Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

Arıların Ekonomiye Katkısı

Arılar hakkında bilinmeyenler

■ Arılar, “zar kanatlılar” takımının üst familyasını oluşturan 20 bin kadar böcek türünün ortak adıdır.

■ Altı bacaklı, beş gözlü böceklerdir.

■ Gelişimleri; yumurta, larva, pupa ve erişkin olmak üzere dört aşamalıdır.

■ Bazı türler koloni halinde, bazıları da tek başına yaşama alışkanlığındadır.

■ Bütün arılar, çiçeklere gitmez. Avrupa, İngiltere ve Kuzey Amerika’da yaşayan bazı arı türleri, tere düşkündürler ve “ter arılan” olarak bilinirler.

■ Hayvancılığın en eski biçimi olan arıcılık dünyanın her yanında yapılabilir. Kuzey güney kutup bölgelerinden çöllere kadar…

■ Yarım kilo bal yapmak için 900 bin arı, bir tam gün mesai yapmak ve toplam iki milyon çiçekten nektar toplamak zorundadır.

■ Bir kovanda, kraliçe, işçi ve erkek arılar bulunur. Kraliçe, günde iki bin yumurta bırakır.

■ Kraliçe’nin öldüğü kokudan anlaşılır. Kraliçe zamanından önce ölmüşse hemen larvalardan yenisi seçilir. Arı daha larva halindeyken kraliçeliği ilan edilir. Yeni kraliçe, kovanın kişiliğini, karakteristiğini tamamen değiştirebilir.

■ İşçi arıların hepsi dişidir. Bütün işi onlar üstlenir. Kovanı temizler, yeni doğmuş arıları besler, kraliçe arının bakımını yapar, nektar ve polenleri hücrelere istifler, hücrelerin ağzını kapatır, peteği inşa eder, bozulan yerlerini tamir eder, kovanı serin tutmaya çalışırlar. Kovan dışında da işleri çoktur. Çiçeklerden nektar, polen, su ve propolis adı verilen yapışkan bir öz toplarlar.

■ Bir işçi arı, tüm hayatı boyunca bir çay kaşığının 12’de biri kadar bal yapar.

■ Arıların iki midesi vardır. Biri beslenmek için diğeri, topladığı su ve nektarı kovana getirmek için.

■ Arılar poleni nasıl toplarlar? Her arıda statik elektrik yükü vardır. Polenler bacaklarına mıknatıs gibi yapışır.

■ Arı, insanların yiyebileceği bir ürün üreten tek böcek türüdür.

■ Ürettikleri bal, doğal bir koruyucudur, asla bakteri barındırmaz.

■ Arılar geometri ustasıdır. Petek yaparken hücreleri, yukarıya doğru eğimli yaparlar ki bal yere dökülmesin.

■ Çoğu kişi arıların soktuktan sonra öldüğünü düşünür. Ama bu, nadiren gerçekleşir.

■ Arıların çoğu kışı sağ geçiremez. Kışın koloninin yüzde 25’i telef olur. Kayıp yüzde 35 olarak gerçekleşirse bu durum endişe vericidir.

■ Arıların dünyada 30 milyon yıldan beri var olduğu tahmin ediliyor.

■ Eski Mısır’da inşa edilen piramit ve mezarlıklarda o dönemden kalma ballar bulunmuştur. Ve hala yenecek niteliktedir. Çünkü bal bozulmaz.

■ Arılar bir saatte 24 km yol alabilirler. Saniyede 200 kez kanat çırparlar.

■ Ayılar bal yemeyi severler. Ama asıl sevdikleri larvalardır.

aricilik

Arıların ekonomiye katkısı 120 milyar dolar

Sadece balının tadı ve bizi sokma tehlikesiyle ilgileniriz. Oysa arı türü polenleme özelliği nedeniyle küresel ekonomiye muazzam destek sağlıyor. Araştırmalar, arıların hektar başına 3 bin doların üzerinde katkı yaptığını ortaya koydu…

YABAN arılarının ekonomiye milyarlarca dolarlık katkısı olduğunu hiç düşünmüş müydünüz? Hollanda’da yapılan bir araştırma, çiftçilerin arılara ihtiyacı olduğunu ortaya çıkardı. Çiftçiler, yaban arılarının polenleme özellikleri sayesinde daha fazla üretim yapabiliyor, milyarlarca dolar daha fazla kazanabiliyorlar. Katkının sadece ABD’de 14.6 milyar dolar olduğu belirlendi. Bütün dünyada ise 120 milyar doları geçtiği tahmin ediliyor.

Arılar, çiçekten çiçeğe geçer, nektar toplarken bir taşla iki kuş vurmuş ve çiçekleri de polenlemiş oluyorlar. Böylece hem çiftçiler daha çok para kazanıyor, hem de soframıza daha bereketli ürünler geliyor.

YABAN ARILARI DAHA FAYDALI

Hollanda hükümeti, değişik ülkelerden bir düzine kadar bilim adamını davet ederek, arıların ekonomi üzerindeki rolünü araştırdı. Ülkenin Wageningen Üniversitesinden öğretim üyesi David Kleijn, beş kıtada yapılmış 90’dan fazla araştırmanın sonuçlarının toplanıp değerlendirildiğini açıkladı. Buna göre herhangi bir bölgedeki arı topluluğu üretime, hektar başına 2 bin 900 euro’luk (3 bin 260 dolar) katkı sağlıyor. Bütün dünyadaki tarım alanları hesaba katıldığında tutar, 120 milyar doları aşıyor. Kleijn, “Anlara sadece bal yapıcı böcekler gözüyle bakılmamalı. Onlar aynı zamanda büyük oynayan iş adamları” tanımlaması yapıyor.

İşin ilginç yanı, yaban arılarının, bal yapan arılardan daha çok ekonomik katkı sağlaması. Yaban arılarının polenleme-siyle hektar başına gerçekleşen fazladan kazanç, bal arılarının ürettiği balın ticari değerinden 250 euro daha fazla. Kleijn bu durumu, “Doğada her canlının bir görevi var. Hiçbir canlının varlığı boşuna değil” diye açıklıyor.

KÜRESEL ISINMA TÜRÜ ETKİLİYOR

Aslında arı ve benzeri türler, böcek familyasının yüzde 2’sini oluşturuyor. Bunlar, insanların yediği besin maddelerinin yüzde 80’inin polenlenmesinden sorumlu.

1997 yılında Çin’in güneybatı bölgesinde arılar tamamen ortadan kaybolmuş, polenleme işi için yüzlerce kişi seferber olmuştu. Aynı korkuyu 1972-2006 arasında ABD de yaşadı. Hızlı kentleşme, siste matik olarak kullanılan haşere ilaçlan ve bal üreticilerinin sayısının azalması, arı kolonilerinin de sayısını azalttı. Alınan tedbirlerden sonra 2007’den itibaren durum normale döndü. İngiltere de arı nüfusunun azalmasını önlemek için 1980 yılında yasa çıkarmıştı.

2014’te arıların küresel ısınmadan etkilenip etkilenmediği ilk kez araştırıldı. Küresel ısınmanın, bitkilerin çiçeklenmesini etkilediği, arıları da dolaylı olarak etkilemiş olabileceği sonucuna varıldı. Arıların binlerce türü var. Her tür, polenleme işine yardım etmediği gibi her türün flora içinde farklı görevleri bulunuyor. Fakat araştırma sonuçlan ne olursa olsun bilim insanları, arıların korunması gerektiğini vurguluyor. Ünlü dâhi, Alman teorik fizikçi Albert Einstein, 80 yıl önce, “Arılar yok olursa insan türü de yok olur” diye boşuna uyarıda bulunmamış.

Çinli elma üreticilerinin

Son 50 yılda dünya nüfusu iki kat arttı. Aynı sürede hektar başına alınan verim yüzde 130’luk bir artış gösterdi. Bu elbette ki son derece sevindirici bir gelişme. Ancak bu durum, sonsuza kadar süremez; birim başına elde edilen mahsulün bir sınırı var. Üstelik her yıl 75 milyar ton toprak, erozyonla kaybediliyor. O halde insanoğlu, ekosistemden yardım almak zorunda. Toprakta üretilen besin maddelerinin yüzde 75’i hayvanların polenlemesine ihtiyaç duyar. Bu hayvanların başında arılar, kuşlar, kelebekler, sinekler ve hatta yarasalar gelir. Bu hayvanların yokluğu ise tam bir kabustur.

Bu kabusu yakın zamanda yaşayan ülke, Çin oldu. 1997’de ülkenin güneybatı bölgesindeki elma ve armut bahçeleri, ürün vermemeye başladı. Arılar ortadan kaybolmuştu. Sebebi, aşırı derecede kullanılan haşere ilaçlarıydı. Panikleyen üreticiler, yüzlerce kişinin yardımıyla ağaçlardaki çiçekleri tek tek elleriyle polenlediler. Yetişemedikleri dallara da küçük çocuklarını çıkarmaya çalıştılar. Seferberlik işe yaradı. Ama arıların geri gelmesi, ilaçların ve kimyasalların kullanımının kısıtlanmasına rağmen uzun yıllar sürdü.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu