Makaleler

Bahar depresyonundan kurtulmanın sekiz yolu

Bahar depresyonundan kurtulmanın sekiz yolu

1- Yaşam alanınızın daha aydınlık olmasını sağlayın: Panjur ve perdeleriniz gün ışığının olduğu her an açık olsun. Eğer ışığın eve ulaşmasını engelleyen ağaçlar varsa dallarını budayarak ışığın daha fazla gelmesini sağlayabilirsiniz. Evde ve iş yerinde mümkün olduğunda pencerelere yakın yerlere oturmaya çalışın.

2- Dışarıda vakit geçirin: Uzun yürüyüşler yapın, öğle yemeği için açık bir alan tercih edin ya da sadece bir bankta oturarak güneşlenin. Özellikle sabahın erken saatlerinde iki saat kadar gün ışığı altında vakit geçirin.

3- Düzenli olarak egzersiz yapın: Fiziksel egzersizler mevsimsel duygulanım bozukluğu hastalığı sonucunda artan anksiyete ve stresin önlenmesine yardımcı olur. Daha fit olmak kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayacaktır.

4- Tedavi planınızdan şaşmayın: İlaçlarınızı aksatmayın ve terapi seanslarınıza planlanan zamanlarda katılın.

5- Kendinize iyi bakın: Yeterince ve iyi dinlenin. Yemek saatlerinizi düzenleyin. Daha iyi hissetmek için alkol veya uyuşturucu ilaçlara başvurmayın.

6- Stres yönetimine özen gösterin: Stres yönetimi tekniklerini öğrenin. Yönetilemeyen stres depresyon, aşırı yemek yeme ya da sağlıksız düşünce ve davranışlara sebep olabilir.

7- Sosyalleşin: Çevrenizde olmasından keyif aldığınız kişilerle iletişime girmek için çaba sarf edin. Arkadaşlarınız size ağlayacak bir omuz veya eğlenceli bir ortam sağlayabilir.

8- Seyahate çıkın: Eğer mümkünse kendinizi harika hissedeceğinizi düşündüğünüz bir yere küçük bir seyahat organize edin. Bu seyahate birkaç yakın arkadaş da eklerseniz harika olur.

Bahar depresyonu

Günlerin uzaması ve havaların ısınması pek çok insanda mutsuzluğa neden olabiliyor. İşyerinde motivasyon kaybına neden olan bahar depresyonu atlatılabilir, geçici bir durum. Önemli olan onunla nasıl başa çıkılacağını bilmek…

HAYAT,AR çok güzel ve canınız çalışmak istemiyor değil mi? Üstelik sabah uyanırken de çok zorlanıyorsunuz. Çalışırken yaşadığınız isteksizliğe bir de dikkat dağınıklığını, ruhsal ve fiziksel kaygılarınızı eklediğinizde işyerinde verimsizlik kaçınılmaz oluyor. Belki de bahar depresyonuna girdiniz…

Mevsimsel değişikliklerin insan psikolojisine etkileri hakkında yaptığı çalışmalarla tanınan Harvard’lı psikiyatrist John Sharp’m yaptığı bir araştırmaya göre, ilkbahar mevsiminde günlerin uzamaya ve sıcaklıkların artmaya başlamasıyla beraber vücudumuzdaki seratonin ve dopamin (kendimizi iyi hissetmemize olanak sağlayan kimyasallar) oranları da artmaya başlayarak kendimizi pozitif ve enerjik hissetmemize olanak sağlıyor. Peki, ya bunun tam tersini hissediyorsak? Baharın gelmesiyle başlayan bu isteksizlik ve karamsarlık hali pek çok kişiyi etkilerken bu durum çalışma hayatında gözle görülür bir şekilde performans kaybına yol açıyor. Oysa bahar depresyonunu atlatmak yine sizin elinizde…

BİYOLOJİK SAATİMİZ ŞAŞIYOR

Bahar depresyonu mevsimsel özelliklere bağlı yaşanan bir duygu durum bozukluğu aslında. Biyolojik saatin mevsim değişme sürecine uyum sağlayamaması durumu olarak da tanımlanan bahar depresyonunun belirtilerinde halsizlik, uykusuzluk/çok uyuma, dikkat ve konsantrasyon kaybı, hayata karşı genel bir isteksizlik, sosyal ortamlardan keyif alamama ve agresif davranış bozuklukları var. Bahar depresyonuna neden olan etkenler tam olarak bilinmemekle birlikte Florance Nightingale Hastanesi Psikolog Emrah Polat’ın verdiği bilgilere göre, bazı spesifik nedenler şunlar olabilir:

İlkbahar ve yaz aylarında güneş ışığı seviyesinin ve süresinin artması, gün ^ratı içerisinde uyanık kalma sürenizi arttırmanız yönünde vücudunuzu uyararak vücudunuzun iç saatini bozabilir. Bu ritimdeki bozulma da duygu durumunun değişmesine yol açabilir. Buna ek olarak güneş ışığı miktarının azalması mutluluk hormonu olarak da tabir edilen seratonin salgılanmasını azaltarak mevsimsel duygulanım bozukluğunu tetikleyebilir. Mevsim değişikliği yine uyku düzeni ve kalitesini etkileyen melatonin hormonunun dengesini de bozabilir.

GEÇİCİ OLDUĞUNU BİLİN

Uzman Psikolog Merve Saraçoğlu’ndan aldığımız bilgilere göre, bu duruma depresyon denmesinin sebebi diğer depresyon türlerinin belirtisiyle benzer olması. Çalışanlar bahar depresyonuna bağlı olarak uyku bozukluğu ve motivasyon kaybı yaşayabilirler. Meslekten, işyerinden ya da çalışma arkadaşlarından soğuma, çalışma isteksizliği hatta erken emeklilik düşüncesi bile oluşturabilir. Öncelikle pozitif düşünmek ve kararlılık önemli. Bu durumun mevsim geçişine bağlı geçici bir durum olduğunu sürekli anımsamakta da fayda var.

“Yaşanılan depresyonun yoğunluğuna göre psikoterapi seansları alınmasını tavsiye ederim” diyen Saraçoğlu bahar depresyonunun atlatılması için açık hava egzersizleri, dengeli beslenme, alkol ve kafein kullanımının minimum düzeyde tutulmasını ve bol su içilmesini öneriyor.

KENDİNİZİ DEĞİŞİME ADAPTE EDİN

Yaşam koçu ve eğitmen Tankut Ayan, her değişimin kendine özgü yenilikler barındırdığını ve bu yeniliklere adapte olunmadığı takdirde bu durumun bizleri fazlasıyla demotive ettiğini belirtiyor ve bahar depresyonundan çıkış yolunu şöyle gösteriyor:

“Bu hissiyatın önüne geçebilmenin en etkili yollarından biri öncelikle değişime kendimiz için en uygun şekilde adapte olabil-memizdir. Kendi hayatımızda istediğimi/ değişiklikleri gerçek- tankut Man leştirsek bile, iş hayatımızda arzuladığımız değişiklikleri gerçekleştiremez-sek, kendimiz için yaptığımız değişiklikler istediğimiz sonuçları doğurmayabilir. Iş hayatında kendinizi demotive hissettiğiniz zamanlarda kendiniz ile kurduğunuz iletişime dikkat edin. Benzer durumlarda kendinizi moralinizi daha da aşağı çekecek konuşmalar yaparken yakaladığınızda, kendinize sorduğunuz olumsuz soruları olumluya çevirerek sormaya önem gösterin. Ayrıca, çok sıkıldığınız, bunaldığınız durumlarda yapacağınız nefes egzersizleri, sizi rahatlatacaktır.”

YÖNETİCİLER ÇALIŞANI ANLAMALI

Ayan’a göre, şirketler bu gibi geçiş dönemlerinde çalışanlarına karşı daha esnek ve yapıcı bir tutum içerisinde olmalı. Çalışanlarında motivasyonlarının ve enerji seviyelerinin eskiye nazaran düşük olduğunu fark eden yöneticilerin, onlarla birebir yaptıkları görüşmelerde empati kurarak çalışanlarını anlamaya çalışmaları oldukça önemli. Soracakları doğru sorularla çalışanlarının odaklarını olumsuzdan olumluya çevirmeyi başarabilmeleri, onların pozitif yönlerini öne çıkaran yapıcı ve motive edici konuşmalar ve iş, özel yaşam arasındaki dengeyi kurabilmelerine yardımcı olacak yaklaşımlar hem çalışanlar ile aralarındaki bağları kuvvetlendirir hem de motivasyonları düşük olan çalışanların kendilerini güvende hissetmelerine imkan sağlar.

“PROAKTİF OLUNMALI”

“Özbilinç ve özfarkındalığı gelişmiş olan tüm bireylerin her yıl aynı dönemde karşılaştıkları bu zorluğu yine kendi duygu ve sınırları doğrultusunda çözebileceğine inanıyorum” diyen Oxygen Consultancy Genel Müdürü Zeynep Doğrul Aşar, kişilere farklı hobiler edinmeyi, rafa kaldırılmış ertelenmiş planlarını gündeme koymalarını öneriyor. Aşar, “Bu yorgunluğu yaşayan kişinin pasif direnişle serzenişte bulunmak yerine proaktif davranarak çözüm yaratmayı istemesi ve gayret göstermesinin daha önemli olduğunu düşünüyorum” diyor.

DEPRESYONA TATİL HEDİYESİ

Böylesi dönemlerde şirket olarak genellikle değişim ve yenilik içinde olmayı tercih ettiklerini söyle yen Aşar, bu durumu yaşayan çalışanlar için özel proje ekipleri oluşturduklarını, yeni hizmetler devreye sokarak rutini kırmaya çalıştıklarını anlatıyor. “Sonuç alındı ğında hep birlikte motive oluyoruz. Ulaşılabilir, kısa vadeli hedefler koyup ulaşıldığında da keyifli ödüllerle destekleyerek bu dönemi hafif atlatmaya çalışıyoruz” diyen Aşar, örneğin geçen sene Nisan ayında bir hedef belirlemiş ve bu hedefe ulaşan çalışanlarına seçecekleri üç ülkeden biri için Barcelona, Amsterdam veya Paris gidiş dönüş uçak bileti hediye ettiklerini söylüyor. Bunun yanı sıra gün içinde yaşanılan stresi atmak f^ar üzere şirket içinde masatenisi ve dart turnuvaları ile işe keyif ve eğlence katmaya çalıştıklarını söyleyen Aşar, cuma akşamları happy hour veya şirket toplantılarının dışarıda brunch yaparken de gerçekleştirebilmenin özgürlüğünü yaşadıklarını söylüyor. Aşar, “Bu sayede işe keyif katarak yoğun tempo ve stresin yükünü bir nebze olsun azalttığımızı düşünüyoruz” diyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu