Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

Dolar, borsa ve faiz nerede duracak?

Piyasanın en çok yanıtını aradığı soru, dolar, borsa ve faiz nerede duracak? Bu soruya yanıt aradık. Sonbaharda yeni bir erken seçimi fiyatlayan piyasalar, FED’in faiz artırım hamlesini de bekliyor. Bu koşullarda Merkez Bankası’ndan faiz hamlesi gelebilir. Ancak bunun yaraya ne kadar merhem olacağı şüpheli. İşte tüm bu piyasa koşullarında uzmanların tahminlerini ve yatırım stratejilerini derledik.

7 Haziran’da yapılan genel seçimde tek parti iktidarı döneminin sona ermesiyle, gözler koalisyon görüşmelerine çevrilmişti. Seçimin ardından sert satış yiyen piyasalar, sonrasında koalisyon görüşmeleri sürecinde dalgalı bir dönem geçirdi. Olumlu haberler, kur ve faizde aşağı yönlü, borsada yukarı yönlü hareketler getirdi. Olumsuz haberlerde ise tam tersi oldu.

pi-1

Son gelinen noktada ise, bu yazıyı yazdığımız sırada, hükümetin kurulması için sınırı oluşturan 45 günlük süre tamamlanmak üzereyken henüz bir sonuç alınamamıştı. Dergimizin piyasaya çıktığı pazar günü dolacak olan bu süre tamamlanınca, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimleri yenileme yetkisi var. Erdoğan bu yetkisini kullanacağını çok önceden açıkladığı için, biz bu yazıyı yazarken sonbaharda bir seçim hazırlığı başlamıştı bile. Eğer dergimiz baskıdayken bir sürpriz yaşanmamışsa, siz bu satırları okurken tekrar seçim kararı alınmış olabilir.

işte bu olasılık geçen hafta piyasalarda çok sert hareketlerin yaşanmasına neden oldu. Bu siyasi gelişmelerin yanında FED’in eylül ayında faiz artırımına başlayacağı beklentisi, hızı artan terör olayları ve bölgesel risklerin de etkisiyle, dolar kuru 3 TL ile tarihi rekor seviyelerini zorlarken, gösterge faizde çift haneli seviyeler, BlST-lOO’de ise 75.000’in altında görüldü. Böylece daha önce yapılmış olan bütün hesaplar alt üst oldu. Şimdi herkes harıl harıl önümüzdeki dönemde neler olacağını öngörmeye çalışıyor.

DÖRT CEO’NUN GÖRÜŞLERİ

Bu hafta belirsizliklerle dolu bu yeni dönemi ve yatırım stratejilerini piyasanın önemli isimleriyle konuştuk. Öncelikle 26 Temmuz tarihinde yayınlanan dergimizde yer alan ‘Piyasada Siyasi Hesaplar’ kapak haberinde doğru öngörüsüyle öne çıkan dört CEO’dan yeni beklentilerini aldık. Bu isimler, Deniz Portföy Genel Müdürü Fatih Arabacıoğlu, Ata Portföy Genel Müdürü Mehmet Gerz, Alan Yatırım Genel Müdürü Metin Aytekin ve Yatırım Finansman Genel Müdürü Şeniz Yarcan. Yine piyasanın önde gelen aracı kuruluş ve portföy yönetim şirketlerinin üst düzey yöneticileriyle konuştuk. Haberimizin detaylarında borsa, döviz, faiz ve altın piyasasına yönelik kritik mesajları bulabileceksiniz. Bu görüşlere detaylıca girmeden önce ana hatlarıyla bakalım. Bir hedef vermek zor olmakla birlikte, siyasi tansiyon ve FED etkisiyle, seçim gerçekleşene kadar dolar kurunda 3 TL’nin üzerinde 3,10’ların görülebileceği ifade ediliyor. BÎST-100 Endeksi’nde olumsuzluk ciddi ölçüde fiyatlanmış olmakla birlikte 70.000’e sarkmalar görebiliriz. Gösterge faizde ise çift haneli seviyeler devam edecek gibi görünüyor. Mevduat faizleri de bono/tahvil faizlerinin 2.5-3 puan üzerinde seyrediyor. Önerilen portföylerde biraz daha uzun vadeyi düşünenler için borsada ‘panik seviyede oluşmuş’ önemli fırsatlar sunan hisse fiyatlamaları var. Yine kurlardaki hareketin devam edebileceği düşüncesiyle dolar önerileri öne çıkıyor. TL mevduat da temkinli yatırımcı için öneriliyor.

PİYASA GÜNDEMİ

Önümüzdeki dönemde FED’in faiz karan, takiben TCMB’nin faiz karan ve erken seçim gündemi belirleyecek ana başlıklar olarak ortaya çıkıyor. Siyasi belirsizlik nedeniyle Moody’s ve/veya Fitch’ten not indirimi ihtimali de piyasa uzmanlan tarafından gündeme getirilmeye başlayan bir diğer konu.

Ata Portföy Genel Müdürü Mehmet Gerz, “Piyasalar erken seçimi göze aldı ama bir kredi not indirimi, ek bir risk unsuru olarak piyasalara baskı yapmaya devam eder” diyor. Gerz, normal koşullarda FED’in eylülde faiz artışına başlamasını bekliyor. Küresel piyasaların buna artık hazırlıklı olduğunu anlatan Gerz, olumlu sürprizin ise FED’in Çin ve diğer gelişmekte olan ülkeleri dikkate alarak bir kez daha ertelemeye gitmesi olabileceğini ifade ediyor.

PORTFÖY NASIL OLMALI?

Piyasanın önemli isimlerine bu süreçte nasıl bir portföy oluşması gerektiğini de sorduk. 11 aracı kurumun üst düzey yöneticisinin verdiği yanıtların ortalamasını aldığımızda, yüzde 27 payla TL mevduat öne çıkıyor. Burada portföyde en yüksek oranda mevduat öneren isim olan Fatih Arabacıoğlu, Tolga Koyuncu ve Şeniz Yarcan’ın açıklamalanna bakıldığında, muhafazakar, risk almadan hareket etme stratejisinin öne çıktığını görüyoruz. Bunun yanında yaklaşık yüzde 21 payla öne çıkan bir diğer yatırım aracı hisse senedi. Burada Adnan Bahar ve Tunç Kertmen, yüksek hisse önerileriyle önde yer alıyor. Bu dönemde, ‘hissede panik fi-yatlamalar var’ sözünü sıklıkla duyduğumuzu belirtelim.

Portföyde yüzde 40 hisse senedi önerisiyle dikkat çeken Prim Menkul Yönetim Kurulu Üyesi Tunç Kertmen, bunu şöyle açıklıyor: “Bazı hisselerde fiyatlar dolar bazında 2008 krizi seviyesine, bazılarında ise çok daha önceki seviyelere geldi. Borsa artık ucuz ve panik fiyatlar ortaya çıkıyor. Bu seviyeden yapılan alımlar, 2016 yılında çok kazandınr. O nedenle yüzde 40 hisse, bir miktar güçlü dolar ve bir miktar TL ürünler tavsiye ediyorum. Mevduat yerine, faizler çok yükseldiğinde tahvil de olabilir.”

FIRSATLARDAN YARARLANMALI

Seçimin yıl sonundan önce olması halinde 2016 yılına ilişkin enflas-yonist beklentilerin kademeli olarak aşağıya geleceğini söyleyen Iş Yatırım Genel Müdürü Erdal Aral, bu durumun yatırım fırsatları sunabileceğini söylüyor. Aral, ancak siyasi çözümün oluşmaması halinde oynaklığın 2016 yılında da hakim tema haline geleceğini anlatıyor. Bu nedenle de “Fırsatlardan kademeli olarak yararlanmanın ve portföy oluşturmanın doğru olacağını düşünüyoruz” diye konuşuyor.

Bozulan enflasyon beklentileri ve siyasi belirsizlik, borsada 70.000’in seviyelerine sarkmayı mümkün kılıyor. Bununla birlikte borsanın gelecek seçim anketlerinin durumuna bağlı olarak hareket etme olasılığı da yüksek. Erdal Aral, aşağı sarkmaların 73-000 seviyesi ile sınırlı kalmasını bekliyor ve bundan daha aşağısını kaos senaryosu olarak yorumluyor.

TERCİH DOLARDAN YANA

Piyasa uzmanlan döviz tercihlerinde ise FED’in faiz artırımı beklentilerine paralel olarak dolardan yana tavır alıyor. Dolar/TL’de 3,10 üstü seviyeleri görebileceğimizi düşünen piyasa uzmanlan var. Ancak geçen hafta 3,00 TL’ye yükselen dolar sonrasında Morgan Stanley’den gelen ‘Tl’nin değer kaybedeceğine yönelik pozisyonumuzu kapatıyoruz’ açıklaması kurun ateşini biraz olsun düşürdü. Dolar kuru tekrar 2,90 TL seviyelerine çekildi.

Çin’in yuan devalüasyonunun gelişmekte olan ülkeleri etkilediğini belirten İkon Menkul Değerler Genel Müdürü Engin Kuru, Türk piyasalarının da aynı kategoride fiyatlandığım anlatıyor. FED’in de bu yıl içerisinde en az bir kez faiz artışı ihtimalini baz alan Kuru, “Gelişmekte olan ülke para birimlerinin hızla değer kaybettiğini görüyoruz. Bu trendin devam etmesiyle birlikte dolar/TL paritesinde de 3,10 üzeri seviyeler görülebilir” diyor. Kurun yükselmesi ve iç talebin daralmasıyla tahvil fiyatlarında yükselişin devam etmesini bekleyen Engin Kuru, ayrıca MB’nin sıkılaştırma yönünde kararlar alabileceğini göz önüne alarak, bu beklentilerle gösterge faizde yüzde 12 üzerinin test edilmesini bekliyor.

InvestAZ Genel Müdürü Hakan Avdan, bu dönemde Euro, dolar ve altın ağırlıklı bir portföy öneriyor. Avdan, “Hisse, tahvil, mevduat ve ÖST’ler TL’nin değer kaybından negatif etkileniyor. Altın, Amerika’da faiz artırımı geciktikçe bir miktar yükseliyor. Aynı nedenden Euro da destekleniyor. Euro’nun düşüş günleri, Avrupa Merkez Bankası kapsamlı bir tahvil alımına girmeden şimdilik bitti gibi görünüyor” diyor.

ALTIN ÖNERİSİ ARTTI

Venbey Menkul Genel Müdürü Ozan Şıklaroğlu, dolar/TL için teknik düzeltme seviyelerinde herhangi bir müdahale ya da aksiyonla karşılaşmadığımızdan seçime kadar 3,00-3,10 seviyelerini görmemizin muhtemel olduğunu söylüyor. Şıklaroğlu, içerideki siyasi belirsizlik fiyatlaması ve eylül-ekim aylarındaki global hisse senedi fiyatla-malarındaki beklentilerinin bu seviyeleri işaret ettiğini anlatıyor.

Ozan Şıklaroğlu’nun portföy önerisinde öne çıkardığı yatırım aracı ise altın. Portföyün yüzde 50’si ile altın alınabileceği yorumunu yapan Şıklaroğlu, “Altın için yıl sonunda ons beklentimiz 1.250 dolar. Bu nedenle gram/TL olarak 120-124 TL arası hedefimiz dahilinde. Bu nedenle portföylerde ağırlıklı altın öneriyoruz” diyor.

Toplam portföy dağılımına da bakıldığında bir ay önce koalisyon görüşmesi sürecinde yüzde 0,8 olan altın önerisi, bugün gelinen noktada yüzde 10 seviyelerine yaklaşmış durumda. Hem kurdaki yukarı yönlü hareket beklentileri hem de altının ons fiyatındaki beklentiler, altın tavsiyelerini artırmış bulunuyor.

KUR DÜNYADA DÜŞÜYOR

Son dönemde dolar/TL’de yukarı yönlü sert hareketler yaşanmış olmakla birlikte, burada tek değer kaybeden gelişmekte olan ülke parasının TL olmadığını belirtmek gerekiyor. Mehmet Gerz, “TL’nin değer kaybı siyasi belirsizlik ortamında hızlandığı için biz gelişmeleri Türkiye’den ibaret sanıyoruz ama son bir yılda gelişmekte olan ülkelerden 1 trilyon dolar sermaye çıkışı oldu. Bu da Eylül 2008’de patlak veren küresel krizde çıkan paranın iki katı” diye konuşuyor.

Alan Yatırım Genel Müdürü Metin Aytekin, kurlarda yaşanan hareketlerin ekonomiye ve şirketlere etkisine dikkat çekiyor. Buna göre 2,96 dolar/TL kuru ile şirketlerin kur farkı zararı 128 milyar TL seviyesinde. Finans kesimi dışındaki şirketlerin 2014 yılı sonunda 202 milyar dolar net döviz borcu olduğunu kaydeden Aytekin, sonuçta böyle bir kaybın ortaya çıktığını, kaybın Maliye’nin gelirlerini azaltacağını söylüyor. Aytekin, dolar/TL’de 3 TL seviyesinin ise şirketlerin borç döndürme sorununu ortaya çıkaracağını sözlerine ekliyor.

“Portföyümüz daha defansif”

“Borsada erken seçim döneminde beklenti aralığımızı 65.OOO-85.OOO arasına çektik. Bunun orta noktası olan 75.000 etrafında bir denge görebiliriz. Kur tahmini yapmak çok anlamlı değil ama dolar/TL 2.90-3.00 aralığında dengelenir diye düşünüyoruz. Kur yükselişi enflasyona yansıyacağı için gösterge tahvil için faiz beklentimizi yüzde 9’dan yüzde 10’a çıkardık. Faiz yüzde 11’e yaklaştıkça alım gelmesini bekliyoruz.

Önerdiğimiz portföy dağılımında ise gelecek üç ay için biraz daha defansif bir tutum aldık. Buna göre; hisse yüzde 15, kısa vadeli tahvil/bono yüzde 10, ÖST yüzde 35, serbest fon yüzde 40. Bizim yatırım felsefemize göre, fiyatı düşüp ucuzlayan menkul kıymeti almak sermaye piyasalarında en basiretli yaklaşım olmaya devam ediyor. Bugünlerde olduğu gibi yatırım psikolojisinin bozulduğu dönemler aslında alım için uygun zamanlardır. Soğukkanlı yatırımcılar bunu defalarca tecrübe etmiştir. Şöyle ki, Türkiye borsasınm 25 yıllık tarihinde iki yıl üst üste eksi getiri olmadı. Dolayısıyla düşüş yılında alanlar bir sonraki yıl cazip getiri elde ettiler. Ama şu da bir gerçek ki, insan doğası böyle dönemlerde alış yapmayı engelliyor. Bunun yerine yüksek ve gerçekçi olmayan beklentilerin hakim olduğu yıllarda borsaya girişler artıyor ve yeterince sabırlı olmayanlar zarar ediyor. Oysa temel kural düşükken alıp yüksekken satmak olmalı.

Bunu söylemek kolay ama yapmak zordur?

“Dolarda yükseliş 3.30’u bulabilir”

“Yeni dönemde dolar/TL’de 3,05-2,90 arasında bir salınma bekliyorum. Sonrasında ise beklentim 3,30 seviyesine doğru bir yükseliş olabileceği yönünde. Borsa tarafında endeksin 75.000 ile 68.000 arasında bir yerde olmasını bekliyorum. Gösterge faizde yüzde 11,80 ile yüzde 13 arasında hareketler görebiliriz.

Borsada alım için erken olduğunu düşünüyorum. Türkiye ‘yatırım yapılabilir’ bir ülke fakat siyasi belirsizlik ve terör olayları nedeniyle şu an temkinli olunmalı. Kritik seviye olan 75-000 seviyesinin altında risklerin kuvvetli olduğunu düşünüyorum. Türkiye’de potansiyel olmakla birlikte siyasi riskler kuvvetli ve pek de uzak olmayan bir dönemde bunun ekonomiye etkisi olumsuz olacaktır. Dip neresi olabilir, bunu söylemek bu şartlarda zor.

Yine Merkez Bankası’nm kura müdahale etmesi halinde zaten yüzde 2,5 civarında büyüme beklediğimiz ekonomimizde daha da yavaşlama söz konusu olur. Türkiye’nin yeni bir seçime gitmesi ve terör olayları da yabancı yatırımcıların Türkiye’ye bakışını oldukça değiştirmiş gibi gözüküyor. FED ve Çin bizi etkileyecek diğer önemli konular olacak.”

“Orta-uzun vadeli alım için erken”

“TL varlıklar üzerindeki baskının devam edeceğine yönelik beklenti ile portföylerde riskli yatırım araçlarının ağırlığının azaltılmasını, yani daha defansif kalınmasını tavsiye ediyoruz. Borsada 75-000 seviyeleri önemli bir destek ama biz bu seviyelerin gelişmelere paralel olarak aşağı yönlü olarak kırılabileceğini bekliyorduk ve de kırıldı. Dolar kurunun geldiği seviyeler itibariyle sanayi şirketlerindeki kur zararı etkisinin üçüncü çeyrek bilanço kârlarına ciddi oranda baskı yapmasını, bankacılık sektöründe ise özellikle tüketici kredileri tarafındaki NPL (sorunlu kredi) baskısını arttırmasını bekliyoruz. Endeksin geldiği seviye itibariyle bazı hisse senetleri cazip. Ancak gerek politik belirsizliğin tamamen ortadan kalkmaması gerekse kur ataklarının sürebileceği ve bunun da bilançolar üzerinde yaratabileceği tahribat öngörüsüyle, orta-uzun vadeli yatırımlar için biraz daha beklenmeli. Bu bağlamda portföylerde hisse senetlerinin oranı yüzde 15 ile sınırlandırılmalı. Defansif hisseler tercih edilmeli. Bankacılık sektörü hisselerinden, küçük piyasa değerli hisselerden ve döviz açık pozisyonu olan şirket hisselerinden bir süre daha uzak durulmalı. Kur ve faize bakacak olursak, TCMB’nin yakın zamanda faiz artırım sürecini başlatacağı kanaatindeyiz. Ağırlıklı ortalama fonlama faizinin yüzde 9-9,5 bandına çıktığı durumda, dotar/TL’nin 2,90-3,00 bandı içinde sakinleşmesini bekliyoruz!’

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu