Haberler

En Mutlu Diller; İngilizce ve İspanyolca

Mutlu ya da mutsuz dil olur mu demeyin. Linguistikçiler araştırmışlar ve İngilizce ile îspanyonca’da insana kendisini mutlu hissettiren çok daha fazla sözcük olduğunu bulmuşlar.

KONUŞTUĞUNUZ dilin mutlu olup olmamanızda rolü olduğunu hiç düşünmüş müydünüz?

en mutlu diller

ABD’de Vermont Üniversitesinin bilim adamları düşünmüş ve ortaya ilginç sonuçlar çıkmış. Yapılan araştırmada, dünyada en çok konuşulan 10 dil ve her dilde en çok kullanılan 10 bin kelime seçilmiş. İngilizce, İspanyolca, Fransızca, Almanca, Korece, Çince, Rusça, Portekizce, Mısır Arap-çası ve Endonezya dilinde, insanı en çok rahatlatan kelimelere 10 üzerinden puan verildi. Örneğin, “ölüm” kelimesi 0.3 ile en düşük, “sevgi” 9.9 ile en yüksek puanı aldı. Araştırmacılar, insana kendini iyi hissettiren kelime sayısının İngilizce ve İspanyolca’da daha çok olduğunu fark ettiler.

POZİTİF SOSYAL ETKİLEŞİM

Üniversitenin matematik profesörlerinden Peter Dodds, “Aynı zamanda bu dilleri konuşan insanların olumlu kelimeleri, olumsuz kelimelerden çok daha fazla kullandığım da tespit ettik” diyor. Dilin, insanlığın oluşturduğu en büyük teknolojik ürün olduğuna dikkat çeken Dodds, pozitif sosyal etkileşimin, en çok İngilizce ve İspanyolca konuşulan ülkelerde görüldüğünü kaydediyor. Araştırmacılar, bu duruma “Pollyanna Hipotezi” adım veriyorlar. Bu hipotez, insanların, hayatın güzel taraflarına bakma eğilimini sembolize ediyor. Pollyanna, Amerikalı roman yazarı Eleanor Porter tarafından kaleme alınmış, çocuk edebiyatının en güzel klasiklerinden biri. Pollyanna’nm yaşam felsefesi, mutluluk oyunudur. O, her tür kötülükten bile mutluluk payı çıkarmayı çok iyi bilir. Bu erdemi, babasından almıştır. Öykü nerede mi geçiyor? Elbette ki Vermont’ta.

İngilizce bugün 60 kadar ülkenin resmi dili. Dünya nüfusunun dörtte biri İngilizce konuşuyor. Ana dili Çince olanların oranı bile yüzde ll’de kalır. Dilin kökeninin, ABD ya da İngiltere ile bağı yoktur. Bugün Danimarka’nın üzerinde bulunduğu Jutland Yarımadasının kuzeyindeki Angeln Adası’ndan çıkmış bir dildir. İletişim, bilim, enformasyon teknolojisi, iş ve eğlence dünyası, diplomasi, denizcilik, havacılık alanlarında dünyanın en yaygın kullanılan dilidir.

İspanyolca ise 19 ülkede yaklaşık 550 milyon kişi tarafından konuşuluyor. Tarihte Arapların Endülüs bölgesindeki varlığı nedeniyle İspanyolca’da çok sayıda Arapça kelime bulunuyor. Avrupa’nın en çok konuşulan beşinci dili.

Dil üzerine birkaç not

■ Bütün dünyada yedi binden fazla dil ve lehçe kullanılır. Asya ve Afrika, en çok dil çeşitliliğine sahip iki kıtadır. Asya’da 2 bin 200, Afrika’da bin 400 civarında dil konuşulur. Avrupa’da bile 225 yerel dil vardır.

■ Birleşmiş Milletler kayıtlarına göre dünya nüfusunun yüzde 90’ı tarafından konuşulan altı bin dili, internette ya da bilgisayar ortamında göremezsiniz.

■ Küçük Pasifik ülkesi Papua Yeni Gine’de 830 dil konuşulur. ABD’de “resmi dil” yoktur. Güney Afrika’da ise 11 resmi dil bulunur.

■ Buna karşılık her 14 günde bir, bir yerel dil kaybolmaktadır. Örneğin Meksika’da yerel Ayapaneco dilini bilen iki kişi vardır. Onlar da birbirine küstür.

■ Almanlar bile, İngilizce istilası yüzünden, dillerinin tehlike altında olduğuna inanmaktadır. Oysa “show”, “news”, “talk”, “fun” gibi İngilizce kelimeler Almanca’da yüzyıllardır kullanılmaktadır.

■ Pek çok dilin kökeni olan Latince, bugün İsviçre ve Vatikan’da hala konuşulur. Vatikan’da ATM’lerin dili Latince’dir.

■ Dünya nüfusunun yarısı, iki veya daha fazla dil konuşur. Küreselleşme nedeniyle insanlar daha fazla yabancıyla karşılaşmakta, daha çok dil öğrenme ihtiyacı hissetmekteler.

■ Pek çok dil, 50 binden fazla kelime içerir. İngilizce’de (diğer dillerden de alınan] 500 bin kadar kelime vardır. Ancak bunun 30-40 bini kullanılır. Bazı diller ise birkaç yüz kelimeden ibarettir.

■ Çin alfabesinde 50 bin harf vardır. Bir gazete okumak için en az iki bin harf bilmek zorundasınız.

■ Bir bebek, bir yılını doldurduğunda, anlamlı birkaç kelime söyleyebilmen, üç yaşında cümle kurabilmeli, beş yaşında birkaç bin kelimelik dağarcığa sahip olmalıdır.

■ İkinci Dünya Savaşı sırasında bütün askeri mesajlar, düşmanın anlamaması için şifreli gönderilmiş, fakat karşı taraf şifreyi birkaç saatte kırmakta zorlanmamıştır. Amerikan askerlerinin, Navajo Kızılderilileri’nin dilinde gönderdiği şifreler ise hiç kırılamamıştır.

■ Birden fazla dil bilmenin iki avantajı vardır. Biri, insanları ve kültürleri daha iyi anlayabilmek, diğeri iş imkanlarını genişletmektir. Özellikle çok uluslu şirketler birden çok dil konuşabilen elemanları tercih ediyor.

■ Göçmen ve mülteci akını nedeniyle Avrupa, çok dilli toplumlar barındırır. Örneğin Londra’da 300 kadar farklı dil konuşulmaktadır.

■ İspanya’nın kuzeyi ile Fransa’nın güneyinde konuşulan Basque dili, dünyanın öğrenmesi en zor dilidir. Başka hiçbir dile benzemez. Kendine özgü grameri vardır.

■ Dünyanın bütün ülkelerinde birden fazla dil konuşulur. Sadece Somali’de halkın yüzde 100’ü Somali dilini kullanır.

■ Bir ülkede hükümetler, iş dünyasını hangi dilde kontrol altında tutabiliyor ve yönetebiliyorsa, resmi dil odur.

■ İngilizce’de en uzun kelimenin “typewriter” (yazı makinesi) olduğunu biliyor muydunuz? Kolay yazılması için bu kelimeyi oluşturan harfler, Amerikan tipi klavyede en üst sıraya konmuştur. Elbette ki daha uzun kelimeler de vardır. Ancak hepsi diğer dillerden “ödünç” alınmıştır.

■ Radyo ve televizyon spikerleri günde 9-10 bin kelime konuşurken bu rakam fabrika işçilerinde bin 500-2 bine düşer.

■ Uzun kelime korkusunun adı, HIPPOPOTOMONSTROSESOUIPPEDALlOPHOBlA’dır.

■ Havvaii’de patatesi tanımlayan 108, muzu tanımlayan 47 farklı kelime kullanılır. Arnavutluk’ta bıyık anlamına gelen 27, Afrika ülkelerinde deve için kullanılan 43 kelime vardır.

■ “Buffalo buffalo in Buffalo”. Bu cümleyi anlamsız mı buluyorsunuz? Birincisi bizon demektir. İkincisi hayvan gibi davranmak fiilidir. Üçüncüsü ise ABD’nin New York eyaletinde bir kent adıdır. Cümle doğrudur.

■ Hindu dilinde “kal”, hem dün hem yarın demektir. Anlamı, geçmiş veya gelecek ifade eden cümle yapısı belirler.

■ Endonezya’da biri size “hava” diyorsa “su”dan bahsediyordur.

■ Japonya’da hastanelerde 4, 9,14,19 ve 42 numaralı odalar bulunmaz. Çünkü bu rakamların telaffuzu, dolaylı ya da dolaysız olarak “ölüm” anlamına gelir.

■ Rusça’da demiryolu istasyonlarına “vokzal” denir. Rusça bir kelime değildir. Sebebi, 1840’ta bir Rus heyetinin Londra’ya gitmesi, Wauxhall İstasyonu’nda inceleme yaparken özel isim olan Wauxhall’ün istasyon anlamına geldiğini zannetmesidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu