçilmiş hisse senetlerinden portföy oluşturmalarını öneriyorum. Tabii bu ortamda öngörülemeyen riskler de oluşabilir. Ancak Türkiye’nin yatırım notunu kaybetmesine neden olabilecek olağanüstü koşullar olmazsa bu dönemde yukarıdaki güçlü dirençler gösterge faizde yüzde 11,7’yi, dolarda ise 3,10’u işaret ediyor. İç ve dış dalgalanmalara göre bu düzeyler test edilebilir. Bununla birlikte, yurtdışın-daki piyasalarda kaydedilen son sert “düzeltmenin” normalleşme eğilimine girmesi durumunda, gelişmekte olan ülkelere yönelik yeni bir akım, olumlu bir rüzgar oluşabilir. Bu durumda küresel ekonominin “resesyon” paniğinden kurtulmasına ve emtia fiyatlarının bir miktar toparlanmasına neden olabilir. Bu durumdan, tüm gelişmekte olan ülkeler gibi bizim piyasamızda olumlu etkilenecektir. Bu iyimser senaryoda, dolar 2.924 ve 2.80 desteklerini test edebilir.”

“EUROBOND ALINABİLİR”

Akportföy Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Ali Ersarı’ya göre, önümüzdeki birkaç aylık dönemde bugünkü süreçler devam edecek. Bu nedenle yurtiçi yatırımcının portföyünde bir miktar döviz cinsi pozisyon bulundurmasının anlamlı olacağını söyleyen Mehmet Ali Ersarı, “Döviz pozisyonları için iç verim itibariyle makul seviyelere toparlanmış olan kamu ve özel sektör euro-bond’larmdan oluşan yatırım fonları tercih edilebilir. Ayrıca risk iştahı daha yüksek yatırımcılar için global hisse senetlerine yatırım yapan yabancı menkul kıymet fonları diğer alternatifler. Öte yandan, küresel anlamda ekonomik yavaşlama, petrol fiyatlarında düşüş ve dezenflasyonist ortam faizin baskı altında kalmasını sağlayabilir” diyor.

Bu ortamda Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde kurlardaki değer kaybı dikkate alındığında, TL faiz yatırımlarında kısa vadelilerin daha güvenli olduğu vurgusu yapan Ersarı, “Yurtiçi hisse senetlerinin neredeyse kriz düzeylerine gerilemiş olan mevcut değerleme seviyelerinde, son bir yıllık sürecin aksine, maruz kalman risk düzeyine karşılık daha yüksek getiri potansiyeli taşıdığı söylenebilir” diyor.

Meksa Menkul Stratejisti Zeynel Balcı faiz ve döviz cephesinde çıkış trendinin devamım bekliyor. Zaman zaman gündeme bağlı olarak geri çekilmeler yaşansa da çıkış trendlerinin korunacağı bir dönem göreceğimizi vurgulayan Zeynel Balcı, seçime kadar geçecek yaklaşık iki buçuk aylık sürece yönelik beklentilerini şöyle açıklıyor:

“Gösterge faiz oranlarında, 10.00-9.50 taban, 11.75 ve 13.50-15.00 ise yükselişte tavan olarak görülebilecek noktalar. Do-lar/TL’de ise 2.85-2.80 destek noktası olmak üzere 3.00-3.05 ve 3.20 direnç seviyeleri test edilebilir. Yine seçime kadar geçecek süreçte eu-ro içinse, 3.20-3.13 destek noktaları, 3.60 direnç seviyesi karşımıza çıkıyor.” Balcı, bu dönemde borsada ise FED kaynaklı “Eylül’de faiz artışı zor” yönündeki açıklamaların baskıyı azalttığı görüşünde. Ancak halen BIST-100 Endeksi’nde tepki yükselişlerine rağmen düşüş trendinin korunduğunu öne süren Balcı, “Düşüş trendinin kırılması için 77.000 seviyesinin geçilmesi gerekecek. Henüz bu güç oluşmuş değil. Sonraki direnç 80.000’de. İlk destek ise 70.000’de oluştu. Ancak 70.000’i dip olarak değerlendirmek için erken. Kısa dönem 70.000-77.000 destek-direnç bandı izlenebilir. Yukarı yönlü hareketlenmelerde ise kar satışları görülebilir” diyor.

“SEÇİME KADAR YATAY”

Finans Portföy Yönetim Koordinatörü Arzu Odabaşı, seçime kadar geçecek süreçte faiz ve döviz cephesinde bu yüksek seviyelerin korunacağı görüşünde. “Mevcut koşulların korunması durumunda” vurgusu yapan Odabaşı, beklentilerini şöyle özetliyor:

“2011 Kasım ayından itibaren üçüncü kez yüzde 11.30 seviyelerine hareket eden, yılbaşından itibaren yüzde 35 seviyelerinde yukarı yönlü sert hareket eden faiz oranlarının, 11.60-11.75 bandında çıkış ivmesini yavaşlatacağını ve 10.50 seviyelerinde seçimi karşılayacağını tahmin ediyoruz.

Döviz tarafında ise eu-ro/dolar paritesinin 1.10 civarında seyredeceği beklentisi doğrultusunda, dolar TL karşısında, 2.96-2.85 bandında hareket edecektir.”

Odabaşı’na göre, önümüzdeki günlerde faiz için yüzde 11.75 seviyesi kritik öneme sahip olacak. Yine seçim öncesi dönem TL karşısında euro’nun 3.40’dan geri dönmesi halinde 3.20-3.10 bandına, doların ise 3.00 TL’den geri dönmesi durumunda, 2.85-2.83 bandına inebileceği uyarısında bulunan Odabaşı, “Yukarı yönlü hareketlerde ise dolar için 3.00 TL, euro içinse 3.40 seviyeleri kritik önemlerini korumaya devam edecek” diyor.

“TL DEĞERLENMEYECEK”

GCM Menkul Kıymetler Araştırma Direktörü Erdoğan Turan’a göre ise, erken seçime kadar geçecek süreçte Merkez Bankası faiz artırmadığı takdirde TL değerlenmeyecek. Bunun temel nedeni ise siyasi belirsizlik ve gelişen ülkelere genel bakıştaki bozulma. Son günlerde FED ve faiz artırımı beklentilerinin artmasının yanı sıra Çin ve global büyümeye yönelik endişelerdeki artışın gelişen ülkelerden sermaye çıkışlarını artırdığına dikkat çeken Turan, global ekonomiler ve Türkiye’ye etkilerine ilişkin şu değerlendirmede bulunuyor:

“Bu durum gelişen ülke para birimlerini olumsuz etkiliyor. TL için 3 TL seviyesindeki zirve nihai zirve noktası olmayabilir. Erken seçim sonrası siyasi belirsizlik ortadan kalkacak olsa da kurda kalıcı düşüşler beklemekten uzağız. Burada odak noktamız FED’in faiz artırım hamlesi ve Çin endişeleri olacak. Aynı durum euro/TL için de geçerli. Dolar, TL’ye karşı yılbaşından bu yana euro’ya göre daha çok yükseldi. Aradaki farkın korunacağını düşünüyoruz.

Faiz tarafında ise enflasyonda ciddi beklentimiz yok, bu yüzden yurtiçi belirsizlik-yurtdışı baskılarla birleşirken ciddi düşüş beklemek zor. Fakat gösterge tahvilin 11.50 seviyesini aşmasını da beklemiyoruz. Yükselen kurun enflasyonu yukarı iten etkisi de hesaba katılırsa yüzde 10 seviyesinin altına inmek için dış dünyadan da destek almak gerekecek. O desteğe dair işaret ise şimdilik yok.”

“EURO’DA YENİ BEKLENTİ”

Venbey Yatırım Araştırma Müdürü Dağhan Gökçe, seçime kadar geçecek süreçte yatırımcıların dolar kuru için 3.00-3.05 TL bölgesini dikkatle takip etmelerini öneriyor. Gösterge faizin artık çift haneli rakamlara yerleştiğini vurgulayan Gökçe, seçime kadar geçecek sürece ilişin beklentilerini ise şöyle özetliyor:

“TCMB’nin sıkılaştırmayı artırması halinde gösterge tahvilde teknik direnç seviyesi olan 11.75-11.85’e kadar yükseliş beklentimiz sürüyor. 10.50-10.75 seviyeleri artık destek durumuna dönüştü. Güncel 11.15’lerde bulunan gösterge faizde ise yurtdışmdaki gelişmelere bağlı olarak kur tarafındaki olumsuz havadan ve sermaye akımlarındaki yavaşlamadan dolayı 12’lere doğru yükseliş görmemiz olası. 1 Kasım’a kadar piyasa şartlarında 12’lerin üstüne doğru bir zorlama oluşması halinde yukarı tarafa gidiş oldukça belirsiz bir hal alacaktır. Dolar/TL için 3.05, euro/TL içinse 3.50 hedefimiz güncel.”

“FAİZ 11’İN ÜZERİNDE KALIR”

Işık FX Araştırma Müdürü Veli Kocatürk, piyasaların seçim kararma en azından belirsizliğin bir miktar ortadan kalkması olarak baktığını söylüyor. Bu nedenle özellikle Çin’den gelecek haberlerin olumlu olması halinde Türkiye’de İMKB’nin olumlu etkileneceğini belirtip, “Bu durumda dolar/TL’de yeniden 2.90 seviyesinin altı görülebilir. Ayrıca bu dönem ABD verileri de oldukça önemli. ABD’den olumsuz gelecek haberler 2.85 seviyeleri, tersi durumunda ise yeniden 3 TL seviyeleri test edilebilir. Tabii burada seçim sonuçları da çok önemli olacak” diyor.

Kocatürk’e göre, normal şartlarda faiz oranlan yüzde 11’in üzerinde kalmaya devam edecek. Ancak kurlarda gevşeme yaşanması durumunda 10.70-10.50 bandının test edilebileceğini öne süren Koca-türk, şu değerlendirmede bulunuyor:

“Eğer bu süreçte terör ve jeopolitik riskler artarsa 12.50’e kadar yükseliş görebiliriz. Uzun vadede ise 2016 yılı içerisinde 3 TL’nin artık normal olduğu ve üzerinde fiyatlamalar görebileceğimizi düşünüyoruz. Euro kanadında ise daha dalgalı bir seyir görülebilir. 3.20-3.35 aralığı seçime kadar korunacaktır.”

“MERKEZ FAİZ ARTIRABİLİR”

Destek Menkul Değerler Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Mergen, piyasa oyuncularının yakın zamana kadar yüzde 60’larda olan “FED faizini eylül ayında artırır” tahmininin son anketlerde yüzde 35’in altına indirdiğini söylüyor.

Türkiye ve global piyasaların rotasının FED faiz artırım kararına ve parasını devalüe eden Çin’in hükümet politikalarına göre şekilleneceğini söyleyen Mergen, “1 Kasım seçimleri öncesinde FED 16-17 Eylül tarihleri arasında toplanacak. Bu iki gelişme öncesinde kurlarda hareketlenme görebiliriz.

Ayrıca TCMB bu dönemde faiz artırırsa dolar ve euro’da o anki seviyelerden 15-20 kuruşluk gerileme yaşanabilir. Uzun zamandır baskı altında olan ve Yunanistan problemi ile son yılların en düşük değerlerine kadar inen euro ise Çin’deki son gelişmeler nedeniyle kuvvetlendi. Euro/dolar paritesinin 1,17’ye kadar yükselmesi durumunda ise içerde euro, TL karşısında 3.47’ye kadar yükselebilir. Yaşanan bu sert yükseliş nedeniyle Eylül sonu-Ekim ortalarına kadar olan sürede euro/TL’nin 3.50’nin çok üstüne çıkması beklenmemeli” diyor.

Buna karşın Mergen, FED toplantısına kadar geçecek süreçte Merkez Bankası’nm faiz oranlarında herhangi bir artışa gitmeyeceği görüşünde. Ancak döviz sepetinde yaşanacak hızlı çıkışın Merkez Bankası’nı faiz oranlarında 150-200 puan artışa zorlayabileceğine vurgu yapan Mergen, seçime kadar geçecek sürece ilişkin şunları söylüyor:

“Seçime kadar euro/TL cephesinde fiyatın euro/dolar paritesinin 1.1300-1.1750 aralığında gidip gelmesine bağlı olarak (TCMB’nin faizi artırmaması şartıyla) 3.10-3.50 aralığında dolaşmasına neden olabilir.

Dolar/TL’de ise FED faizi artışı gerçekleştiğinde fiyatın 3.00’ün üstüne çıkması ve 3.10’a hamle yapma ihtimali doğabilir. FED faizi olmadığı takdirde seçim sonucuna yönelik anketler ön plana çıkacaktır. Fiyat anketlere göre 2.80-3.20 aralığında (TCMB devreye girmezse) dolaşabilir.” Ancak Mergen, gerek döviz, gerekse faiz cephesinin seçim sonrası kredi notu hakkında açıklama yapması beklenen Fitch ve Moody’s’e göre yön ^ bulacağı hatırlatması yapıyor.

“FAİZDE TEK HANE ÖNEMLİ”

Halk Yatırım Başekonomisti Banu Tokalı Kıvcı’ya göre, gerek erken seçime yönelik süreç gerekse FED’in normalleşme senaryolarına bağlı olarak iç piyasada oynaklık yüksek kalacak. Bu ortamda faiz oranlarının tek haneli seviyelere dönmesinin son derece zor olduğuna vurgu yapan Kıvcı, şu değerlendirmede bulunuyor:

“Söz konusu politik ve ekonomik istikrar ortamı tekrar sağlanana kadar, kurdaki yüksek volatilitenin ve enflasyonun yarattığı riskler de göz önüne alındığında, faizlerde tek haneli seviyelere dönmenin kısa vadede pek mümkün olmadığını düşünüyoruz. TL’de değer kazançları da sınırlı kalabilir. İç ve dış belirsizliklerin devam etmesinin muhtemel olduğu dönemde, yatırımcılara portföylerinde mutlaka döviz mevduatına yer vermelerini öneririz. Ayrıca BIST’teki mevcut düşük seviyeler nedeniyle, özellikle sektörel bazda (cam, çimento, gıda, havacılık gibi) hisseler cazip fırsatlar sunabilir.”

“YÜKSEK SEVİYELER KORUNUR”

Noor CM Pazarlama Müdürü Ahmet Uluhan’a göre, içeride koalisyon hükümetinin kurulamaması ve terör olayları, dışarıda ise piyasalarda yaşanan büyük sarsıntılar nedeniyle dolar 3.00-2.90 TL’de dengelenebildi. Erken seçim kararının alınmasının en azından sürece dair belirsizliği ortadan kaldırdığını vurgulayan Uluhan, “Ancak bu süreçte dış piyasalardaki yaşanan türbü-lanslarm da etkisiyle içerideki oynaklığın yüksek seyretmesini bekliyoruz. Faizlerdeki yukarı yönlü eğilim ve kurdaki yüksek fiyatlama bu süreçte devam edecek. Beklentimiz kurda 3.00-2.85 aralığı” diyor.

Faiz cephesinde ise Merkez Bankası’nm alacağı kararların önemine vurgu yapan Uluhan, konuşmasını söyle sürdürüyor: “Sonuçta TCMB henüz hamle yapmasa da piyasa yüzde 10’lu seviyelerde kendi dengesini oluşturacak. Kur cephesinde ise, yukarı yönlü eğilimin mevcut risklerin devamı ile beraber devam edeceğini düşünüyoruz. Bu dönemde 3 TL seviyesi kritik tepe noktası. Ancak anketlerden gelecek olumsuz yansımalar ve FED’in olası faiz artırımına yönelik adımı kurda yeni zirvelerin yaşanmasına neden olabilir. Bu kapsamda kurdaki tırmanışın kademeli olarak 3.50 seviyelerine kadar sürebileceğini düşünüyoruz. Eu-ro/TL kurunda ise 3.50 seviyesine doğru hız kesildi ve 3.40 seviyesine yakın dengelendi. Onda da 3.50-3.32 geniş bandında yüksek volümlü piyasa hareketlerini izlemeye devam edeceğimizi düşünüyorum.”

HİSSE YÜZDE 15 İLE SINIRLANMALI”

Yatırım Finansman Araştırma Müdürü Zümrüt Can Ambarcı, iç ve dış belirsizliklerin etkisiyle dalga boylarının yüksek olacağı bir döneme girdiğimizi düşünüyor. Söz konusu gelişmeler nedeniyle önümüzdeki dönemde Merkez Bankası’nm faiz silahını kullanabileceğini öne süren Zümrüt Can Ambarcı, piyasalara ilişkin beklentisi hakkında şunları söylüyor:

“Faizde erken seçimin fiyatlara yansıdığını düşünsek de, devam eden politik belirsizlik bizi yurtdışı gelişmelere karşı daha kırılgan yapıyor. Bu süreçte FED’in kararları ve Çin para biriminde devam etmesi beklenen değer kayıplarının da etkileri öncelikle TL kuru üzerinde yukarı yönlü bir hareket olarak hissedilecek. BIST-100 endeksi için 71.200 önemli bir destek. Ancak biz bu seviyelerin gelişmelere paralel olarak aşağı yönlü kırılabileceğini düşünüyoruz.”

Borsada bu dönemde yatırım yapacakların hisse seçimine çok daha fazla önem vermesi gerekiyor. Ambarcı, örneğin dolar kurunun geldiği seviyeler itibariyle sanayi şirketlerindeki kur zararının üçüncü çeyrek bilanço karlarına ciddi oranda baskı yapacağı görüşünde. Bankacılık sektöründe ise takipteki kredilerin baskısını artırması bekleniyor. Portföylerde hisse senetlerinin oranı yüzde 15 ile sınırlandırılmalı, defan-sif hisseler tercih edilmeli, bankacılık sektörü ve küçük piyasa değerli hisselerden ve döviz açık pozisyonu olan şirket hisselerinden bir süre daha uzak durulmalı.”

“FAİZDE YÜZDE 12 KRİTİK NOKTA”

ALB Forex Araştırma Uzmanı Enver Erkan, iç ve dış risklerin bir arada olduğu bu konjonktürün piyasa faizlerinin kritik bir aralığa girmesine neden olduğuna dikkat çekiyor.

Bu ortamda gösterge tahvil faizinde yüzde 11-12 bandının kritik olduğuna vurgu yapan Erkan, “12 bandının yukarı yönlü kırılması ise Türk varlıklarındaki aşağı yönlü riskleri artıracak bir durum. Başka ifadeyle faizde yüzde 12 bandı aşılırsa sıkıntı büyür ve geri dönüş zor olabilir. Döviz sepetinde 3.15 seviyelerinde seyir devam etmekte. TL’deki değer kaybı eğiliminin devamını da bekleyebiliriz. Dolar kurunda kısa vadede 2.90-2.95 konsolidas-yonu mümkün olmakla beraber, 2.95 üzerinde volatilitenin TL aleyhine artması durumu ve 3.00 seviyesi üzerine doğru hızlı bir hareketlenme olabilir” diyor.

Erkan, seçime kadar geçecek süreçte Merkez Bankası’ndan proaktif hamleler gelmemesi durumunda dolar için 3.05, euro içinse 3.40-3.50 TL tahmininde bulunuyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu