Bilim - Teknoloji - İnovasyon

Dünya, teknoloji savaşında

Teknoloji yarışı

DÜNYANIN bütün ulusları ve şirketleri, ABD ve Çin arasında yaşanan, teknolojinin geleceği mücadelesinin içine çekiliyor. Küresel tedarik zincirlerini kıran ve işleri kazançlı pazarların dışına iten böyle bir çatışmada taraflar, ya ABD ya da Çin’den yana olmaya zorlanıyor. Savaş, 2018 Aralık ayında, Huawei’nin baş mali direktörü Sabrina Meng’in Kanada’da gözaltına alınmasıyla patlak verdi. Babası Ren Zhengfei’nin kurduğu, Çin cn büyük özel telefon hizmetleri şirketi Huavvei’nin yönetim kurulunda da yer alan Meng, özel uçağıyla Vancouver Uluslararası Havaalanından Meksika’ya gitmek üzereyken engellendi ve üç saat sorgulandıktan sonra tutuklandı. Gerekçe, Huavvei’nin İran’la ticari ilişkiler kurarak ABD’nin bu ülkeye olan ambargosunu delmekti. Meng, daha sonra Amerikan şirketlerinden ticari sırlar çalmakla ve büyük bankalara yanlış bilgiler vermekle de suçlandı. Suçlu bulunduğu takdirde on yıl hapis cezası istemiyle yargılanacak.

On milyon dolarlık kefaletle serbest bırakılan ve Cathy Meng olarak da bilinen Sabrina Meng, halen ev hapsinde (elektronik gözetim altında) bulunduruluyor. Meng’in Kanada üzerinden Meksika’ya gitme sebebi, Kanada’da daimi oturma izni almış olması.

“DAHA AZ GLOBAL BİR DÜNYA”

Çin açısından son felaket, TikTok oldu. ABD Dışişleri Bakam Mike Pompeii, Amerikan televizyonu Fox News’a verdiği demeçte, Çin’in sosyal medya uygulamalarını, Tik Tok dahil, yasaklamayı düşündüklerini açıklamıştı. Hindistan, TikTok ile birlikte, Çin kaynaklı 59 sosyal medya uygulamasını daha önce yasaklamıştı.

“Başkan Trump bir açıklama yapmadan önce kesin bir şey söylemek istemiyorum” diyen Pompeii, TikTok’un başında Amerikalı bir CEO bulunmasının, kararlarında bir etkisi olmayacağını da kaydetti. Çin ve ABD arasındaki ticaret savaşları, pandemi krizi, Çin’in Hong Kong konusunda sert bir politika izlemesi, Hindistan’la sınır anlaşmazlığında 20 Hintli askerin öldürülmesi ve iki ülkenin savaşın eşiğine gelmesi, ABD’de Çin lehine rüzgarlar estirmiyor.

Amerikan CNN televizyonunun değerlendirmesine göre ABD ve Çin, bir süredir yapay zeka, süper bilgisayarlar, süper hızlı 5G mobil iletişim ağları ve diğer yüksek teknoloji alanlarında kıyasıya bir rekabet içindeler. Bu rekabet, savaşa dönüştü. Diğer ülkeler de ortak olarak ya ABD’yi ya da Çin’i seçecekler.

Örneğin Birleşik Krallık. Çin’in 5G şebekesini bu ülkede kurmaya yardımcı olup olamayacağı konusunda tereddütleri olan Birleşik Krallık, kararlarını yeniden gözden geçirmeye başladı bile. îngilizlerin tereddüdü, ABD’nin Huavvei’yi hedef alan suçlamalarından sonra oluştu. Strateji ve Uluslararası İş Okulu INSEAD profesörlerinden Michael Witt, “Benim izlenimim odur ki, teknoloji şirketleri, daha az globalleşmiş bir dünyaya uyandıklarını yeni yeni fark ediyor” diyor.

İLİŞKİLER GİDEREK GERİLİYOR

ABD ve Çin, on yıllardır teknoloji konusunda çelişki içinde. ABD’de 1980’lerde IBM ve Microsoft’un, ülkeyi yüksek teknoloji ürünleriyle şekillendirdiği bir dönemde Çin, interneti kendi vatandaşlarına yasaklıyordu. Çinliler, Batılıların Çin Şeddi benzetmesiyle, ülkenin tamamında “Büyük Güvenlik Duvarı” oluşturdular. Geniş kapsamlı bir sansür mekanizması Çinlilerin, yönetimin istemediği sitelere girişlerini engelliyordu. Çin’in kapalı ve kontrollü interneti, diğer otoriter ülkelere de cazip gelmişti. Rusya, ülkesindeki internet ağının kurulmasında Çin’in teknik yardımını aldı.

Geleceğin teknolojik gelişmede yattığını anlayan Çin, tekno yatırımlarına ağırlık verdi. Çünkü teknolojik ürünler için yabancılara milyarlarca dolar para akıtmak istemiyordu. Kablosuz iletişim ürünlerini, mikroçipleri ve robotları kendi yapmalıydı. Ancak bu, hemen olacak bir şey değildi. Çin, geçen yıl 306 milyar dolar değerinde teknolojik ürün ithal etti. Bu rakam, ülkenin toplam ithalatının yüzde 15’ine karşılık geliyor.

Bunun üzerine ABD, Çin’in ilerlemesini sınırlandırmanın yollarını aradı. Trump yönetimi Çin’i, ABD teknolojisini çalmakla suçladı. 2018 yılından beri iki ülke arasındaki ticaret savaşlarının altında yatan sebep bu. Ticaret sırlarının çalınması suçlamalarını reddeden Çin, her tür ticaretin ikili ilişkilerde öngörülen esaslara göre yapıldığı konusunda teminat verdi ama inandırıcı olamadı. Halen ABD’nin korkusu, Uzak Doğu’daki iki büyük müttefiki, Güney Kore ve Tayvan’ın, Çin’den yana tavır alması.

Birkaç kesit

“Teknoloji hayatı kolaylaştırır, sanat ise güzelleştirir” derler. Bugünlere binlerce teknolojik yenilikle geldik. Daha da binlercesi gelecek. Ucu bucağı olmayan bir derya. Yüzden fazla buluş, otomobili ortaya çıkardı. Size birkaç ilginç not aktarıyoruz. Aslında bu notlar bir kitap olur ama hepsini vermek mümkün değil.

• Radyonun 50 milyon kullanıcısı olması için icadının üzerinden 50 yıl geçmesi gerekti. Oysa portatif bir medya çalar olan iPod’un aynı sayıda kullanıcıya ulaşması sadece üç yıl sürdü.

• 1826’da çekilen ilk fotoğrafın, poz süresi sekiz saatti. Bugün amatörler bile saniyenin binde biri kadar kısa sürede fotoğraf çeken makineler kullanıyor.

• Çipli kredi kartları, yeni yeni kullanılmaya başlandı. Halbuki çip teknolojisi 1986’dan beri mevcut.

Bu tip kartlan önce Fransa, sonra da Almanya kullanmaya başladı.

• IPad’lerden veya ekranı olan diğer elektronik cihazlardan kitap okumak artık çok moda. Bir gün bütün kitapların elektronik 7- ortama gireceği beklentisi içindeyiz. Ama elektronik ortamda kitap okumanın sizi yavaşlattığını ve gözlerinizi I, yorduğunu hiç düşünmüş müydünüz?

• Küresel konumlama sistemi GPS, harika bir buluş. Önce askerler kullandı. ABD’nin eski başkanlarından Ronald Reagan, bu buluşu halka açtı. Hem de ücretsiz olarak. Ama sistemi işletmek, her gün iki milyon dolara mal oluyor. ABD’li vergi mükellefleri sağ olsun.

• Amerikalı Doug Engelbart, 1964 yılında bilgisayar mouse’unu icat ettiğinde, bu cihaz avuca bile sığmayan oldukça büyük bir tahta kutu şeklindeydi. Bugün mouse yerine kullanılan pek çok araç var. Ama mouse en kullanışlısı.

• Eskiden bilgisayardaki verileri kopyalamak için disk ve disket kullanırdık. 720 KB veya 1.44 MB kapasiteleri vardı.

Halen veri depolama ortamı olarak USB bellekler kullanılıyor. Bugün 128 GB kapasitesi olan bellekler var. Disketlerin 500 bin veya bir milyon katı. Ama kullanıcıların yüzde 86’sı USB belleği, bilgisayardaki yuvasına ters takmaya çalışıyor.

• İlk alarmlı masa saatini 1787’de Levi Hutchins icat etti. Sadece sabaha karşı 4.00’de çalıyordu. İstenen saate ayarlanan alarmlı saatlerin piyasaya çıkması için tam yüz yıl geçmesi gerekecekti.

• ABD hükümeti 2010 yılında, bin 760 adet PlayStation3 oyun konsolu satın aldı. Ama oyun oynamak için değil. Bu konsollardan, Savunma Bakanlığı için bir süperbilgisayar inşa edildi. Çünkü bu konsolların devreleri, hem etkiliydi hem de maliyeti düşüktü.

• Bugün piyasalarda barkodsuz ürün yok. Barkod, 1952 yılında Norman Joseph VVoodland tarafından icat edildi. Ama hiç bir alanda kullanılamadı. IBM, 22 yıl sonra barkodu, ürün etiketlemede kullandı. 1974’te barkodla fiyatı okunan ilk ürün, bir paket çikletti.

• Sizi ameliyat edecek operatör, bir video oyunu meraklısı ise şanslısınız demektir. Haftada üç saatten fazla video oyunu oynayan operatörler, ameliyatta yüzde 37 oranında daha az hata yapıyor. Pek çok ameliyatı da gereken süreden yüzde 42 oranında daha kısa zamanda bitiriyorlar.

• Çok değil, iki yıl öncesine kadar 2.1 milyon Amerikalı, internete bağlanmak için hala numara çevirmeli sistemler kullanıyordu. Özellikle kırsal kesimlerde bu yöntem uygulanıyordu. Çünkü hızlı internet bağlantısı hem pahalı hem güvenilmezdi. Oysa eski usulün aylık maliyeti sadece 20 dolardı.

• 1993’te bir Sovyet kozmonotu, uzay görevine çıkarken yanına Nintendo oyun konsolu aldı. Bu konsol, üç bin kez dünyayı dolaştı ve dünyaya getirildiğinde de bir müzayedede bin 220 dolara satıldı.

• Her ay, Google üzerinden 35 milyar arama yapılıyor. İlk arama motoru, 1995’te hizmete giren AltaVista idi. Ama “ilk olma” özelliğini kullanamadı. 2013’te Yahoo tarafından kapatıldı.

• Cep telefonlarının, arandığını belirten titreşim özelliği, gürültülü ortamlarda kolaylık sağlıyor.

Ama kullanıcılar, aranmasalar bile sık sık telefonlarının titreştiğini sanıyorlar. Bunun sebebi, psikologlara göre, kişinin telefonuyla çok fazla ilgili olması.

• Apple’ın ilginç bir sigara yasağı var. Herhangi bir Apple cihazını sigara içiyorken kullanırsanız, garantisini kaybediyorsunuz.

• Bebek isimleri de teknolojiye ayak uydurdu. 2010’lardan itibaren anne-babalar, bebeklerine “Apple”, “Mac”, “Siri” gibi adlar koymaya başladı.

• Görme engelli kişiler de cep telefonu kullanabiliyor. Braille alfabesiyle hazırlanmış cep telefonları, görme engelli kişinin girdi yapmasını ve çıktıları da okumasını sağlıyor. Kullanıcı, özel iğnelerin inip çıkmasıyla mesajı veya bilgiyi okuyabiliyor.

,J• Filipinliler, sosyal medyayı Amerikalılardan daha çok kullanır. Filipinlilerde bu oran yüzde 93 iken Amerikalılarda yüzde 74.

• Her ay, altı binden fazla bilgisayar virüsü üretilir ve sisteme salınır. Virüs koruma programınız, 6001’inci virüsü tanımaz ve koruma sağlamaz. 1990’da bilinen 50 virüs vardı. İlk virüs ise zararsızdı. Sadece ekranda “Ben bir sürüngenim. Yakalayabilirsen yakala” mesajı çıkarıyordu. Bugün e-postaların yüzde 90’ı kötü niyetli yazılım taşır. Ama pek çok kimse, bunun farkına varmaz.

• Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi NASA’nın internet hızı saniyede 91 Gb. Sıradan bir evdeki internet hızı ise saniyede 25 Mb.

• Yedi milyar 700 milyonluk dünyamızda, nüfusun altı milyardan fazlasının cep telefonu var. Ama sadece 4.5 milyar kişinin, güvenle ihtiyacını gidereceği tuvaleti var.

• Sanayi Devrimi’nden bu yana pek çok kişi, teknolojiden korkuyor. Buna “teknofobi” deniyor. Korkunun sebebi, teknolojinin bir gün insanları ele geçirmeye başlaması.

• Sadece ABD’de her yıl 220 milyon ton, eski bilgisayar ve elektronik alet çöpe atılıyor.

• Dünyanın en pahalı telefon abone numarası, Çatar Telecom tarafından 2006’da satıldı. Adı gizli tutulan bir alıcı, iki milyon 750 bin dolara, 666-6666 numarasını satın aldı.

• Facebook’un kurucusu, Mark Zuckerberg, renk körü. En iyi gördüğü renk, mavi. Bu nedenle sitesindeki renk, mavi ağırlıklı. Ama “yeşil”i de çok iyi görüyor olmalı (ABD Doları’na argoda “yeşil” deniyor).

• ABD’de son 20 yılda evlenen çiftlerin yüzde 40’ı, online ortamda tanışmış. Arkadaş vasıtasıyla tanışma olayı ise yüzde 13 oranında gerilemiş.

• Günde bir saatten fazla zamanını sosyal medyada geçiren çocukların, hayatta mutlu olma şanslarının çok az olduğu saptanmış. Sadece annesiyle ya da babasıyla yaşayan çocukların mutlu olma ihtimalleri daha yüksek.

• ABD’de son yirmi yıldır, nükleer füzelerin ateşlenme talimatı için kullanılan şifre, sekiz tane sıfırdan oluşuyormuş. Hava kuvvetleri bunu yalanlıyor ama eski bir subayın iddiası böyle. Şanslıymışız…

• Avrupa, Amerika, Avustralya ve Asya’da, kullanılan paranın yüzde 90’ı dijital. Bu da, dünya ticaretinde sadece yüzde 8 oranında fiziki para kullanıldığı anlamına geliyor.

• Teknoloji şirketleri yeni ürünlerini, piyasaya çıkarmadan önce Yeni Zelanda’da deniyor. Testler için bu ülkenin harika bir yer olmasının sebebi, dünyanın uzak bir köşesi olması. Ürün başarısız olursa, haberinin yayılma ihtimali çok düşük.

• Amazon’un depolarında 2013 yılında etkin olan bin kadar robot vardı. 2017’de bu rakam, 45 bine çıktı.

• Posta güvercinleri, 2010 yılına kadar internetten daha hızlıydı. Yüklü bir dosyayı, internetten indirmeniz iki saat sürüyordu. Oysa bu dosyayı bir USB belleğe alıp, bunu güvercinle 50 millik mesafeye bir saatte ulaştırabiliyordunuz.

ALEV RİGEL

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu