Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

Enflasyon çift hanenin eşiğine geldi

EnflasyonTürkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre, Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) enflasyonu mayıs ayında yüzde 0,40 olarak gerçekleşti. Geçen yılın mayıs ayındaki tüketici enflasyonu yüzde 0,15’ti. Bu yılki oranın geçen yılkinden yüksek olması yıllık enflasyonda da yükseliş getirdi. Nisan ayı sonunda yüzde 9,38 düzeyinde bulunan yıllık tüketici enflasyonu, mayıs ayında yüzde 9,66’ya çıktı.

Böylece enflasyon çift hanenin eşiğine kadar geldi.

Mayıs ayında enflasyonun geçen yılki düzeyini aşmasında en önemli rolü gıda fiyatları oynadı. Mevsimsel eğilimle^ uygun olarak gıda fiyatlarında düşüş yaşandı ama bu düşüş geçen yılki düşüşün çok altında kaldı. Geçen yıl mayıs ayında yüzde 2,18 gerileyen gıda fiyatları bu yıl yüzde 1,35 geriledi. Bu da geçen yıl 0,44 puan olan gıda fiyatlarındaki düşüşün enflasyona negatif katkısının bu yıl 0,31 puanda kalmasına yol açtı. Mayıs ayında enflasyonda yaşanan 0,25 puanlık yükselişin 0,13 puanı yani yarısından fazlası buradan geldi.

Mayıs ayında enflasyonun yükselmesinde giyim ve ayakkabı fiyatlarının geçen yıldan daha fazla artış göstermesinin ve geçen yıl gerileyen konut grubu fiyatlarının bu yıl artmasının da önemli etkisi oldu.

Buna karşılık geçen yıl mayıs ayında artan ulaştırma grubu fiyatlannın bu yıl gerilemesi enflasyonun daha fazla yükseliş göstermesini engelledi. Burası biraz kafa karıştırabilir ama gıda fiyatlarındaki düşüşün “mevsim normalleri”nden (son 10 yılın ortalaması) daha yüksek olması ile giyim ve ayakkabı fiyatlarının mevsim normallerinden daha az artış göstermesi de enflasyonu frenleyen faktörler arasında yer aldı. Bu iki grupta mevsim normallerine yakın fiyat değişimleri yaşansaydı, mayıs ayında enflasyonu yükseltici etkileri daha güçlü olacaktı.

Mayıs ayında enflasyonu frenleyen bu faktörler yıllık enflasyonun çift haneye ulaşmasının da önüne geçti. Mayıs ayında yüzde 0,8 dolayındaki mevsim normallerine yakın bir enflasyon oranı ortaya çıksaydı, yıllık enflasyon yüzde lO’u bulacaktı.

ŞİMDİ DÜŞÜŞ ZAMANI

Döviz kurlarındaki sıçrama ve gıda fiyatlarındaki kuraklık kaynaklı tırmanış nedeniyle, enflasyonda yılbaşından beri yükseliş var. 2013’ü yüzde 7,4 düzeyinde kapatan yıllık tüketici enflasyonu şu anda 2 puandan daha fazla yukarıda. Fakat artık bu yükselişin sonuna geldik gibi görünüyor. Haziran ve temmuz aylarında “baz etkisi” sayesinde enflasyonda düşüş yaşanması ihtimali oldukça yüksek. Çünkü geçen yıl bu iki aydaki enflasyon oranları mevsim normallerinin epey üzerindeydi. Bu yıl aynı aylarda mevsim normallerine yakın enflasyon oranlarının çıkması bile yıllık enflasyonu yüzde 8,5’in altına çekebilecek.

Merkez Bankası, haziran ayında başlaması beklenen düşüşün yılın kalan döneminde de süreceğini ve 2014’ün yüzde 7,6 dolayında bir enflasyonla kapanacağını tahmin ediyor. Ancak bunun gerçekleşmesi biraz zor görünüyor. Çünkü ağustos ayından itibaren baz etkisi yeniden tersine dönecek ve bu ters etki kasım ayında epey güçlenecek. Yılın kalan döneminde mevsim normallerine yakın enflasyon oranlarının ortaya çıkması bile 2014’ün çift haneye yakın bir enflasyonla kapanması sonucunu verecek. Bu arada ağustos ayındaki cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde siyasi ortamın yeniden gerginleşmesi ve bunun döviz kurlarını olumsuz etkilemesi ihtimali de var. Ayrıca gıda fiyatlarını olumsuz etkileyen tarımdaki kuraklığın devam etmesi de yılın ikinci yarısında enflasyon konusunda iyimser olmayı zorlaştırıyor.

Reel kur normal değerine dönüyor

Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) bazlı ve 2003=100 temel yıllı Reel Efektif Döviz Kuru Endeksi’nin (REDK) değeri mayıs ayında 110,2 oldu. REDK’nin değeri önceki aya göre 2,3 puan yükseldi. REDK’nin değerinde nisan ayında ise 5,7 puanlık yükseliş olmuştu. Böylece iki ayda yaşanan yükseliş 8 puanı buldu.

Döviz kurlarında aralık ve ocak aylarında yaşanan sıçrama REDK’nin değerini hızla aşağı çekmiş ve üç ay boyunca 102 civarına oturtmuştu. Son iki ayda yaşanan yükselişle, REDK’nin değeri, bu düşüş öncesindeki düzeyine geri dönmüş oldu. Ayrıca bu yükseliş REDK’yi Merkez Bankası’mn normal olarak kabul ettiği seviyelere de geri getirdi. Geçen yıl yapılan açıklamalardan, Merkez Bankasının bu endeksteki 110 değerini aşırı değer kaybı, 120 değerini de aşırı değerlenme sınırı olarak kabul ettiğini biliyoruz. Bu durumda 110-120 arası da normal seviyelere işaret ediyor.

17 Aralık öncesinde 2 TL civarında olan ve ocak ayında bir ara 2,40 TL’ye yaklaşan dolar kuru, 30 Mart’taki yerel seçimlerin sonuçlanmasından bu yana 2,10 TL dolayında seyrediyor. Döviz kurları böyle seyretmeye devam ederse, REDK, normal değer aralığı içinde kalabilir. Ancak döviz kurlarının böyle seyretmeye ne kadar devam edeceğini bilemiyoruz. Ağustos ayında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde siyasi ortamın yeniden gerginleşmesi döviz kurlarında da yeni bir hareketlenmeye yol açabilir.

Satışlarda yıllık bazda hala artış var

Perakende satışlar nisan ayında geçen yılın aynı ayına göre reel olarak yüzde 5 arttı. Takvim etkisinden arındırılmış yıllık artış da aynı düzeyde gerçekleşti. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış perakende satışlarda önceki aya göre ise bir değişiklik olmadı.

Perakende satışlar mevsimsel düzeltilmiş olarak şubat ve mart aylarında düşüş göstermişti. Ancak ekonomideki durgunluğun henüz atlatılmadığı geçen yılın aynı aylarında satışların düşük olmasının getirdiği “baz etkisi” sayesinde, yıllık bazdaki artış devam etmişti. Bu sayede ilk çeyrekte perakende satışlar mevsimsel düzeltilmiş olarak önceki çeyrek döneme göre yüzde 0,6 düştüğü halde, geçen yıla göre yüzde 6,8 artmıştı.

Perakende satışların mevsimsel düzeltilmiş olarak olarak yerinde saydığı nisan ayında geçen yıla göre yüzde 5’lik artış yaşanması, ilk çeyreği kurtaran baz etkisinin hala devrede olduğunu gösteriyor. Söz konusu baz etkisi mayıs ayında zayıflayacak ama haziran ayında yeniden güçlenecek. Çünkü geçen yılın haziran ayında perakende satışlarda ciddi bir düşüş olmuştu.

Yerel seçimlerden sonra faizlerde yaşanan gevşeme de önümüzdeki aylarda satışlara biraz ivme kazandırabilir. Bu durumda perakende satışlarda ikinci çeyrekte de yıllık bazda önemli bir yükseliş yaşanması ihtimali var. Ancak cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde siyasi gerginliğin yeniden tırmanması ihtimali, yılın ikinci yarısı için risk yaratıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu