Bilim - Teknoloji - İnovasyon

Elektrikle Çalışan Yük Gemisi Tesla

150 yıllık otomotiv endüstrisi elektriklenir de, en az dört bin yıllık denizcilik endüstrisi bu işten geri kalır mı? Hollandalı bir şirket dünyanın ilk yüzde yüz elektrikli gemisini inşa ediyor. Denizcilikte yepyeni bir dönem başlayacak…

AVRUPA’NIN ilk elektrikli gemisi yılsonuna doğru Hollanda’nın Amsterdam, Rotterdam ve Belçika’nın Antwerp limanları arasında mekik dokuyup yük taşımaya başlayacak. Böylece gemilerin de herhangi bir motor emisyonu olmadan sessiz ve temiz bir şekilde sefer yapması için önemli bir adım atılmış olacak.

Otomotiv dünyasında olduğu gibi denizlerde de önce hibrid (melez) gemiler kullanılmaya başlandı. Bu gemiler hem dizel hem elektrik motorlarıyla çalışıyor. Fakat bir Hollanda şirketi olan Port Liner, yüzde yüz elektrik gücüyle çalışan gemi yapmayı başardığını açıkladı. “Tesla” lakaplı geminin, denizlerdeki nakliyatta bir devrim niteliğinde olduğu belirtildi.

Alman haber ajansı Deutsche Welle’nin haberine göre, Port Liner’ın Tonvan başkanı Ton Meegen  “Artık dizel makineleri olan gemiler yapmak bizim için bir anlam ifade etmiyor.” diyor. Avrupa Birliği’nin mali desteğinde 100 milyon euro’ya (124 milyon ABD Doları’na) mal olan gemi, dizel makineli gemilerden çok daha uzun ömürlü olacak. Bundan sonraki gözde enerji elektrik olduğundan, endüstriye uyum sağlamakta da hiç zorlanmayacak.

KIZAĞA KONULDU

Prototipin yanı sıra dört geminin omurgasının tersanelerde kızağa konduğunu belirten van Meegen, gemi bataryalarının karbon salımı olmayan enerjiyle şarj edileceğini, şimdilik kaydıyla her geminin 48 konteyner taşıyabileceğini söylüyor. Çin yapımı “OOCL Hong Kong” gemisinin 21 bin 413 konteyner’lik kapasitesinin yanında 48 konteyner çok düşük bir rakam gibi gözüküyor. Oysa Tesla gemisi, 23 bin tırı karayollarından çıkaracak kapasitede. Tesla’nın sekiz kişilik mürettebatı var ama gelecekte otonom olarak hareket edebilecek sistemle donatılabilecek.

Dizel makinelerle çalışan gemiler, nitrojen oksit (NOx) ve sülfür oksit (SOx) gibi emisyonlar çıkarıyor. Bu gazlar da astım, akciğer kanseri ve kalp hastalıklarına neden oluyor. Dünyada halen 50-55 bin gemi olduğu düşünüldüğünde, kirliliğin boyutları daha kolay anlaşılıyor.

Ancak Avrupa Komisyonu’nun raporlarına göre yük ve yolcu gemileri, küresel sera gazı emisyonlarının sadece yüzde 3’ünde pay sahibi. Fabrikalar temiz enerji kaynakları kullanmaya, otomobil üreticileri dizel motorlardan vazgeçmeye zorlanırken deniz ticaretinde herhangi bir önlem alınmıyor. Her yıl irili ufaklı yüzlerce gemi, küresel deniz ticaret filosuna katılıyor.

EMİSYONLAR KISITLANIYOR

Birleşmiş Milletler’e bağlı olarak çalışan ve gemicilik endüstrisine ilişkin kuralları düzenleyen Uluslararası Denizcilik Örgütü IMO (International Maritime Organization), 2020 yılından başlamak üzere, gemi bacalarından çıkacak sülfür emisyonunun miktarını yüzde 3.5’ten yüzde 0.5’e çekti. Böylece dünyada astımlı çocuk sayısının yarıya indirilmesi hedefleniyor. Hepsi gemi emisyonlarından kaynaklanmasa da bütün dünyada her yıl 14 milyon astımlı çocuk vakası görülüyor. Uluslararası Denizciler Odası ICS (International Cham-ber of Shipping) Genel Sekreteri Peter Hinchliffe de, Paris iklim anlaşması çerçevesinde gemilerin karbondioksit (C02) emisyonlarının azaltılacağını hatırlattı.

Brüksel merkezli bir şirkette çalışan, havacılık ve denizcilik uzmanı Lucy Gilliam’ın görüşü ise şöyle: “Herkes, bataryaların hantal ve yetersiz olduğunu düşünüyor. Oysa son yıllarda bu alanda çok yol alındı. Bataryaların gemiler için ağır olduğu düşünülüyor. Onlar, dizel makinelerle çalışan gemilerin yakıt depolarından daha ağır değiller. İngiltere’nin Dover ve Fransa’nın Calais limanları arasında çalışacak bir feribotta bataryalar, toplam gemi tonajının yüzde l’inden daha fazlasını oluşturmayacak. Günümüzde bataryalar o kadar güçlü ki, değil gemileri hareket ettirmek, uçakları bile uçurmaya yetecek kapasitede.”

BAŞKALARI DAVAR

Her iyi gelişmede bazı dezavantajlar da olduğu muhakkak. Gemilerin büyük çoğunluğu okyanus aşırı seferler yapıyor. Özellikle Atlas Okyanusu’nda. Bu da, gemilerin liman görmeden 7-8 gün denizlerde kalması anlamına geliyor. Bu gemiler, şarj etmeden bu kadar uzun yolları nasıl kat edecek?

Değil yakın gelecekte, orta vadede bile gemilerin tamamen temiz enerjiyle çalışamayacağı anlaşılıyor. Bir başka dezavantaj ise vergiler. Ülkeler genelde elektriğe ağır vergiler koyuyorlar. Gemilerde kullanılan yakıtlara değil.

Her şeye rağmen elektrikli gemiler, denizleri dalgalandırmaya devam ediyor. “Tesla”, bu alanda yalnız mı? Hayır. Norveç’te orta ölçekli feribotlar, elektrikle çalışıyor. “MS Ampere” bunlardan biri. Üstelik 2015’ten beri hiçbir aksaklık göstermeden hizmet veriyor. Feribot operatörü Scandlines, Almanya ile Danimarka arasında hibrid gemiler de işletiyor.

Çin de tamamı elektrik enerjisiyle çalışan ilk kargo gemisini yaptı. Bir şarjda 50 mil yolu, saatte 8 mil hızla alabilen bu gemi, 2 bin 200 ton kargo taşıyabiliyor.

Geminin bataryalarının tekrar doldurulması için gerekli zaman ise sadece iki saat. Bu, yükün boşaltılmasından daha kısa bir süre. Geminin batarya sistemi, bin adet lityum-iyon pilinden oluşuyor.

Çinliler, okyanus aşacak elektrikli gemileri de en kısa sürede yapacaklarını iddia ediyorlar. Bunlar çok hızlı gemiler olmayacaklar ama sonuçta Mavi Kurdele (Blue Riband) de almayacaklar (Mavi Kurdele, İngiltere’nin Southampton ve ABD’nin New York limanları arasındaki mesafeyi en kısa sürede alan gemilere, 1930’lu yıllardan beri verilen nişandır).

Rakamlarla denizcilik endüstrisi

■ Bugün, dünyanın dört bir köşesinden gelmiş ürünleri ucuza satın alabiliyorsak, gemicilik endüstrisi sayesindedir. Bu endüstri, insanlık tarihinin en eski endüstrisidir.

■ Gemiler, dünya ticaretinin yüzde 90’ını taşırlar.

■ 2016’da denizyoluyla 15 milyar ton kargo taşınmış, 600 milyar dolarlık taşıma ücreti tahsil edilmiştir.

■ Beş tür yük taşıma gemisi vardır: Genel kargo gemileri, dökme yük gemileri, balıkçı gemileri, konteyner gemileri ve tankerler.

■ Bir konteyner gemisinin makineleri, bin otomobilin motor gücüne eşittir. Ama buna karşılık, saatte en fazla 26.5 mil hızla gidebilirler. Bu da saatte 42.4 km eder.

■ Konteyner taşımacılığı Amerikalı kamyon nakliyatçısı Malcolm McLean tarafından 1955’te icat edilmiştir. Böylece deniz ticaret hacmi, üç kat artmış, malların da yüzde 95 oranında güvenliği sağlanmıştır.

■ Dalgalı denizlerde konteynerler denize düşebilir. Kapalı olduklarından batmazlar. Fakat su seviyesinde yüzerler. Bu da yelkenli tekneler için tehlike arz eder.

■ Bir kargo gemisi bir yılda, Dünya ile Ay arasındaki mesafenin yüzde 75’ini kat edebilir (288 bin km).

■ 15 bin konteynerlik bir gemi, bir defada yaklaşık 750 milyon muz taşıyabilir. Bu da 741 milyon nüfuslu Avrupa’da her bireye, birden fazla muz düşmesi anlamına gelir.

■ En büyük gemi filosuna sahip ülkeler, Yunanistan, Almanya ve Japonya’dır. Yunanistan, deniz taşımacılığında yüzde 16’lık paya sahiptir. Dünya denizcilerinin üçte birini de Filipinliler oluşturur.

■ Denizciler ketumdur. Çok iyi sır saklarlar. Örneğin Yunanlı Armatörler Birliği’nin kaç üyesi olduğunu hiç kimse bilmez.

■ Denizlerde hayalet gemiler de dolaşır. 1931’de Alaska açıklarında terk edilmiş olan “Baychimo” adlı gemi, 1969’da hala Arktik sularda sürüklenirken görülmüştür. Rusların terk edilmiş bir yolcu gemisi de 2013 yılından beri uluslararası sularda başıboş dolaşmaktadır.

■ Bütün dünyada 1.5 milyon kişi, denizcilik endüstrisinde çalışır. Ancak bunların yüzde 33’ü, günlerce yakınlarıyla ya da arkadaşlarıyla iletişim kurma imkanına sahip olmaz.

■ Dünyanın öbür ucundan gemiyle ithal edilen bir kutu içeceğin nakliye masrafı, sadece 1 cent’tir. Deniz nakliyatı o kadar ucuzdur ki, İngilizler tonlarca morina balığını 18 bin km uzaklıktaki Çin’e kesilmeye gönderir ve filetosu çıkarılmış balıkları yine İngiltere’ye getirir. Bu maliyet, İngiltere’de balık işlemek için gerekli iş gücünden çok daha ucuzdur.

■ Bu yazıyı okuduğunuz sırada, dünyada 20 milyon konteyner hareket halindedir. Bunun sadece yüzde 2-10 kadarı gümrüklerde kontrol edilmektedir.

■ Ne yazık ki her yıl iki binden fazla denizci denizlerde hayatını kaybeder; gerek doğal sebeplerden gerekse de kazalar nedeniyle. Günde ortalama iki gemi ya batar ya kullanılmaz hale gelir ya da eskiliğinden dolayı seferden çekilir. Bunlara rağmen deniz taşımacılığı en güvenli yoldur.

Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO)

Birleşmiş Milletler bünyesinde yer alan bir uzmanlık kuruluşudur. 1959’da IMCO [Intergovernmental Maritime Consultative Organization -Hükümetler arası Denizcilik Danışma Örgütü] adıyla faaliyete geçen teşkilatın amacı; deniz taşımacılığında güvenliğin sağlanması, denizlerin kirlenmesinin önlenmesi, bu alanda maritime ortaya çıkacak hukuki sorunların giderilmesi, ülkeler arasında işbirliğinin sağlanmasıdır. Bugünkü adını 1982’de alan örgüt; bütün üyelerin katıldığı bir Meclis, seçilen 24 üyenin oluşturduğu Konsey, Hukuk Komitesi, Seyir Güvenliği Komitesi ve diğer komitelerden meydana gelir. Merkezi Londra’dadır.

Neden Tesla?

Hollanda’da yapılan ve tamamen elektrik enerjisiyle çalışacak konteyner gemilerine, resmi olarak değilse de, “Tesla” lakabı yakıştırılıyor. Nikola Tesla [1856-1943], Sırp asıllı Amerikalı elektrik dâhisi idi. Elektrik ampulünün mucidi Amerikalı Thomas Edison’un Paris laboratuvarında çalıştı. Daha sonra ABD’ye gitti. Fakat Edison ile ters düştü. Edison, buluşu için dinamo merkezleri kurma çabasındayken Tesla, dalgalı akım üretti. Çünkü alternatörlerle üretilen dalgalı akım, onlarca kilometre uzağa gönderilebiliyordu. Edison’un doğru akım üreten dinamoları, sadece birkaç yüz metre çevresindeki evlere ulaşabiliyordu. Dolayısıyla bugün evlerde kullandığımız elektrik, dalgalı akım. Tesla, kullandığımız ya da kullanmadığımız pek çok icada imza attı. Hiç birinden patent almadı. İş adamlarıyla yaptığı anlaşmalarda bile para konuşmadı.

87 yaşında bir otel odasında beş parasız öldü.

ALEV RİGEL

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu